• 277
    sözlükte zamanında çok takıldım, çaylaktım yorum yazamıyordum ama bolca insanların ne yazdığını okuyordum. sonra bir gün roger federer başlığı olduğunu gördüm. tahmin ettiğim üzere çoğunlukla tenisle pek arası olmayan ama isminden dolayı -benzer bir durum 'abi kobe ne yaptı geçen yaa.' muhabbetinde basketbolda da vardı, malum kobe bıraktı- federer'e yorum yapan insanlar olduğunu gördüm. sonra yazar oldum ama buraya yazacak çok da bir şey bulamadım açıkçası. tabiki roger'ı anlatmaya kelimeler yetmez, buralar da yetmez ancak yazar oldum ve buraya gelip de ne yazarım diye öylece baktım sadece. şu an yazıyorum: öncelikle şu an fazlasıyla duygu yüklüyorum. normalde fazlasıyla mantığıyla hareket eden ve kelimelerine dikkat eden bir insanım ama şu an bilincimin yeterince yerinde olmadığının farkındayım ve hatalarım için affola diyorum.

    federer tarihin en iyisi midir ? bugünkü zaferiyle en azından uzun seneler boyunca buna mahal vermeyecek şekilde konuyu kapattı. 70'lerde grand slamler kazanan ken rosewall'ı saymazsak gs kazanan en yaşlı oyuncu oldu ki ona en yakın yanlış hatırlamıyorsam 2003'te yine ausopen'ı alan agassi var. agassi demişken 3 yıl önce federer felaket geçirdiği 2013 sezonundan sonra edberg ile 2014'te tekrar ayağa kalkarken agassi fedo'nun bir daha gs alamayacağını söylemişti. ondan sonra 2014 wimby, 2015 wimby ve 2015 us open finalleri aynı kişiye yani djokovic'e kaybedildi. tam haklı çıkıyor derken bir daha ağzı açılamayacak şekilde agassi de susturuldu. ekstradan federer haterı olan mast wilander de kendi payını almıştır umarım. konumuza dönelim. fedo en yaşlı gs alanlardan biri oldu, aus open'ı da 5. kez alarak 3 gs'de 5 ve üzeri şampiyon olan ilk isim oldu, zaten 18 gs'si, dünya 1 numarasında kalmaları, onları, bunları saymakla bitmez tükenmez. bunları geçelim. federer'in büyüklüğünün, en iyisi olmasının, hatta spor tarihin en iyisi olmasının üzerinde bunların etkisi vardır tamam da federer'in kort üzerindeki sihri çok farklı bir şey. korta çıktığında o raketi eline aldığında adam tenis oynamıyor. bale ile karışık tiyatral bir enstantane sunuyor bizlere. kortta dans ediyor adeta ve bunu göz yormadan, seyircilere en iyi şekilde göstererek yapıyor. boşuna tarihin en iyisi değil bu adam. çok farklı bir şey anlatması da zor. tenisten anlamayan bir insan bile 'bu adam çok farklı galiba ya' der. hele de biraz anladığınızda 'vay be adam baselinedan yarım voleler alıyor, nasıl bir şey acaba' diyorsunuz. tam bu noktada kulağı biraz john mcenroe'ya vermek lazım. dönemdeki tüm oyuncuları nadal, djokovic'i vs. övüyor ancak federer'i farklı bir noktaya koyarak acaba onunla oynasam ne olurdu diyerek ' roger her vuruşu çok rahat şekilde yapıp bunları çok kolay gösteriyor. nasıl yapıyor emin değilim ama onunla oynamak isterdim.' diyor. konudan epey saptım çünkü bu cümleleri klavye üzerinde durmadan sadece aklıma geldiği şekilde yazıyorum. kafam allak bullak olduğundan ve başımın ağrısından öldüğümden dolayı çok da uzatamayacağım, duygularımı da tam ifade edemeyeceğim. şimdilik bu kadar yeterli. belki ileride gelip (kim bilir belki 1-2 sene sonraki emekliliğinde) editlerim :)
App Store'dan indirin Google Play'den alın