4955
oturdum bu akşam, eski videolarını izledim. ceyhun yılmaz'ın yaptığı katıldığı 21 programını izledim. kim bilir kaçıncı kez.
o kadar büyük yetenek ki, "yetenek" kavramına gerçekten ayrı bir anlam katar.
yani öyle bir olay ki, rapid wien karşılaşmasında attığı golü izlerken savunmada çalımı attığı futbolcunun durdurmak için çaresizce salladığı tekmeyi gördüğünüzde yüzünüzde bir gülümseme beliriyor.
yada karabükspor savunmasının önce tutmaya çalışması, sonra tutamayınca bari formayı çekelim çabası, vuruşu yaptıktan sonra kalecinin suratındaki "ben buna ne yapayım?" bakışı.
yada monaco'ya attığı golü anlatan fransız spikerin top hagi'ye geldiğinde "o la la hagi" diyerek başlayıp, golün tekrarı gösterildikçe bu "o la la"yı tekrarlaması.
ercan taner'in "perde böyle muhteşem mi kapanır?" sözü.
bilbao'ya son dakikada attığı golde verdiği falso.
adanaspor'a sağ ayağıyla attığı golde öztürk pekin'in söylediği "çoğu zaman yürümek için destek olarak kullandığı" dediği sağ ayağıyla bile muazzam gol atabilmesi.
daha neler neler...
roberto carlos'a attığı o muazzam çalımdan sonra carlos'un yetişip, onu düşürüp hagi ayağa kalkınca ellerini havaya kaldırıp ettiği isyanıdır aslında hagi'yi bu kadar muazzam yapan. çünkü belki de dünya tarihinin gelmiş geçmiş en iyi sol beklerinden birisine attığı çalım bir yana, sonrasında oyun devam ederken elini havaya kaldırıp sallamasıdır hagi.
futboldur...
2000 uefa kupası finalinde o dakikaya kadar peşinde gezdirdiği tony adams'ın topu saklama çabası üzerine arkadan onu tutmuştur. adams'ın dirseklerine dayanamayıp adaleti hakeme bırakmamış, sırtına yumruğu vurmuş efsanedir hagi.
isyandır...
bir ömre bedeldir. onu izlediğimiz 5 sene, onun da en keyif aldığı 5 seneydi iyi ki. oynamayı sevdi, galatasaray'ı sevdi. başarabileceklerini gördü ve başarmayı istedi. başardı...
bugün barcelona'da oynayan, türkiye'nin son dönemde yetiştirdiği en büyük yetenek arda turan'ı galatasaray alt yapısında sağ bek olarak görüp çok çalım denediği için önce hücum sağ kanada sonra da daha çok içeri kat edebilir diye sol kanada almış ve arda turan'ı arda turan yapmıştır.
arada bir unutmamak için, hatırlamak için, mutlu olmak için eskileri karıştırtandır. maç içerisindeki bir fotoğraf görüldüğünde o maçı gözlerinin önüne getirip böyle yüzünde hafiften bir gülümseme ile "ulan hagi, çok büyüktün be" dedirtendir.
unutulmaz efsanedir...
ah ulan hagi. keşke brescia'dan barcelona'ya gitmeden gelseydin galatasaray'a. sen biraz daha uzun oynasaydın bugün bizim gelecekte olacak çocuklarımıza anlatacak daha çok şeyimiz olurdu...
o kadar büyük yetenek ki, "yetenek" kavramına gerçekten ayrı bir anlam katar.
yani öyle bir olay ki, rapid wien karşılaşmasında attığı golü izlerken savunmada çalımı attığı futbolcunun durdurmak için çaresizce salladığı tekmeyi gördüğünüzde yüzünüzde bir gülümseme beliriyor.
yada karabükspor savunmasının önce tutmaya çalışması, sonra tutamayınca bari formayı çekelim çabası, vuruşu yaptıktan sonra kalecinin suratındaki "ben buna ne yapayım?" bakışı.
yada monaco'ya attığı golü anlatan fransız spikerin top hagi'ye geldiğinde "o la la hagi" diyerek başlayıp, golün tekrarı gösterildikçe bu "o la la"yı tekrarlaması.
ercan taner'in "perde böyle muhteşem mi kapanır?" sözü.
bilbao'ya son dakikada attığı golde verdiği falso.
adanaspor'a sağ ayağıyla attığı golde öztürk pekin'in söylediği "çoğu zaman yürümek için destek olarak kullandığı" dediği sağ ayağıyla bile muazzam gol atabilmesi.
daha neler neler...
roberto carlos'a attığı o muazzam çalımdan sonra carlos'un yetişip, onu düşürüp hagi ayağa kalkınca ellerini havaya kaldırıp ettiği isyanıdır aslında hagi'yi bu kadar muazzam yapan. çünkü belki de dünya tarihinin gelmiş geçmiş en iyi sol beklerinden birisine attığı çalım bir yana, sonrasında oyun devam ederken elini havaya kaldırıp sallamasıdır hagi.
futboldur...
2000 uefa kupası finalinde o dakikaya kadar peşinde gezdirdiği tony adams'ın topu saklama çabası üzerine arkadan onu tutmuştur. adams'ın dirseklerine dayanamayıp adaleti hakeme bırakmamış, sırtına yumruğu vurmuş efsanedir hagi.
isyandır...
bir ömre bedeldir. onu izlediğimiz 5 sene, onun da en keyif aldığı 5 seneydi iyi ki. oynamayı sevdi, galatasaray'ı sevdi. başarabileceklerini gördü ve başarmayı istedi. başardı...
bugün barcelona'da oynayan, türkiye'nin son dönemde yetiştirdiği en büyük yetenek arda turan'ı galatasaray alt yapısında sağ bek olarak görüp çok çalım denediği için önce hücum sağ kanada sonra da daha çok içeri kat edebilir diye sol kanada almış ve arda turan'ı arda turan yapmıştır.
arada bir unutmamak için, hatırlamak için, mutlu olmak için eskileri karıştırtandır. maç içerisindeki bir fotoğraf görüldüğünde o maçı gözlerinin önüne getirip böyle yüzünde hafiften bir gülümseme ile "ulan hagi, çok büyüktün be" dedirtendir.
unutulmaz efsanedir...
ah ulan hagi. keşke brescia'dan barcelona'ya gitmeden gelseydin galatasaray'a. sen biraz daha uzun oynasaydın bugün bizim gelecekte olacak çocuklarımıza anlatacak daha çok şeyimiz olurdu...