37
(bkz: #2104791)
ya hadi şimdi herkes futbol izlemek zorunda değil. anlamak zorunda da değil. ama böyle net bir yorum yaptığında bir şeyler bildiğini iddia ediyorsun demek bu. arkadaşımız sözlükte çok aktif ama bazen o kadar az materyalle o kadar çok hükme varmaya çalışıyor ki okurken kan beynime sıçrıyor.
karabük koşmaktan başka bir şey yapmıyor demiş. karabükspor'un konuşulması için gereken başarının da liderlik olduğunu ileri sürmüş.
tudor bu sezon başı 2. ligden yeni çıkmış bir takımın başına geçti. o zamandan beri 20-25 tane transfer yapıp sıfırdan takım kurdu. tamamen toplama bir takım haliyle. birbirini önceden görmüş futbolcuları bile azdır yani. 2-3 tane oyuncuyu saymazsak da tüm oyuncuların onun bunun çöpü. adam bu takımla sezon başından beri başakşehir ile birlikte ligin en iyi alan parselleyen takımını yarattı. hani başakşehir de aynı kadroyla yıllardır oynayan, birbirini ezberlemiş bir takım. tudor daha birbirlerinin isimlerini ezberleyememiş bir takıma ligin ilk haftasından beri yaptırıyor bunu.
karabükspor kim abi? kadrosundan kaç tane futbolcuyu beğenip takıma alırsın? bu adam ligin belki de boyuyla, eniyle, kompaktlığıyla en iyi çizilmiş takımlarından birini yaratmış bu şartlarda. diğer anadolu takımları gibi 8 kişiyi defansa dizip kapanarak değil gayet güzel bir geometriyle, alan değiştirerek oynuyorlar bu oyunu hem de. ilhan depe'yle, serdar deliktaş'la, dany ile, ceyhun gülselam'la oynarken takımı göze çok hitap etmeyebilir artık kusuruna bakmayın. :(
bir insan çalıştığı koşullar altında potansiyelini ne kadar gösterebilir buna dikkat etmek lazım. yoksa büyük teknik direktör dediklerimizin küçük takımlarda yaptıkları göz ardı edilse, bugünkü geldikleri noktaya ne kadarı gelebilirdi? teknik adamlığı da geçtim, hayatın pek çok işinde ve alanında geçerli bu dediğim. bu yüzden yaptıklarını yeterince adil bir şekilde değerlendirmeden kestirip atmak en basit tabirle ayıp.
tudor müthiş bir hocadır diye bir iddiam yok. belki de kendisi haklıdır fakat yaklaşım biçiminde ciddi bir yanlışlık var. bakışını biraz geniş tutması gerek böyle değerlendirmeler yaparken. çünkü değerlendirecek parametre bir veya ikiyle sınırlı değil. bu yüzden yazdığımızdan çok okumak, konuştuğumuzdan daha çok dinlemek, fikir yürüttüğümüzden daha da çok düşünmeye ve öğrenmeye ihtiyacımız var.
ya hadi şimdi herkes futbol izlemek zorunda değil. anlamak zorunda da değil. ama böyle net bir yorum yaptığında bir şeyler bildiğini iddia ediyorsun demek bu. arkadaşımız sözlükte çok aktif ama bazen o kadar az materyalle o kadar çok hükme varmaya çalışıyor ki okurken kan beynime sıçrıyor.
karabük koşmaktan başka bir şey yapmıyor demiş. karabükspor'un konuşulması için gereken başarının da liderlik olduğunu ileri sürmüş.
tudor bu sezon başı 2. ligden yeni çıkmış bir takımın başına geçti. o zamandan beri 20-25 tane transfer yapıp sıfırdan takım kurdu. tamamen toplama bir takım haliyle. birbirini önceden görmüş futbolcuları bile azdır yani. 2-3 tane oyuncuyu saymazsak da tüm oyuncuların onun bunun çöpü. adam bu takımla sezon başından beri başakşehir ile birlikte ligin en iyi alan parselleyen takımını yarattı. hani başakşehir de aynı kadroyla yıllardır oynayan, birbirini ezberlemiş bir takım. tudor daha birbirlerinin isimlerini ezberleyememiş bir takıma ligin ilk haftasından beri yaptırıyor bunu.
karabükspor kim abi? kadrosundan kaç tane futbolcuyu beğenip takıma alırsın? bu adam ligin belki de boyuyla, eniyle, kompaktlığıyla en iyi çizilmiş takımlarından birini yaratmış bu şartlarda. diğer anadolu takımları gibi 8 kişiyi defansa dizip kapanarak değil gayet güzel bir geometriyle, alan değiştirerek oynuyorlar bu oyunu hem de. ilhan depe'yle, serdar deliktaş'la, dany ile, ceyhun gülselam'la oynarken takımı göze çok hitap etmeyebilir artık kusuruna bakmayın. :(
bir insan çalıştığı koşullar altında potansiyelini ne kadar gösterebilir buna dikkat etmek lazım. yoksa büyük teknik direktör dediklerimizin küçük takımlarda yaptıkları göz ardı edilse, bugünkü geldikleri noktaya ne kadarı gelebilirdi? teknik adamlığı da geçtim, hayatın pek çok işinde ve alanında geçerli bu dediğim. bu yüzden yaptıklarını yeterince adil bir şekilde değerlendirmeden kestirip atmak en basit tabirle ayıp.
tudor müthiş bir hocadır diye bir iddiam yok. belki de kendisi haklıdır fakat yaklaşım biçiminde ciddi bir yanlışlık var. bakışını biraz geniş tutması gerek böyle değerlendirmeler yaparken. çünkü değerlendirecek parametre bir veya ikiyle sınırlı değil. bu yüzden yazdığımızdan çok okumak, konuştuğumuzdan daha çok dinlemek, fikir yürüttüğümüzden daha da çok düşünmeye ve öğrenmeye ihtiyacımız var.