16
üzerinden 16 sene geçtiğini az önce farkettiğim maç. en fazla 8-9 yıl falan geçmiş gibi geliyor oysa ki...
fenerbahçe'nin üzerimizden kamyon gibi geçtiği 22 nisan 2006 fenerbahçe galatasaray maçı ve 20-0 bitebilecekken anca 3-1 biten 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçındaki tek taraflı resitaller bir kenara, aşağı yukarı 20 yıla dayanmış taraftarlık geçmişimde "dünya derbisi" tabirine yakışan belki de yegane fenerbahçe derbisidir. o sezon fenerbahçe'yi şampiyon yapan revivo hayatının topunu oynamış, avrupa'ya kafa tutan defansımız ise sezonluk hata istihkakını doksan dakikaya sığdırmıştı. hızlı başladığımız maçta mustafa denizli'nin sezonun ilk yarısındaki meşhur meşaleli maçı 0-0'a kilitleyen ofsayt taktiğini delip 5. dakikada öne geçmiştik. önce sağ kanada açılan topa yaptığı müthiş ortayla, daha sonra yine defansın sağından ileri fırlayıp yaptığı al da at asistiyle, devre bitmeden yine bize göre sağ kanattan kullanıp 8 ciğerli yarma johnson'un kafasına indirdiği serbest vuruş ile revivo 45 dakikada adını derbi tarihine yazdırmayı başarıyordu.
ikinci yarının başında yine iki takımın oyuna ısınmaya çalıştığı dakikalarda hasan şaş sahneye çıkmış, bütün fenerbahçe defansının içinden topla beraber geçtikten sonra topu rüştü'nün altından klas bir ayakiçi plase ile kaleye gönderdi. sıçıp sıvayan defansımızın performansına tüy dikme görevini "çok güzel" kaleci taffarel üstlendi. ilk yarının yıldızı revivo'nun çok da etkili olmayan şutunu kucaklamaya çalışırken elinden kaçırmış, yerden sekerek gelen top geriye doğru havalanıp fileleri bulmuştu. tribünlerden 5 seslerinin yükseldiği dakikalarda sol kanattan gelen ortaya süper mario jardel sol ayağıyla osuruktan bir vole(!) atmış, dünyanın en tıngır mıngır volelerinden biri olan bu vuruş lazetiç'in totosuna da çarpıp direğin dibinden ağları bulmuştu.
çok güzel bir maçtı. şubat tatilinde oynanıyor oluşu ve de açık kanalda yayınlanıyor oluşu maçın güzelliğini katlıyordu. tam maç böyle bitti denilen duraklama dakikalarında kaleye sırtı dönük ve kendisinden bir hayli açılmış olan topa doğru giden ümit davala'yı abdullah ercan formasından çekerek penaltı yaptırmış, literatüre erol bulut penaltısı olarak geçen ve 1998'deki derbinin akışını değiştiren o saçma penaltıya adeta selam çakmıştı.
uzatma dakikalarında bir penaltı da fenerbahçe kazanmış, topun başına gelen lazetiç topu auta atmasına rağmen stad hoparlörlerinden gol olmuşcasına müzik yayını başlayarak fenerbahçe'de köklü bir gelenek haline gelmiş olan timsah olayının temelleri atılmıştı.
120 dakikalık heyecan sonrasında sıra penaltı atışlarına geldiğinde ortalama bir futbol izleyicisi nirvanaya ulaşmış, her iki takım taraftarı ise doz aşımına uğramış haldeydi. en formda dönemlerini geçiren rüştü rençber, hasan şaş ve ümit davala'nın; taffarel ise johnson'un penaltılarını kurtarmıştı. son penaltılara gelindiğinde fenerbahçe bir farkla öndeydi. galatasaray'ın 5. penaltıcısı avrupa gol kralı süper mario jardel idi. yapılan ortaya yere yatıp kafa vuracak kadar amansız bir golcü olan abimiz bütün gamsızlığı ile topa doğru bir güvercin edasıyla yan yan gitti, kofti bir vuruşla topu sadece biraz havalandırıp ileriye göndermiş oldu. maç içinde ümit'in attığı dahil gece boyunca atılan 6 penaltıda da bir yön seçmek yerine ileriye doğru gitmeyi tercih eden rüştü kalenin ortasına doğru giden bu topu da kolayca bloke edip kazananın tayin etmiş oldu.
o değil de adam kurtardığı 2 penaltıda da kale çizgisinden açılmış, hatta ümit davala'nın kaçırdığı penaltıda neredeyse altıpasın oraya kadar gelmişti. ,
velhasıl çok zevkli ve heycanlı bir maçtı. bunda galatasaray'ın en iyi kadrosunun, fenerbahçe'nin ise "kariyer zirvesi"ni yaşamakta olan bir dolu futbolcu ile sahada olmasının payı büyüktü. bir de o yıllarda türk futbolu şimdiki kadar kirli ve sevgisiz değildi. şimdilerde futbolsuzluktan, gerilimden, ranttan beslenen ve türk futbol ailesi(!) gerçeği etrafından şekillenen kokuşmuş türk futbolunun en vitrin derbisi bir daha böyle keyifli bir maç izletir mi; açıkçası pek fazla umudum yok...
