15
yok arkadaş bazılarına beste beğendiremeyecek bu tribün dedirten beste.
slow falan diyenler bir baksınlar bakalım tüm eski açık söylediğinde, gelen sesle coşkuyla kapalıda hepimizin götü nasıl düştü.
unutulmasın, en dandik denilen, yada her haltı bilen hıncal uluç'un deyimiyle uyutan beste denilen besteler hep bir ağızdan söylendiğinde çok güzel etki yapıyor.
keşke herkes bunun farkına varsa da tribünde beste seçeceğine, ayyy bunun sözleri çok banal, ay bunun müziği arabesk, ay bunun kılı, şunun tüyü diyeceğine bir ucundan katılsa tezahürata. ulan millet besteye burun kıvırır, hiç bir besteye katılmaz, sonra ilk hatalı pasta,ilk hatada kendi futbolcusuna küfür etmek için kıçını yırtar, sonrada çıkar kendine taraftar der.
madem öyle hıncal uluç ve onun gibi düşünenler çıksın bir beste yapsında görelim.başka bir ortamda yazmıştım, burda da tekrar edeyim örneğimi. şu yukarıda bahsettiğim herkesin tezahürata katılmasıyla ilgili olarak.
şimdi şu "içime işlerken" melodisiyle söylenen la lala lay lay lay saldır galatasaray tezahüratı var ya. hani hıncal uluç'un çok anlıyormuş gibi dalga geçtiği tezahürat.
o tezahüratı sadece 200 kişi söylediğinde hıncal uluç haklıdır efendim evet aynen uyutur. ama bütün kapalı coşkuyla söylediğinde acayip güzel olmaktadır ve kimseyi uyutmamaktadır. burda kabahat tezahüratta değil, tezahürata katılmayıp sadece homurdananlardadır.
ulan nasıl olur aynı tezahürat bazen uyutsun bazen coşturabilsin diyen arkadaşlara şöyle bir örnek vereyim.
teoman'ın bugün benim doğum günüm ,hem sarhoşum hem yastayım......" şeklinde sözleri olan şarkıyı (ismini unuttum şarkının) bir teomandan bir müslüm gürses'ten dinlesinler, dediğimi çok iyi anlarlar. müslüm gürses söyleyince sadece 200 kişinin söylemesi oluyor, uyutuyor, teoman söyleyince tüm kapalının söylemesi gibi oluyor ve uyutmuyor.
demek ki neymiş, kötü beste yokmuş, az katılım varmış.
slow falan diyenler bir baksınlar bakalım tüm eski açık söylediğinde, gelen sesle coşkuyla kapalıda hepimizin götü nasıl düştü.
unutulmasın, en dandik denilen, yada her haltı bilen hıncal uluç'un deyimiyle uyutan beste denilen besteler hep bir ağızdan söylendiğinde çok güzel etki yapıyor.
keşke herkes bunun farkına varsa da tribünde beste seçeceğine, ayyy bunun sözleri çok banal, ay bunun müziği arabesk, ay bunun kılı, şunun tüyü diyeceğine bir ucundan katılsa tezahürata. ulan millet besteye burun kıvırır, hiç bir besteye katılmaz, sonra ilk hatalı pasta,ilk hatada kendi futbolcusuna küfür etmek için kıçını yırtar, sonrada çıkar kendine taraftar der.
madem öyle hıncal uluç ve onun gibi düşünenler çıksın bir beste yapsında görelim.başka bir ortamda yazmıştım, burda da tekrar edeyim örneğimi. şu yukarıda bahsettiğim herkesin tezahürata katılmasıyla ilgili olarak.
şimdi şu "içime işlerken" melodisiyle söylenen la lala lay lay lay saldır galatasaray tezahüratı var ya. hani hıncal uluç'un çok anlıyormuş gibi dalga geçtiği tezahürat.
o tezahüratı sadece 200 kişi söylediğinde hıncal uluç haklıdır efendim evet aynen uyutur. ama bütün kapalı coşkuyla söylediğinde acayip güzel olmaktadır ve kimseyi uyutmamaktadır. burda kabahat tezahüratta değil, tezahürata katılmayıp sadece homurdananlardadır.
ulan nasıl olur aynı tezahürat bazen uyutsun bazen coşturabilsin diyen arkadaşlara şöyle bir örnek vereyim.
teoman'ın bugün benim doğum günüm ,hem sarhoşum hem yastayım......" şeklinde sözleri olan şarkıyı (ismini unuttum şarkının) bir teomandan bir müslüm gürses'ten dinlesinler, dediğimi çok iyi anlarlar. müslüm gürses söyleyince sadece 200 kişinin söylemesi oluyor, uyutuyor, teoman söyleyince tüm kapalının söylemesi gibi oluyor ve uyutmuyor.
demek ki neymiş, kötü beste yokmuş, az katılım varmış.