53
istanbuldan kalkıp 30 kişilik kafilemiz ile gittiğim maç. fakat benim için bu kadar önemli bir maç olduğunu hiç bilmeden sadece siyasi eylemlerimizin bir parçası olması amacı ile yönelmiştim bursa'ya. sivil toplum örgütümüzden ve nasıl bir eylem yaptığımızdan konsept gereği bahsetmiyorum affola. biraz siyaset ile alakası olan varsa zaten eylemimizden haberdar olmuş olmalı. neyse konumuza dönelim; ben nerden bilirdim halil altıntop ile can ciğer kuzu sarması olacağımı,tuncay şanlı, hamit altıntop , sinan bolat, servet çetin, emre belözoğlu, nihat kahveci, önder turacı,colin kazım gibi isimler ile tanışma ve muhabbet etme şansı bulacağımı.
saat 18.00 gibi bursa'ya geldim. yarı yarıya kız olan bir grup olarak stada yöneldik. fakat stad etrafında anlatılamayacak derecede lümpen, embesil bir ayak takımı güruhu vardı. zaten daha önceki tecrübelerim ile de sabittir ki bursa taraftar kitlesi budur. şovenist bir şakşakçı genç topluluk her yeri teslim almış durumda idi. maça kaçak girme girişimlerinin ardı arkası kesilmedi. neyse biz bir şekilde stadda yerimizi aldık. pankartımızı açtık ve görevimizi de bitirmiş olmanın mutluluğu ile ilk yarı bitmeden staddan ayrıldık. biraz bursa'da takılıp yolumuzu aldık maçtan yaklaşık 30-40 dakika sonra arabalı vapura geldik. bir de ne göreyim servet çetin, sevgilisi ve arkadaşı ile beraber arabadan indi. hemen dadandım tabi. fotoğrafımı çekildim 3-5 muhabbetimi ettim, gol için tebrik ettim. acaba dedim başkaları da var mıdır. biraz vapurun önüne doğru yürüdüğümde hayatımda hiçbir insana 15 dakikalık muhabbet ile ısınamadığım kadar ısınacağım halil altıntop'un yanında aldım soluğu, arabada hamit, şoför koltuğunda tuncay, hamit'in yanında da sinan bolat bulunuyordu. hamit ile girdiğimiz samimi sohbetin sonlarına doğru tuncay ve ne alakaysa orda bulunan muhammet hanifi'de katıldı, son olarak hamit'e yöneldim ve kendisine galatasaray'a gelmesinin farz olduğundan bahsettim, espri ile karışık gelebileceğini ima etti. sevindim ve iyi akşamlar deyip bir başka gruba yöneldim. bu grupta önder ve colin kazım ile beraber gökhan vardı. hayatımda gördüğüm en kıl karakter colin kazım olabilir kanımca. umarsız, saygsız, ilgisiz bir bedbaht. kalkıp zahmet etmedi hazret iki selam verip sohbet etmeye. neyse siklemedik ve önder üzerinden gereken mesajı ilettik kendisine daha sonra zaten bir kız arkadaş aracılığı ile istifini de bozdurup imzasını aldık. çıldırdı colin paşazade. en son emre ve nihat ikilisini çay içerken yakalayıp muhabbetimi ettim. nihat'a bu sene şansının döneceğini beklediğimi söyledim, gözlerinin içi güldü.
bu arada bir şey söylemeyi unuttum. bu bahsi geçen hemen tüm futbolcular sigara içiyordu bu sırada. vapurun romantizminden midir yoksa harbiden içiyorlar mı bilinmez günah almayalım da hamit altıntop'un tiryaki olması kuvvetle muhtemel. adam ciğerden yiyor sigarayı.
son olarak halil altıntop'u bir yerlerde görürseniz direkt yanına gidip sohbete girin çok samimi ve beyefendi bir kişilik, bu maça gitmemin bana en büyük artısı bu adamı tanımamdır.
saat 18.00 gibi bursa'ya geldim. yarı yarıya kız olan bir grup olarak stada yöneldik. fakat stad etrafında anlatılamayacak derecede lümpen, embesil bir ayak takımı güruhu vardı. zaten daha önceki tecrübelerim ile de sabittir ki bursa taraftar kitlesi budur. şovenist bir şakşakçı genç topluluk her yeri teslim almış durumda idi. maça kaçak girme girişimlerinin ardı arkası kesilmedi. neyse biz bir şekilde stadda yerimizi aldık. pankartımızı açtık ve görevimizi de bitirmiş olmanın mutluluğu ile ilk yarı bitmeden staddan ayrıldık. biraz bursa'da takılıp yolumuzu aldık maçtan yaklaşık 30-40 dakika sonra arabalı vapura geldik. bir de ne göreyim servet çetin, sevgilisi ve arkadaşı ile beraber arabadan indi. hemen dadandım tabi. fotoğrafımı çekildim 3-5 muhabbetimi ettim, gol için tebrik ettim. acaba dedim başkaları da var mıdır. biraz vapurun önüne doğru yürüdüğümde hayatımda hiçbir insana 15 dakikalık muhabbet ile ısınamadığım kadar ısınacağım halil altıntop'un yanında aldım soluğu, arabada hamit, şoför koltuğunda tuncay, hamit'in yanında da sinan bolat bulunuyordu. hamit ile girdiğimiz samimi sohbetin sonlarına doğru tuncay ve ne alakaysa orda bulunan muhammet hanifi'de katıldı, son olarak hamit'e yöneldim ve kendisine galatasaray'a gelmesinin farz olduğundan bahsettim, espri ile karışık gelebileceğini ima etti. sevindim ve iyi akşamlar deyip bir başka gruba yöneldim. bu grupta önder ve colin kazım ile beraber gökhan vardı. hayatımda gördüğüm en kıl karakter colin kazım olabilir kanımca. umarsız, saygsız, ilgisiz bir bedbaht. kalkıp zahmet etmedi hazret iki selam verip sohbet etmeye. neyse siklemedik ve önder üzerinden gereken mesajı ilettik kendisine daha sonra zaten bir kız arkadaş aracılığı ile istifini de bozdurup imzasını aldık. çıldırdı colin paşazade. en son emre ve nihat ikilisini çay içerken yakalayıp muhabbetimi ettim. nihat'a bu sene şansının döneceğini beklediğimi söyledim, gözlerinin içi güldü.
bu arada bir şey söylemeyi unuttum. bu bahsi geçen hemen tüm futbolcular sigara içiyordu bu sırada. vapurun romantizminden midir yoksa harbiden içiyorlar mı bilinmez günah almayalım da hamit altıntop'un tiryaki olması kuvvetle muhtemel. adam ciğerden yiyor sigarayı.
son olarak halil altıntop'u bir yerlerde görürseniz direkt yanına gidip sohbete girin çok samimi ve beyefendi bir kişilik, bu maça gitmemin bana en büyük artısı bu adamı tanımamdır.