4945
galatasaray adının marka haline gelmesinde tek pay sahibi taraftarıdır, halktır, halkın içinden gelenlerdir. hep genel kurula, liseye kuşkuyla bakmıştım.
son dönemde yaşananlardan sonra kuşkusuz bu kulübü kulüp yapanın taraftarı olduğuna kanaat getirdim.
dolaylı dolaysız sözü geçen hak sahibi olan yöneticilerinin bu çapsızlığı bu iş bilmezliği bu içten pazarlıklı sahte insanları ile bu günlere gelmesi mucize,
bunları sadece dursun aydın özbek ve yönetimi için söylemiyorum. 100 yılı aşkın tarihi 25 milyonu aşkın taraftarıyla, kimliği duruşuyla, olağanca potansiyeli ile bu çok önemli galatasaray markasının potansiyeli dünyada çok az takımda vardır. (bunu fanatiklik olarak algılamayın aynı potansiyelin üç aşşağı beş yukarı fenerbahçe ve beşiktaş'ta da olduğunu düşünüyorum)
gerçekten, eskiden okumayı mezun olmayı hayal ettiğim köklü bir üniversitesi olan, daha da köklü bir lisesi olan ve türkiye cumhuriyetine sayısız başarılı insan çıkaran bu kurumlardan, nasıl bu kadar basiretsiz, vizyonsuz, iş bilmez insanlar çıkmış anlam veremiyorum, yahu bir de kendilerine elit demezler mi? kendilerini monşer olarak görmezler mi? kendilerini ülkenin entellektüel kesimi olarak görmezler mi? elbette bu güzide kurumun türkiye cumhuriyetine kattığı değerler vardır malumumuz ama şu kulüpte hak sahibi olan söz sahibi olan bir şeyleri değiştirebilme yetkisi olan insanlardan bir tane mi düzgün çıkmaz?
yok arkadaş, uefa kupası, yirmi lig kupası... toplamda 71 kupa bu kulübün adı, ismi rengi potansiyeli, taraftarı her türlü bu kupaları almaya yeter, almaya yeter de artar bile işte bundan bahsediyorum sizler nasıl bir iş bilmez, nasıl birer beceriksiz, nasıl elit? nasıl zeki? nasıl insanlarsınız da şu koca kulübün potansiyelini kullanamadınız, yahu hiç değil sadece 10 sene kendine elit diyen, sorsan iq patlaması yaşadığını düşünen insanlardan bir yönetim kurup 10 sene düzgün yönetsen türkiye'nin bayern münich'i olacak bir kulübü yerlerde süründürüyorsunuz, rezil rüsva ediyorsunuz.
çok açık söylüyorum, arkasında halk desteği olmasa, gönülden bağlı taraftarı olmasa bu basiretsizler, bu yeteneksizler, bu kendini beğenmişler çoktan bitirmişti kulübü. çok samimi söylüyorum üç beş istisna insan elbette vardır bırakalım o kadar olsun, galatasaray'ın marka olması ve bugünlere kadar gelebilmesinin sebebi halktır. bu basiretsizler koca potansiyeli 10 senede bitirir şuan vefaspor, istanbulspor gibi anılan anılmayan bir isim haline gelirdik.
yok mu bunun bir çıkar yolu?
çok yazmasam bile gece gündüz kulübü düşünüyorum, hepinizin, burada yazan yazmayan tüm galatasaraylıların içinin karardığını görebiliyorum, uyku uyumadığınızı hissediyorum.
çözüm için çağırılsalar gecesini gündüzüne katıp çözüm arayacak uyumadan bir şeyler üretmeye çabalayacak ve üretecek insanların varlığını biliyorum.
hal böyleyken (bakın ben buraya çok takılıyorum ve içim cız ediyor sizlerinde dikkatini çekmiştir) dediğim gibi çözüm için kendi cebinden, zamanından verecek gram gocunmayacak insanların yerine; iki yılda bir yapılan olağan genel kurul toplantılarına, yılda bir kaç defa yapılan genel kurullar toplantılara bile gitmeyen insanlar gitselerde saat 13:00'da kim konuşursa konuşsun dinlemeyip pilav yemeye giden, saat 16:00'dan sonra kim konuşursa konuşsun dinlemeyen toplantıdan ayrılan, ayrılmasa bile homurdanan, (genel kurulu yöneticisi biliyorum sıkıldınız, bitireceğim, sayın bilmemne bilmemne kısa kesin herkes sıkıldı) diye konuşmacıyı kesen insanlar galatasaray markasın geleceğini belirliyor.
