8456
kendisi geldiğinde sevinmiştim ve yıllarca başımızda durabilecek, kendisini geliştirebilecek bir teknik adam olacağını düşünmüştüm. lakin öyle olmadı. özellikle beni en çok rahatsız eden düşüncesi "eksiklerimizi kendi içimizden hallederiz" düşüncesi oldu. galatsaray'da bulunmayan özellikte* bir futbolcuyu içimizden resmen yaratmaya çalıştık. haliyle olmadı da.
başka neler oldu? burak, selçuk ve umut ısrarı, takımda yaşanılan disiplinsizlikler, sürekli temposu düşük bir galatasaray vs vs. biz bunların hepsini topladık ve ne dedik o günlerde? vizyonsuzluk. hamza hamzaoğlu'nun futbol düşüncesi küçük geldi galatasaray'a. galatasaray'ın teknik direktörüysen transfer için yönetimi zorlayacaksın ve gerekli mevkileri alabileceğin en iyi oyuncu ile dolduracaksın, futbolcuların gözünde otoriteye sahip olacaksın, adamcı olmayacaksın adaletli forma dağıtımı yapacaksın ve en önemlisi taktik ve teknik bilgin belli bir seviyenin üzerinde olacak.
onunla bununla kıyaslamadan eleştirin bir insanı. çünkü o zaman daha da belli oluyor hataları. madem hepimiz için en önemli olan galatasaray o zaman biz de adamcı olmadan hem hamza hamzaoğlu'nu hem fatih terim'i hem de mevcut teknik direktörümüz jan olde riekerik'i eleştirebilmeliyiz. bu ne hemen teknik adamı göndermeye çalışarak olmalı ne de "hayır hiç gitmesin, hataları ile sevdim onu" düşüncesi ile.
bir de anlamadığım ve biz galatasaray taraftarları için büyük sorun olan birşey de hamze hamzaoğlu'nu sevenler mutlaka fatih terim, burak, selçuk hatta biraz umut ve sabri'yi savunan kimseler. riekerink'i sevenler ise gördüğüm kadarıyla sneijder'e toz kondurmuyor. ülkede olan "eleştirememezlik" futbola da tam anlamıyla yerleşmiş durumda. eleştireceğiz arkadaşlar. yeri gelecek bir maç sonrası çok sinirlenip atarlı atarlı bütün hataları konuşacağız. yeri gelecek yenildiğimiz maç sonrası takım adına ışık gördüğümüz detayları konuşacağız. yok eğer hiç bir yanlışı, doğruyu, iyiyi veya kötüyü görmeden seviyorum ben bu x'i** diyorsanız işte orada çok sevdiğiniz galatasaray'a zarar vermiş oluyorsunuz. "neden sürekli selçuk oynuyor!" diyoruz ya işte biz de aynısını yapmış oluyoruz bu düşünce ile. kısacası adamcı oluyoruz.
ancak hepimiz galatasaraylıyız.
bir olduğumuzda galatasaray'ız.
bu takımı ya biz bir arada tutarız ya da gittikçe kötüye gitmesinde bizim de payımız olur.
eleştirelim arkadaşlar. eleştirirken ne gömelim ne de fazla övelim ama eleştirelim.
başka neler oldu? burak, selçuk ve umut ısrarı, takımda yaşanılan disiplinsizlikler, sürekli temposu düşük bir galatasaray vs vs. biz bunların hepsini topladık ve ne dedik o günlerde? vizyonsuzluk. hamza hamzaoğlu'nun futbol düşüncesi küçük geldi galatasaray'a. galatasaray'ın teknik direktörüysen transfer için yönetimi zorlayacaksın ve gerekli mevkileri alabileceğin en iyi oyuncu ile dolduracaksın, futbolcuların gözünde otoriteye sahip olacaksın, adamcı olmayacaksın adaletli forma dağıtımı yapacaksın ve en önemlisi taktik ve teknik bilgin belli bir seviyenin üzerinde olacak.
onunla bununla kıyaslamadan eleştirin bir insanı. çünkü o zaman daha da belli oluyor hataları. madem hepimiz için en önemli olan galatasaray o zaman biz de adamcı olmadan hem hamza hamzaoğlu'nu hem fatih terim'i hem de mevcut teknik direktörümüz jan olde riekerik'i eleştirebilmeliyiz. bu ne hemen teknik adamı göndermeye çalışarak olmalı ne de "hayır hiç gitmesin, hataları ile sevdim onu" düşüncesi ile.
bir de anlamadığım ve biz galatasaray taraftarları için büyük sorun olan birşey de hamze hamzaoğlu'nu sevenler mutlaka fatih terim, burak, selçuk hatta biraz umut ve sabri'yi savunan kimseler. riekerink'i sevenler ise gördüğüm kadarıyla sneijder'e toz kondurmuyor. ülkede olan "eleştirememezlik" futbola da tam anlamıyla yerleşmiş durumda. eleştireceğiz arkadaşlar. yeri gelecek bir maç sonrası çok sinirlenip atarlı atarlı bütün hataları konuşacağız. yeri gelecek yenildiğimiz maç sonrası takım adına ışık gördüğümüz detayları konuşacağız. yok eğer hiç bir yanlışı, doğruyu, iyiyi veya kötüyü görmeden seviyorum ben bu x'i** diyorsanız işte orada çok sevdiğiniz galatasaray'a zarar vermiş oluyorsunuz. "neden sürekli selçuk oynuyor!" diyoruz ya işte biz de aynısını yapmış oluyoruz bu düşünce ile. kısacası adamcı oluyoruz.
ancak hepimiz galatasaraylıyız.
bir olduğumuzda galatasaray'ız.
bu takımı ya biz bir arada tutarız ya da gittikçe kötüye gitmesinde bizim de payımız olur.
eleştirelim arkadaşlar. eleştirirken ne gömelim ne de fazla övelim ama eleştirelim.