2
benim bu konuda bir ütüpyam vardı yıllar evvel, mancini sonrası ve prandelli- hamzaoğlu periyodunda kafamda beliren bir arzu daha doğrusu. 4. yıldız sezonunda biliyorsunuz ki çokça aşağılamalara, küçük düşürmelere konu olmuş ve dipten yükselerek 4. yıldızı takan ilk takım olmuştuk türkiye'de. bu nedenle bir tarihsel şov hatta emeklere teşekkür babında şampiyonluk kutlamalarına geçmişte bizde görev yapmış sağ olan tüm teknik direktörleri davet edecektik bu ütopyaya göre. hafızam beni yanıltmıyorsa o dönemki yönetimden birisi de mancini ve prandelli'yi şampiyonluk kutlamalarına çağıracaklarını söylemişti. bu iş yalan olduğuna göre bu açıklamayı dursun özbek'in yaptığına kani oldum şuan. yönetimlerimiz ve hatta dönemdeki teknik heyetimiz pek bir kibirli olduğundan, başarı sahnesini, şampiyonluk platformunu selefleriyle paylaşmak istemediğinden zannederim bu hayata geçemedi.
halbuki ne güzel olurdu tek tek tüm efsane teknik direktörlerimiz sahaya davet edilse, ellerinde galatasaray bayrakları dalgalansa, bazılarının gözlerinden gözyaşları süzülse, derwall anılsa, feldkamp'la özlem gidersek, lucescu'nun o kıvırcık saçları sallansa platforma gelirken, terim'in komutan edalarıyla yürüyüşünü seyretsek, hagi gelse hagi en büyük sevdalarımızdan biri olan hagi, mustafa denizli bundan 25 sene evvel tellerin arkasından yansıttığı ruhu ile çıkagelse yine, ali sami yen'e şiirler okunsa, bülent kaptan o sert bakışlarıyla tribünde belirse, mancini karanlığın arasından eliyle dört işareti yaparak o meşhur atkısı omuzlarından sarka sarka elinde galatasaray bayrağı ile yürüse, kupa herkesin ellerinde yükselse...
hayatını tek bir varlığa kaptırıp gitmiş, örneğin o olmadan yaşayamam şu giderse ölürüm diyen kişileri anlayamam pek ve de doğru bulmam bu davranışı. galatasaray'dan başka meseleler de var bizler için biliyorum. onca sevdadan biri ama aileden sonra birincisi. en büyük sevda. galatasaray'la yaşıyoruz, galatasaray'ı yaşıyoruz.
bu bahsettiğim kutlamalar neden yapılamadı bugüne dek? insanlar art niyetli çünkü. paylaşımdan bihaber, naiflik zaten hak getire. galatasaray kimsenin umrunda değil ona yanıyorum, bir tek biz taraftarın umrunda bazı şeyler. birileri yiyor haltları tasası bize kalıyor. birileri borçları katlıyor, uyduruk transferler yapıyor, çapsız çapsız işlere bulaşıyor derdi bize kalıyor. malum kişiler maçtan sonra evinde veya işyerinde paralarını sayarken bizim midemize ağrılar giriyor, gece uyku tutmuyor. hafta zehir oluyor oysa onlar puan kaybedilen maçın hemen ertesinde yeni bir iş anlaşması imzalayarak şahsi servetlerine dolarları cepliyor. bu işte bir yanlışlık yok mu sahiden?
nereden nereye gelmişim ama bağlayacak olursam şudur olay, galatasaray sevgisinden uzak kişiler sırf şahsi meseleleri ve başarıyı sadece kendilerine mal etme istekleri nedeniyle yapılabilecek yüzlerce güzel işe mani oluyorlar. sürüsüyle sayılır bu tarz organizasyonlar. eski başkanları davet et, efsane futbolcularını davet et, eski teknik direktörlerini davet et et de ''ben gücümü tarihimden alıyorum'' mesajını ver. ama olur mu hiç öyle, dursun özbek faruk süren'i davet edip reklam süresini kısaltır mı? kısaltmaz, reklam her şeyden evveldir çoğu için.
ütopya dedim ama elbet gerçekleşir be dostlar.
halbuki ne güzel olurdu tek tek tüm efsane teknik direktörlerimiz sahaya davet edilse, ellerinde galatasaray bayrakları dalgalansa, bazılarının gözlerinden gözyaşları süzülse, derwall anılsa, feldkamp'la özlem gidersek, lucescu'nun o kıvırcık saçları sallansa platforma gelirken, terim'in komutan edalarıyla yürüyüşünü seyretsek, hagi gelse hagi en büyük sevdalarımızdan biri olan hagi, mustafa denizli bundan 25 sene evvel tellerin arkasından yansıttığı ruhu ile çıkagelse yine, ali sami yen'e şiirler okunsa, bülent kaptan o sert bakışlarıyla tribünde belirse, mancini karanlığın arasından eliyle dört işareti yaparak o meşhur atkısı omuzlarından sarka sarka elinde galatasaray bayrağı ile yürüse, kupa herkesin ellerinde yükselse...
hayatını tek bir varlığa kaptırıp gitmiş, örneğin o olmadan yaşayamam şu giderse ölürüm diyen kişileri anlayamam pek ve de doğru bulmam bu davranışı. galatasaray'dan başka meseleler de var bizler için biliyorum. onca sevdadan biri ama aileden sonra birincisi. en büyük sevda. galatasaray'la yaşıyoruz, galatasaray'ı yaşıyoruz.
bu bahsettiğim kutlamalar neden yapılamadı bugüne dek? insanlar art niyetli çünkü. paylaşımdan bihaber, naiflik zaten hak getire. galatasaray kimsenin umrunda değil ona yanıyorum, bir tek biz taraftarın umrunda bazı şeyler. birileri yiyor haltları tasası bize kalıyor. birileri borçları katlıyor, uyduruk transferler yapıyor, çapsız çapsız işlere bulaşıyor derdi bize kalıyor. malum kişiler maçtan sonra evinde veya işyerinde paralarını sayarken bizim midemize ağrılar giriyor, gece uyku tutmuyor. hafta zehir oluyor oysa onlar puan kaybedilen maçın hemen ertesinde yeni bir iş anlaşması imzalayarak şahsi servetlerine dolarları cepliyor. bu işte bir yanlışlık yok mu sahiden?
nereden nereye gelmişim ama bağlayacak olursam şudur olay, galatasaray sevgisinden uzak kişiler sırf şahsi meseleleri ve başarıyı sadece kendilerine mal etme istekleri nedeniyle yapılabilecek yüzlerce güzel işe mani oluyorlar. sürüsüyle sayılır bu tarz organizasyonlar. eski başkanları davet et, efsane futbolcularını davet et, eski teknik direktörlerini davet et et de ''ben gücümü tarihimden alıyorum'' mesajını ver. ama olur mu hiç öyle, dursun özbek faruk süren'i davet edip reklam süresini kısaltır mı? kısaltmaz, reklam her şeyden evveldir çoğu için.
ütopya dedim ama elbet gerçekleşir be dostlar.