• 4885
    türkiye'dir...
    yani iyisiyle kötüsüyle, bazen iyi ki, bazen maalesef türkiye'dir...

    şöyle genel çerçeveden bir bakıyorum;

    - galatasaray'ın en sıkıntılı dönemlerinden birini yaşıyoruz, hem yönetsel hem ekonomik hem sportif anlamda buhranlardayız, tıpkı günümüz türkiye'si gibi... yarınımızı öngörmekte zorlanıyor, dünümüzü arıyoruz, tıpkı günümüz türkiye'si gibi...

    - hukuğumuz, tüzüğümüz işlemez halde, lise diye bir kesim var, onlar ne derse o oluyor aslında... koskoca galatasaray camiasını bir grup adamın temsil ettiğine ve edeceğine inanmışlar, sen ne dersen de öyle devam ediyor... işin aslı, çoğunluğun da buna pek sesi çıkmıyor. tıpkı günümüz türkiye'si gibi...

    - o bir avuç sayıdaki yönetim kademesinin destekçileri, taraftar grupları, sucuk ekmekçileri var, gücün ve iktidarın kendilerine sağladığı imkanlarla gözü kör olan, onların yanlışlarını sırf kendi menfaatleri için görmezden gelenler... tıpkı günümüz türkiye'si gibi...

    - geçtiğimiz günlerde borcumuzun baskısından boğulmak üzereyken elimizdeki taşınmazları satma durumuna geldik, yegane güvenimiz ve mal varlığımız, "bizim" demekten gurur duyduğumuz taşınmazlarımız riva ve florya borçlarımız karşılığında satıldı, özelleşti... aynı günler türkiye devleti de varlık fonu kurarak elindeki para eden tüm kuruluşları tek fon altında birleştirerek özelleştirme kararı aldı... çünkü cari açık artık boğaz seviyesini aşmıştı...

    - bu camia hep büyüktü, tarihinde atatürk gibi bir kurucusu vardı, ali sami yen, ilklerin adamıydı, yoktan var etti mücadele etti, anılara kazındı, ancak o bile yer yer bu kulübün tarihinden silinecek konuma geldi... sadece gerçek galatasaraylılar sahip çıktı... tıpkı günümüz türkiye'si gibi...

    - bu kulüp en şaşalı dönemlerini 80'lerin sonunda başlayan ve 2000'lerde zirve yapan dönemlerde yaşadı. tıpkı günümüz türkiye'si gibi... galatasaray futbolda devrim yaparken diğer taraftan da eurovision'lardan habitat'lara, türkiye bir devinim hali içindeydi...

    - galatasaray'ın hanedanlık döneminin sonu olan 2002 yılı aynı zamanda türkiye'nin de aydınlık ve parlak günlerinin sonu oluyordu. galatasaray önderliğinde 2002 dünya kupasında dünya 3'üncüsü oluşumuz o şaşalı dönemin aşağıya doğru ivmelenmesinin başlangıcıydı, bu türkiye için de böyle oldu... 2002 genel seçimlerinden sonra türkiye otoriter, totaliter, karmaşık siyasi günlerin pençesine düşerken galatasaray da lucescu'yu kovup tekrar fatih terim'i getirerek hızlandırılmış fetret ve gerileme dönemine giriyordu.

    tarihin pek çok noktasından bir çok örnek verilebilir.

    ancak önemlidir, gözlemlenmelidir ki galatasaray'ın varlığının ivmesi türkiye'ye, türkiye'nin varlığının ivmesi galatasaray'a et ve tırnak gibi, kan ve damar gibi bağlıdır...

    türkiye ne zaman müreffeh olur ve toparlanırsa galatasaray o dönem gurur verecek başarıların altındaki imza olur, galatasaray ne zaman devinim gösterip kafasını kaldırsa türkiye'de yolunda gitmeyen bir şeyler bir şekilde yol bulur.

    türkiye ekonomik krizde, türkiye siyasi krizde, türkiye rejim krizinde, türkiye korkutucu bir dönemin arefesinde, türkiye kendi kaderini belirleyeceği çok kritik günlere hiç güven vermeyen insanların elinde gidiyor...

    tıpkı ama tıpkı galatasaray gibi...!!!
App Store'dan indirin Google Play'den alın