çok samimi söylüyorum pilav olmasa toplantıya gelmeyek insanların olduğuna inanıyorum. yahu şuan ki başkanın bi önceki yönetimde vazife al(a)mamasının nedeni aidatını ödememiş olması.
yazık.
okuması zor bir yazı oldu kusura bakmayın.
edit: tekrar okuyunca bir şey farkettim, on beş yıldır her gün televizyonlarda, radyolarda, sokaklarda malum şahsa nasıl maruz kaldıysam, yazı dilime işlemiş. ya da bana öyle geldi bilmiyorum, okuyanınız varsa bir de malum şahsın ağzından söylüyormuş gibi tonlayarak okuyun ne demek istediğimi anlayacaksınız. hahah.
son dönemde yaşananlardan sonra kuşkusuz bu kulübü kulüp yapanın taraftarı olduğuna kanaat getirdim.
dolaylı dolaysız sözü geçen hak sahibi olan yöneticilerinin bu çapsızlığı bu iş bilmezliği bu içten pazarlıklı sahte insanları ile bu günlere gelmesi mucize,
bunları sadece dursun aydın özbek ve yönetimi için söylemiyorum. 100 yılı aşkın tarihi 25 milyonu aşkın taraftarıyla, kimliği duruşuyla, olağanca potansiyeli ile bu çok önemli galatasaray markasının potansiyeli dünyada çok az takımda vardır. (bunu fanatiklik olarak algılamayın aynı potansiyelin üç aşşağı beş yukarı fenerbahçe ve beşiktaş'ta da olduğunu düşünüyorum)
gerçekten, eskiden okumayı mezun olmayı hayal ettiğim köklü bir üniversitesi olan, daha da köklü bir lisesi olan ve türkiye cumhuriyetine sayısız başarılı insan çıkaran bu kurumlardan, nasıl bu kadar basiretsiz, vizyonsuz, iş bilmez insanlar çıkmış anlam veremiyorum, yahu bir de kendilerine elit demezler mi? kendilerini monşer olarak görmezler mi? kendilerini ülkenin entellektüel kesimi olarak görmezler mi? elbette bu güzide kurumun türkiye cumhuriyetine kattığı değerler vardır malumumuz ama şu kulüpte hak sahibi olan söz sahibi olan bir şeyleri değiştirebilme yetkisi olan insanlardan bir tane mi düzgün çıkmaz?
yok arkadaş, uefa kupası, yirmi lig kupası... toplamda 71 kupa bu kulübün adı, ismi rengi potansiyeli, taraftarı her türlü bu kupaları almaya yeter, almaya yeter de artar bile işte bundan bahsediyorum sizler nasıl bir iş bilmez, nasıl birer beceriksiz, nasıl elit? nasıl zeki? nasıl insanlarsınız da şu koca kulübün potansiyelini kullanamadınız, yahu hiç değil sadece 10 sene kendine elit diyen, sorsan iq patlaması yaşadığını düşünen insanlardan bir yönetim kurup 10 sene düzgün yönetsen türkiye'nin bayern münich'i olacak bir kulübü yerlerde süründürüyorsunuz, rezil rüsva ediyorsunuz.
çok açık söylüyorum, arkasında halk desteği olmasa, gönülden bağlı taraftarı olmasa bu basiretsizler, bu yeteneksizler, bu kendini beğenmişler çoktan bitirmişti kulübü. çok samimi söylüyorum üç beş istisna insan elbette vardır bırakalım o kadar olsun, galatasaray'ın marka olması ve bugünlere kadar gelebilmesinin sebebi halktır. bu basiretsizler koca potansiyeli 10 senede bitirir şuan vefaspor, istanbulspor gibi anılan anılmayan bir isim haline gelirdik.
yok mu bunun bir çıkar yolu?
çok yazmasam bile gece gündüz kulübü düşünüyorum, hepinizin, burada yazan yazmayan tüm galatasaraylıların içinin karardığını görebiliyorum, uyku uyumadığınızı hissediyorum.
çözüm için çağırılsalar gecesini gündüzüne katıp çözüm arayacak uyumadan bir şeyler üretmeye çabalayacak ve üretecek insanların varlığını biliyorum.
hal böyleyken (bakın ben buraya çok takılıyorum ve içim cız ediyor sizlerinde dikkatini çekmiştir) dediğim gibi çözüm için kendi cebinden, zamanından verecek gram gocunmayacak insanların yerine; iki yılda bir yapılan olağan genel kurul toplantılarına, yılda bir kaç defa yapılan genel kurullar toplantılara bile gitmeyen insanlar gitselerde saat 13:00'da kim konuşursa konuşsun dinlemeyip pilav yemeye giden, saat 16:00'dan sonra kim konuşursa konuşsun dinlemeyen toplantıdan ayrılan, ayrılmasa bile homurdanan, (genel kurulu yöneticisi biliyorum sıkıldınız, bitireceğim, sayın bilmemne bilmemne kısa kesin herkes sıkıldı) diye konuşmacıyı kesen insanlar galatasaray markasın geleceğini belirliyor.
çok samimi söylüyorum pilav olmasa toplantıya gelmeyek insanların olduğuna inanıyorum. yahu şuan ki başkanın bi önceki yönetimde vazife al(a)mamasının nedeni aidatını ödememiş olması.
yazık.
okuması zor bir yazı oldu kusura bakmayın.
edit: tekrar okuyunca bir şey farkettim, on beş yıldır her gün televizyonlarda, radyolarda, sokaklarda malum şahsa nasıl maruz kaldıysam, yazı dilime işlemiş. ya da bana öyle geldi bilmiyorum, okuyanınız varsa bir de malum şahsın ağzından söylüyormuş gibi tonlayarak okuyun ne demek istediğimi anlayacaksınız. hahah.