4
karaktersiz bir takıma sahip olduğumuz için sözlüğün ilgisini çekmeyen maç. halbuki türk sporsevere değil icraat, bir yeni umut bile bayram hevesi gibi gelir. en basitinden riekerink gibi soğuk, pasif ve hazırcı, dandik takımlara kaybettiği maçlardan sonra 2 gün takıma izin veren tembel bir antrenörden sonra gelen, henüz teknik direktörlük kariyerinde elle tutulur hiçbir başarısı olmayan ve büyük ihtimal oynattığı top sadece büyük takımlara karşı kazandığı maçlarda tecrübe edilen tudor'un bile taraftara getirdiği havaya bakın. ha gerçekçi bulursunuz, romantik bulursunuz o ayrı konu ama takımın biraz çabaladığını, birileri tarafından çalıştırıldığını bilmek türk taraftarı için ilk aşamada yeterli bir motivasyondur. tabii ki bu güvenin kalıcılığını gelecekte gelen icraatlar belirler. bu takımsa o gelen icraatlerin ekmeğini yiyen ve taraftarla, yönetimin doymuşluğunu fırsat bilip 1 senedir oyununa hiçbir şey eklemeyen, mücadele anlamında bile istikrarı tutturamamış mirasçı bir kimliği sahiptir. bu anlamda kadın takımının, engelsiz aslanların kendi başlıklarına bile haftada bir mesaj gelirken daha çeyrek finalinde oldukları (ve görünen o ki çok da ilerisini göremeyecekleri) bir organizasyonda maçı başlamadan önce, bu takımın bir başlığına 5 entry girilmesi bile onlar için lüks olmalıdır. bu takım bu seneki karaktersiz oyunu ve yaşattığı utanç verici tecrübelerle bu kadar ilgiyi bile hak etmemektedir. hala oturup maçı izlenecekse de bunun nedeni oynadıkları oyun, vaat ettikleri azim değil, sadece üstlerindeki forma ve temsil ettikleri kimlikten ileri gelmektedir.