10179
yarısı ben demiştim demek için yaşıyor. hatta samimi görünmek için "keşke yanılsaydım" diye ekleyen varyantları da var bunların. işte bu tam bir dandik spor gazetecisi/yorumcusu zırvasıdır. olaya baştan karamsar hatta ne karamsarı bildiğin kötü niyetle yaklaşıp önünde sonunda haklı çıkacaklarını bilerek avuçlarını ovuşturarak o büyük günün gelmesini beklerler. geldiğinde de kafa ütülerler. işler iyi giderken hiçbirinin "aa yanılmışım!" diye ortalıkta gezdiği görülmez tabii. bu felaket kahinliğinin bir avantajı vardır ki her zaman dediğin çıkar. (bkz: entropi) sonuçta bir fenomenin iki tür akıbeti vardır: ya müspet ya da menfi olarak sonuçlanır. lakin müspet gidişatın her daim bir sonu vardır. şundan bahsediyorum. tarihte bir futbol kulübünün yaşayabileceği en dominant, en başarılı dönemi yaşayan barcelona bile bir gün cortlayacaktır. belki de cortladı hatta. şimdi yukarıda anlattığım çakal yazar zihniyeti tuzağını şöyle kurar: 2007'de "bu barcelona'dan bir bok olmaz" der ve beklemeye geçer. takım şampiyonluklar, kupalar kazanırken piyasada gözükmez ama ne zaman bayern tarafından ya da psg tarafından barcelona madara edilirse işte o zaman "ben demiştim be!", "busquets düz adam ya!", "messi sorumluluk almıyor amk", "neymar apaçi" diye ayı gibi bağırıp mastürbasyonlarını yaparlar.
tamam ulan anladık, siz demiştiniz.
tamam ulan anladık, siz demiştiniz.