1527
fikret orman'ın gelişiyle ilk seneyi samet aybaba ile feda sezonu olarak geçirdiler. ikinci sene ise bilic ve önder özen ile proje takımı oluşturmayı çalıştılar. üçüncü sene ise erdal torunoğulları ile beraber, ünal aysal'dan feyz alarak, demba ba gibi adamlarla 'küçülerek büyüyemezsin' modeline geçip, avrupa'da da fena olmayan işler yaptılar. dördüncü sezon ise gelen önemli bonservislerle avrupa'da dip, ligde sonunda zirve yapmalarını sağlayan hamleleri (şenol güneş, mario gomez, quaresma, rhodolfo, beck) yaptılar. bu dört sezon için, takımı her anlamda dipte almış beşiktaş yönetimini başarılı görebiliriz.
ancak, bizde güzel transferler olurken haldun üstünel'in bırakması gibi, onlarda da erdal torunoğulları'nın bırakması ile bence daha önceki sezonlara oranla transferlerde bilinçsizce hareket etmeye başladılar. (şenol güneş bile böyle olduğunu düşündü ve isyan etti.) adnan polat zamanında bonservissiz oyuncuyu barcelona ile kapışsak kaptırmayız derdik, şimdi beşiktaş için aynısı oldu.
bilinçsiz transfer politikasını biraz açarsak, olumlu ve olumsuz olarak iki kısma ayırmak lazım. olumlu olan; takımın şampiyonlar ligi arenasında sosa ve gomez olmadan sıkıntılı olacağını bilerek, uefa'dan aldıkları ceza nedeniyle bonservis ücreti ödemeyedikleri sezonda aboubakar ve talisca gibi yine isimli oyuncuları kiralayabildiler. (bu bir bakıma da olumsuz çünkü büyük ihtimalle gelecek sezon olmayacaklar ve kritik bölgeler yine sil baştan olacak.) fenerbahçe'de en kritik diyebileceğimiz gökhan gönül - caner- mehmet topal üçlüsünden ikisini neredeyse bedavaya aldılar. adriano gibi kariyerli bir oyuncuyu makul bir ücrete aldılar. (ancak yaş olumsuz.) tolga krizini de bonservissiz fabri ile çözmüş görülüyorlar.
olumsuz kısma değinirsek, stoper gibi eksik görülen bölgeleri es geçip (tosic'ten fena verim almadılar gerçi), oğuzhan - olcay gibi proje takımının içindeki oyuncuların erken doymuşluğa ulaşmış görünmeleri, çok iyi işleyen maaş skalasının artması, şampiyon olan kadrolarının özellikle iskeletinin yaşlı oyuncularla şekillenmesi diyebiliriz. yeni transferlerden gökhan gönül (31), adriano (31), inler (32), omurgada yer alan tosic (31), atiba (33), quaresma (33) yaşlarındalar. şenol güneş gibi oyuncuları potansiyeline ulaştırabilen bir teknik direktöre sahipken, genç oyuncuları (ki 31 yaşındaki sosa'dan bile verim alarak 8m kar sağladılar) al - sat yapabilecekleri bir politika izleyebilecekken sadece 1 veya 2 senelik hamleler yapıyorlar.
babel gibi yetenekli ama yine yaşlı ve savunmaya katkısı neredeyse 0 olan bir oyuncu alarak, kadroyu iyice şişirdiler. eğer, bu sezon ve gelecek sezon başarısız olurlarsa, transfer cezaları bitmesine rağmen elde edemeyecekleri gelirler yüzünden ya yaşlı bir kadroyla mücadele etmek zorunda kalacaklar ya da bizim iki senedir yapmayı çalıştığımız gibi transfer yapabilmek için oyuncu elden çıkarmayı çalışacaklar.
ancak, bizde güzel transferler olurken haldun üstünel'in bırakması gibi, onlarda da erdal torunoğulları'nın bırakması ile bence daha önceki sezonlara oranla transferlerde bilinçsizce hareket etmeye başladılar. (şenol güneş bile böyle olduğunu düşündü ve isyan etti.) adnan polat zamanında bonservissiz oyuncuyu barcelona ile kapışsak kaptırmayız derdik, şimdi beşiktaş için aynısı oldu.
bilinçsiz transfer politikasını biraz açarsak, olumlu ve olumsuz olarak iki kısma ayırmak lazım. olumlu olan; takımın şampiyonlar ligi arenasında sosa ve gomez olmadan sıkıntılı olacağını bilerek, uefa'dan aldıkları ceza nedeniyle bonservis ücreti ödemeyedikleri sezonda aboubakar ve talisca gibi yine isimli oyuncuları kiralayabildiler. (bu bir bakıma da olumsuz çünkü büyük ihtimalle gelecek sezon olmayacaklar ve kritik bölgeler yine sil baştan olacak.) fenerbahçe'de en kritik diyebileceğimiz gökhan gönül - caner- mehmet topal üçlüsünden ikisini neredeyse bedavaya aldılar. adriano gibi kariyerli bir oyuncuyu makul bir ücrete aldılar. (ancak yaş olumsuz.) tolga krizini de bonservissiz fabri ile çözmüş görülüyorlar.
olumsuz kısma değinirsek, stoper gibi eksik görülen bölgeleri es geçip (tosic'ten fena verim almadılar gerçi), oğuzhan - olcay gibi proje takımının içindeki oyuncuların erken doymuşluğa ulaşmış görünmeleri, çok iyi işleyen maaş skalasının artması, şampiyon olan kadrolarının özellikle iskeletinin yaşlı oyuncularla şekillenmesi diyebiliriz. yeni transferlerden gökhan gönül (31), adriano (31), inler (32), omurgada yer alan tosic (31), atiba (33), quaresma (33) yaşlarındalar. şenol güneş gibi oyuncuları potansiyeline ulaştırabilen bir teknik direktöre sahipken, genç oyuncuları (ki 31 yaşındaki sosa'dan bile verim alarak 8m kar sağladılar) al - sat yapabilecekleri bir politika izleyebilecekken sadece 1 veya 2 senelik hamleler yapıyorlar.
babel gibi yetenekli ama yine yaşlı ve savunmaya katkısı neredeyse 0 olan bir oyuncu alarak, kadroyu iyice şişirdiler. eğer, bu sezon ve gelecek sezon başarısız olurlarsa, transfer cezaları bitmesine rağmen elde edemeyecekleri gelirler yüzünden ya yaşlı bir kadroyla mücadele etmek zorunda kalacaklar ya da bizim iki senedir yapmayı çalıştığımız gibi transfer yapabilmek için oyuncu elden çıkarmayı çalışacaklar.