• 72
    gala'nın daha fazla önem vermesi gereken spor dalı. ve belki de bunu çok önceden yapmaya başlamalıydı. şimdilerde büyük turnuvalarda galatasaray bünyesinden yetişen sporcuları izlemeliydik.

    gerçi önem gösterildiğini göstermek için marsel ilhan gibi ülkemiz için önemli ve belki de tek erkek tenisçiyle anlaşılabiliyor. al işte! bu mudur? bir tenisçiyi çocukluktan başlayarak eğitip, donatıp, destek vererek gittikçe büyümesini, dünya sıralamasındaki yerinin gün be gün yükselmesini izlemek isterdim. galatasaray bir aileyse, o aileye mensup bir çocuğun ellerimizle ve gözlerimizin önünde serpilmesini izlerdik.

    wimbledon’da, o yeşil kortlara çıkan tenisçilerin üzerilerine çektikleri beyazların kıyısından köşesinden bir yerinde küçük de olsa orada olduğunu bildiğimiz gayın ve sin görebilme ihtimali olurdu belki. roland garros’da, amerika açık’ta, avustralya açık’ta boynumuzda atkılarla her sayı sonrası alkışa tutuşurduk, bi' ihtimal. veya olimpiyatlarda en azından galatasaray’la olan gönül bağıyla seyretmek ve seyrettirmek hazzını bir düşünün. bugün o turnuvalarda veya olimpiyatlarda yarışabilecek pek az sporcumuz var. tenis gibi dünyanın gözünün üstünde olduğu, sporcuların dünyaları kazanabildiği bir spora yatırım yapmak bu kadar mı zor?

    zor değil, biz sadece yetiştirme konusunda ehil değiliz. hemen sonuç istiyoruz. ama asıl zevk verenin sonuca giden hikaye olduğunu belki de unutuyoruz.

    her önüne gelen futbolcu, biraz basketbolcu ya da voleybolcu olmak zorunda mı?

    tenisi sevdiren, çocuklara tenisi öğreten, ülkeye tenisçi yetiştiren kulüp olmasını isterdim, gala'mın. bünyene örnek bir sporcu da katmışsın. geç değil, belki de tam uygun olan zaman. her ne kadar bazılarımız hazzetmese de arda turan'ın bizim bünyemizden çıkmasından yana gururlanmayan var mı? gerçi, şimdilerde altyapımızın halini ve yönetilme şeklini gördükçe, duydukça ve okudukça durumun vahametinden üzülmemek elde değil ya, neyse.

    misyonsa misyon, vizyonsa vizyon.
App Store'dan indirin Google Play'den alın