306
ben, abim ve kuzenimle birlikte gittiğimiz, bizleri gururlandıran ender basketbol maçlarından en önemlisiydi belkide.
daha önceden fenerbahçe maçlarına gittiğim için abdi ipekçi'nin atmosferine gayet aşinaydım. tribünde öyle bir atmosfer vardı ki abim ve kuzenim beşiktaş'lı olmalarına rağmen marşlara katılıp destek vermişlerdi.
hatta hiç unutmuyorum, maçın sonlarına doğru teodosic'e çok kritik 3 atışlık faul çalınmıştı.üçünü de attığı takdirde skor berabere olacaktı.o an öylesine bir ıslık vardıki salonda abimin bana dediği ''oglum bu atmosferde nasıl atacak ya'' lafı belki de herşeyi özetler.nitekim 3 atışın sadece 1'ini atabilmişti.
tanım olarak diyeceğim şu ki korkunç bir atmosferde oynanan ve inananların daima bir adım önde olduğu maçlardan sadece bir tanesi.
daha önceden fenerbahçe maçlarına gittiğim için abdi ipekçi'nin atmosferine gayet aşinaydım. tribünde öyle bir atmosfer vardı ki abim ve kuzenim beşiktaş'lı olmalarına rağmen marşlara katılıp destek vermişlerdi.
hatta hiç unutmuyorum, maçın sonlarına doğru teodosic'e çok kritik 3 atışlık faul çalınmıştı.üçünü de attığı takdirde skor berabere olacaktı.o an öylesine bir ıslık vardıki salonda abimin bana dediği ''oglum bu atmosferde nasıl atacak ya'' lafı belki de herşeyi özetler.nitekim 3 atışın sadece 1'ini atabilmişti.
tanım olarak diyeceğim şu ki korkunç bir atmosferde oynanan ve inananların daima bir adım önde olduğu maçlardan sadece bir tanesi.