171
günün birinde gazeteciler fatih terim'e sormuşlar: ''hocam prates neden hiç geri gelmiyor?''
o da cevap vermiş: ''ben ona git dedim ama geri gelme demedim.''
yasin ve bruma'nın geri gelmemesinin başka açıklaması yok. riekerink basın toplantısında ''daha çok nasıl pozisyona gireriz? şeklinde çalışıyoruz'' demişti. anladığım kadarıyla kanat oyuncularına podolski'ye daha yakın oynayın, ceza alanına sürpriz koşular yapın demiş, demiş demesine de 'geri gelmeyin' dememiştir öyle değil mi? bu işin bir ortası, bir dengesi yok mu? riekerink buna çözüm bulamazsa her maç 10 pozisyona girer 5 tane de net pozisyon veririz. eğer şansımız yanımızda değilse fark yememek içten bile değil. gaziantep, kasımpaşa, bursa bunları değerlendiremedi ama teker bir gün fena patlar benden söylemesi.
olan garibim linnes'e oldu yine. yalnız adamı oynuyor her seferinde kanadında. bir deliği kapatsa diğeri açık, adam ne yapsın? orta saha yol geçen hanı zaten, topu alan çok rahat dönüyor, bakıyor, ölçüyor, biçiyor arada bir halay çekiyor öyle pası atıyor en boş adama.
de jong ilk yarı sallandı ama ikinci yarı takımın en iyisiydi. selçuk belki de son senelerin en iyi en iştahlı maçını oynadı. maç içinde yanımda oturan arkadaşa 'selçuk bu akşam çok iyi' diyecektim ama nazar değer diye diyemedim, içimde kaldı :(
onun dışında podolski tt arena'daki maçlarda gollerde hep payı var, ya atıyor, ya asist yapıyor ya da asistin asistini yapıyor. sneijder ve podolski aynı anda sahada olunca biraz lüks kaçıyor ama hangisini keseceksin ki? kaldı ki sneijder de dün akşam çok istekliydi. kaleci gökhan panter kesilmese 2 tane golü vardı. yasin maç içinde birkaç duyguyu aynı anda yaşattı. ilk golden sonraki sevinciyle duygularıma tercüman oldu, sonra bencilliğiyle delirmeme sebep oldu.
öyle çılgın bir maçtı. pozisyon bulamıyoruz dedik 'alın size pozisyon !!!' dedi bizimkiler. bizi biraz yanlış anladılar sanırım.
o da cevap vermiş: ''ben ona git dedim ama geri gelme demedim.''
yasin ve bruma'nın geri gelmemesinin başka açıklaması yok. riekerink basın toplantısında ''daha çok nasıl pozisyona gireriz? şeklinde çalışıyoruz'' demişti. anladığım kadarıyla kanat oyuncularına podolski'ye daha yakın oynayın, ceza alanına sürpriz koşular yapın demiş, demiş demesine de 'geri gelmeyin' dememiştir öyle değil mi? bu işin bir ortası, bir dengesi yok mu? riekerink buna çözüm bulamazsa her maç 10 pozisyona girer 5 tane de net pozisyon veririz. eğer şansımız yanımızda değilse fark yememek içten bile değil. gaziantep, kasımpaşa, bursa bunları değerlendiremedi ama teker bir gün fena patlar benden söylemesi.
olan garibim linnes'e oldu yine. yalnız adamı oynuyor her seferinde kanadında. bir deliği kapatsa diğeri açık, adam ne yapsın? orta saha yol geçen hanı zaten, topu alan çok rahat dönüyor, bakıyor, ölçüyor, biçiyor arada bir halay çekiyor öyle pası atıyor en boş adama.
de jong ilk yarı sallandı ama ikinci yarı takımın en iyisiydi. selçuk belki de son senelerin en iyi en iştahlı maçını oynadı. maç içinde yanımda oturan arkadaşa 'selçuk bu akşam çok iyi' diyecektim ama nazar değer diye diyemedim, içimde kaldı :(
onun dışında podolski tt arena'daki maçlarda gollerde hep payı var, ya atıyor, ya asist yapıyor ya da asistin asistini yapıyor. sneijder ve podolski aynı anda sahada olunca biraz lüks kaçıyor ama hangisini keseceksin ki? kaldı ki sneijder de dün akşam çok istekliydi. kaleci gökhan panter kesilmese 2 tane golü vardı. yasin maç içinde birkaç duyguyu aynı anda yaşattı. ilk golden sonraki sevinciyle duygularıma tercüman oldu, sonra bencilliğiyle delirmeme sebep oldu.
öyle çılgın bir maçtı. pozisyon bulamıyoruz dedik 'alın size pozisyon !!!' dedi bizimkiler. bizi biraz yanlış anladılar sanırım.