7
illa oyuncu kötü oynadığı için değil, karakteri de nefret unsurudur.
kişisel nefretim üzerinden açıklayayım, no.55. bakınız bu oyuncu altyapıdan yeni çıktığında yeni emre vs. diye lanse edildiğini bilirim. bir şey sandık doğal olarak. sonra maçlarda oynadı orta falan açamayınca biz gülerdik çocuk halimizle. tabii ki uefa döneminde capone - davala bekte izlemişiz, sağdan gelen ortalar hakan şükür'le buluşmuş sorunsuz. doğal olarak buna gülerdik.
o günlerden yıllar yıllar geçti. ben yaşlandım, saçımda sayamayacağım kadar beyaz var. okul vs. tantanalarını bitirdik işe güçe bakıyoruz sürekli çalışmak zorunda kaldık. no.55 halen aynı. halen orta açamaz, halen savunma yapamaz, halen sadece koşar.
bu şekilde devam etseydi belki nefret de etmezdim kendisinden. ama kendine "reyiz" denilince yapmaya başladığı saçmalıklar (omuzuna ceket atıp poz falan vermeler) beni iyice soğuttu bu tipten. sonra biz gidecek diye beklerken zamlı sözleşme imzaladı. tamam, neyse dedik. ama devamı nefreti oluşturdu.
maaşını senin benim ödediğim bir futbolcu (taraftar olmadan futbol anlamsızdır) çıkıp "beni yolda görseler imza isterler, önlerini iliklerler" derse ben o isimden nefret ederim. burası net. ha hak eden oyuncu desin (başta hagi - kral hakan - tugay kerimoğlu - kaptan bülent - sneijder vs.) yaparım. yolda görsem önümü iliklerim çünkü saygım vardır. ama sen saygıyı kendin yok edip de nefrete dönüştürmüşsün zaten, o yüzden bu açıklamayı yapamazsın. hadi yaptın, taraftar performansını beğenmediği adamı ıslıklar, ıslıklanmışsın bir maçta. aynı maçta asist yapınca reklam panosu tekmeleyip tribüne hareket falan çekiyorsun.
bunlardan dolayı nefret ederim, formayı yere atandan nefret ederim, çıkarıp gidenden de ederim. ben taraftarsam bu benim hakkımdır.
kişisel nefretim üzerinden açıklayayım, no.55. bakınız bu oyuncu altyapıdan yeni çıktığında yeni emre vs. diye lanse edildiğini bilirim. bir şey sandık doğal olarak. sonra maçlarda oynadı orta falan açamayınca biz gülerdik çocuk halimizle. tabii ki uefa döneminde capone - davala bekte izlemişiz, sağdan gelen ortalar hakan şükür'le buluşmuş sorunsuz. doğal olarak buna gülerdik.
o günlerden yıllar yıllar geçti. ben yaşlandım, saçımda sayamayacağım kadar beyaz var. okul vs. tantanalarını bitirdik işe güçe bakıyoruz sürekli çalışmak zorunda kaldık. no.55 halen aynı. halen orta açamaz, halen savunma yapamaz, halen sadece koşar.
bu şekilde devam etseydi belki nefret de etmezdim kendisinden. ama kendine "reyiz" denilince yapmaya başladığı saçmalıklar (omuzuna ceket atıp poz falan vermeler) beni iyice soğuttu bu tipten. sonra biz gidecek diye beklerken zamlı sözleşme imzaladı. tamam, neyse dedik. ama devamı nefreti oluşturdu.
maaşını senin benim ödediğim bir futbolcu (taraftar olmadan futbol anlamsızdır) çıkıp "beni yolda görseler imza isterler, önlerini iliklerler" derse ben o isimden nefret ederim. burası net. ha hak eden oyuncu desin (başta hagi - kral hakan - tugay kerimoğlu - kaptan bülent - sneijder vs.) yaparım. yolda görsem önümü iliklerim çünkü saygım vardır. ama sen saygıyı kendin yok edip de nefrete dönüştürmüşsün zaten, o yüzden bu açıklamayı yapamazsın. hadi yaptın, taraftar performansını beğenmediği adamı ıslıklar, ıslıklanmışsın bir maçta. aynı maçta asist yapınca reklam panosu tekmeleyip tribüne hareket falan çekiyorsun.
bunlardan dolayı nefret ederim, formayı yere atandan nefret ederim, çıkarıp gidenden de ederim. ben taraftarsam bu benim hakkımdır.