fenerbahçe'nin üzerimizden kamyon gibi geçtiği 22 nisan 2006 fenerbahçe galatasaray maçı ve 20-0 bitebilecekken anca 3-1 biten 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçındaki tek taraflı resitaller bir kenara, aşağı yukarı 20 yıla dayanmış taraftarlık geçmişimde "dünya derbisi" tabirine yakışan belki de yegane fenerbahçe derbisidir. o sezon fenerbahçe'yi şampiyon yapan revivo hayatının topunu oynamış, avrupa'ya kafa tutan defansımız ise sezonluk hata istihkakını doksan dakikaya sığdırmıştı. hızlı başladığımız maçta mustafa denizli'nin sezonun ilk yarısındaki meşhur meşaleli maçı 0-0'a kilitleyen ofsayt taktiğini delip 5. dakikada öne geçmiştik. önce sağ kanada açılan topa yaptığı müthiş ortayla, daha sonra yine defansın sağından ileri fırlayıp yaptığı al da at asistiyle, devre bitmeden yine bize göre sağ kanattan kullanıp 8 ciğerli yarma johnson'un kafasına indirdiği serbest vuruş ile revivo 45 dakikada adını derbi tarihine yazdırmayı başarıyordu.
ikinci yarının başında yine iki takımın oyuna ısınmaya çalıştığı dakikalarda hasan şaş sahneye çıkmış, bütün fenerbahçe defansının içinden topla beraber geçtikten sonra topu rüştü'nün altından klas bir ayakiçi plase ile kaleye gönderdi. sıçıp sıvayan defansımızın performansına tüy dikme görevini "çok güzel" kaleci taffarel üstlendi. ilk yarının yıldızı revivo'nun çok da etkili olmayan şutunu kucaklamaya çalışırken elinden kaçırmış, yerden sekerek gelen top geriye doğru havalanıp fileleri bulmuştu. tribünlerden 5 seslerinin yükseldiği dakikalarda sol kanattan gelen ortaya süper mario jardel sol ayağıyla osuruktan bir vole(!) atmış, dünyanın en tıngır mıngır volelerinden biri olan bu vuruş lazetiç'in totosuna da çarpıp direğin dibinden ağları bulmuştu.
çok güzel bir maçtı. şubat tatilinde oynanıyor oluşu ve de açık kanalda yayınlanıyor oluşu maçın güzelliğini katlıyordu. tam maç böyle bitti denilen duraklama dakikalarında kaleye sırtı dönük ve kendisinden bir hayli açılmış olan topa doğru giden ümit davala'yı abdullah ercan formasından çekerek penaltı yaptırmış, literatüre erol bulut penaltısı olarak geçen ve 1998'deki derbinin akışını değiştiren o saçma penaltıya adeta selam çakmıştı.
uzatma dakikalarında bir penaltı da fenerbahçe kazanmış, topun başına gelen lazetiç topu auta atmasına rağmen stad hoparlörlerinden gol olmuşcasına müzik yayını başlayarak fenerbahçe'de köklü bir gelenek haline gelmiş olan timsah olayının temelleri atılmıştı.
120 dakikalık heyecan sonrasında sıra penaltı atışlarına geldiğinde ortalama bir futbol izleyicisi nirvanaya ulaşmış, her iki takım taraftarı ise doz aşımına uğramış haldeydi. en formda dönemlerini geçiren rüştü rençber, hasan şaş ve ümit davala'nın; taffarel ise johnson'un penaltılarını kurtarmıştı. son penaltılara gelindiğinde fenerbahçe bir farkla öndeydi. galatasaray'ın 5. penaltıcısı avrupa gol kralı süper mario jardel idi. yapılan ortaya yere yatıp kafa vuracak kadar amansız bir golcü olan abimiz bütün gamsızlığı ile topa doğru bir güvercin edasıyla yan yan gitti, kofti bir vuruşla topu sadece biraz havalandırıp ileriye göndermiş oldu. maç içinde ümit'in attığı dahil gece boyunca atılan 6 penaltıda da bir yön seçmek yerine ileriye doğru gitmeyi tercih eden rüştü kalenin ortasına doğru giden bu topu da kolayca bloke edip kazananın tayin etmiş oldu.
o değil de adam kurtardığı 2 penaltıda da kale çizgisinden açılmış, hatta ümit davala'nın kaçırdığı penaltıda neredeyse altıpasın oraya kadar gelmişti. ,
velhasıl çok zevkli ve heycanlı bir maçtı. bunda galatasaray'ın en iyi kadrosunun, fenerbahçe'nin ise "kariyer zirvesi"ni yaşamakta olan bir dolu futbolcu ile sahada olmasının payı büyüktü. bir de o yıllarda türk futbolu şimdiki kadar kirli ve sevgisiz değildi. şimdilerde futbolsuzluktan, gerilimden, ranttan beslenen ve türk futbol ailesi(!) gerçeği etrafından şekillenen kokuşmuş türk futbolunun en vitrin derbisi bir daha böyle keyifli bir maç izletir mi; açıkçası pek fazla umudum yok...