153
şimdiki nesil doğal olarak hatırlamaz ama benim şahsen galatasaray'da gördüğüm en iyi defans futbolcusuydu. gelişine o zamanlar inanamamıştık. daha bir sene önce hagi takıma gelmiş ve biz hagi'nin takımda olmasına yeni yeni alışmışken popescu transferiyle iyice afallamıştık. george popescu o zamanlar barcelona takım kaptanıydı. tamam o zamanki barcolan şimdiki barcelona değildi ama barcelona'ydı işte. lakabı "etten duvar" olan bu futbolcuyu biz galatasaray olarak 1997 yılında transfer ettik.
ilk geldiği zamanlarda fatih terim sistem değişikliği yapmış ve 3 5 2 den 4 4 2 ye dönmüştü. normalde libero oynayan popescu da bu sistemle bülent ile beraber arka dörtlünün ortasındaki tandem ikiliyi oluşturuyordu. bu değişiklik ilk aylarda felaket geri tepmişti. galatasaray hem ligde hem şampiyonlar liginde bayağı bir tökezlemiş gelene geçene yenilir olmuştu. şapmpiyonlar ligini son sırada tamamladığı gibi ligin ilk yarısını da liderin 9 puan gerisinde bitirmişti (o sezon da şimdiki gibi 16 hafta lig devre arası olmuştu ve o anki puan durumuna göre de 9 puan gerideydi).
artık dalga geçilir hale gelen popescu ise bülen ile beraber ikinci yarıdan itibaren resmen dirilişe geçti ve bu durum takımdan ayrıldığı 2001 senesine kadar sürdü. rakip forvetler karşısında çaresin kalıyor ne top ne de adam kendisini geçebiliyordu. yaşından dolayı yavaş kaldığı yerlerde futbol zekasıyla pozisyonları daha başlamadan bitiriyordu. bunun yanında klasik bir stoperden farklı olaran çok iyi oyun kuruyor, topu defanstan alıp orta sahanın ilerisine kadar taşıyor ve oyunu en geriden başlatıyordu.
gittiğinde çok üzülmüştük. ta o zamandan yerinin dolmayacağını hissediyorduk ve halen dolmadı da.
ilk geldiği zamanlarda fatih terim sistem değişikliği yapmış ve 3 5 2 den 4 4 2 ye dönmüştü. normalde libero oynayan popescu da bu sistemle bülent ile beraber arka dörtlünün ortasındaki tandem ikiliyi oluşturuyordu. bu değişiklik ilk aylarda felaket geri tepmişti. galatasaray hem ligde hem şampiyonlar liginde bayağı bir tökezlemiş gelene geçene yenilir olmuştu. şapmpiyonlar ligini son sırada tamamladığı gibi ligin ilk yarısını da liderin 9 puan gerisinde bitirmişti (o sezon da şimdiki gibi 16 hafta lig devre arası olmuştu ve o anki puan durumuna göre de 9 puan gerideydi).
artık dalga geçilir hale gelen popescu ise bülen ile beraber ikinci yarıdan itibaren resmen dirilişe geçti ve bu durum takımdan ayrıldığı 2001 senesine kadar sürdü. rakip forvetler karşısında çaresin kalıyor ne top ne de adam kendisini geçebiliyordu. yaşından dolayı yavaş kaldığı yerlerde futbol zekasıyla pozisyonları daha başlamadan bitiriyordu. bunun yanında klasik bir stoperden farklı olaran çok iyi oyun kuruyor, topu defanstan alıp orta sahanın ilerisine kadar taşıyor ve oyunu en geriden başlatıyordu.
gittiğinde çok üzülmüştük. ta o zamandan yerinin dolmayacağını hissediyorduk ve halen dolmadı da.