9917
kendisinin yerinde olsam kafama esen bir maçta "kafam bozuk ulan" deyip santra noktasında sabit bir şekilde 90 dakika boyunca beklerim.
bir takım düşünün ki hamit altıntop'un da gitmesiyle beraber merkez ortasaha mevkisinde sadece üç adam barındırıyor. biri müzmin sakat tolga, diğeri koşu mesafesi içler acısı olan de jong, öbürü yorgun savaşçı selçuk inan. belki unutanlar vardır, her maça iki tane merkez ortasaha oyuncusu ile çıkıyoruz. yani iki kişilik pozisyon için dört oyuncumuz bile yok. buna rağmen yönetim hala forvet transferi peşinde, kanat oyuncusu peşinde. selçuk-de jong-tolga üçlüsüyle şampiyonluk yarışı verebileceğine inanan bir hoca ve yönetim kadrosu var.
af buyurun böyle enayileri ben bulsam, kesinlikle selçuk kadar merhametli olmazdım. transfer sezonu bittiği andan itibaren bu adamlar bana muhtaç mı? muhtaç. ne yaparsam yapayım beni seve seve oynatmak zorundalar. madem öyle, ben de başkanın odasına gider, ayaklarımı masasının üstüne atıp "yaa hacı senin suratın niye bu kadar yağlanıyor böyle, genetik mi bu" derdim. antrenmanda hocanın ensesine tokat atıp "maşallah senin kızlar da erik gibi kütür kütür hocam, numaralarını versene" derdim. levent nazifoğlu'nun yanına gider "hocam serdar kredi çekecekmiş, 'levent abi bana kefil olur mu' diye soruyor ehe ehe" diye zevzeklik yapardım.
yapardım yani. böyle keriz camiayı bulmuşken niye yapmayayım ki? kötü oynadıkça ödüllendirilen başka bir camia var mı?
bir takım düşünün ki hamit altıntop'un da gitmesiyle beraber merkez ortasaha mevkisinde sadece üç adam barındırıyor. biri müzmin sakat tolga, diğeri koşu mesafesi içler acısı olan de jong, öbürü yorgun savaşçı selçuk inan. belki unutanlar vardır, her maça iki tane merkez ortasaha oyuncusu ile çıkıyoruz. yani iki kişilik pozisyon için dört oyuncumuz bile yok. buna rağmen yönetim hala forvet transferi peşinde, kanat oyuncusu peşinde. selçuk-de jong-tolga üçlüsüyle şampiyonluk yarışı verebileceğine inanan bir hoca ve yönetim kadrosu var.
af buyurun böyle enayileri ben bulsam, kesinlikle selçuk kadar merhametli olmazdım. transfer sezonu bittiği andan itibaren bu adamlar bana muhtaç mı? muhtaç. ne yaparsam yapayım beni seve seve oynatmak zorundalar. madem öyle, ben de başkanın odasına gider, ayaklarımı masasının üstüne atıp "yaa hacı senin suratın niye bu kadar yağlanıyor böyle, genetik mi bu" derdim. antrenmanda hocanın ensesine tokat atıp "maşallah senin kızlar da erik gibi kütür kütür hocam, numaralarını versene" derdim. levent nazifoğlu'nun yanına gider "hocam serdar kredi çekecekmiş, 'levent abi bana kefil olur mu' diye soruyor ehe ehe" diye zevzeklik yapardım.
yapardım yani. böyle keriz camiayı bulmuşken niye yapmayayım ki? kötü oynadıkça ödüllendirilen başka bir camia var mı?