18
bilmem hatırlar mısınız, 2015 şampiyonluğumuzda "melo'ya kaç haftadır kırmızı kart çıkmıyor" diye ortalığı ayağa kaldıran bir güruh vardı. gerçekten de melo arena'daki 2-2'lik *bursaspor maçında ve 1-0 kazandığımız *gençlerbirliği maçında kırmızı kart görmesi gerektiği halde görmemişti. hadi belki de benim unuttuğum bir maç daha vardır, üç tane kırmızısı atlanmıştı diyelim kalpler kırılmasın.
isterseniz bir de bu sezona bakalım. 10 eylül 2016 beşiktaş karabükspor maçı. sarı kartı olan caner erkin gole giden traore'yi bariz biçimde indiriyor, hakem düdüğünü çaldığı anda hem penaltı hem de ikinci sarıdan kırmızı kart olacağı için devam diyor. elde var bir. http://www.ligtv.com.tr/...penalti-bekledigi-an
15 ekim 2016 kayserispor beşiktaş maçı. sarı kartı olan atiba nakoulma'yı yaka paça indiriyor. tartışılacak, konuşulacak tarafı olmayan açık bir pozisyon. hakemin gözüne perde iniyor. elde var iki. http://www.ligtv.com.tr/...a-kirmizi-cikmali-mi (bu maçta beşiktaş'ın penaltısı verilmiyor, sanırım bu sezon aleyhlerinde yapılan ilk ve tek hata da bu)
5 kasım 2016 beşiktaş trabzonspor maçı. oğuzhan mehmet ekici'ye iki defa dirsek atıyor, quaresma yusuf erdoğan'a dünyadaki her hakemin kırmızı kart vereceği şekilde korkunç bir müdahale yapıyor. oğuzhan'a kart mart yok, quaresma'ya lütfedip sarı kart veriliyor. maçtan sonra bütün türkiye bu rezilliği konuşuyor. elde var dört. https://twitter.com/...s/796043102893047808
daha antalyaspor maçı'nda tosic'in taban girmesiyle topu kazanıp gol atmalarından, türkiye'ye geldiğinden bu yana hiç kırmızı kart görmemiş diego angelo'nun çileden çıkıp hakeme küfür etmesiyle antalya'nın 10 kişi kalmasından, derbide bizim futbolcularımızı ikinci yarı boyunca kasap gibi biçerek 1 puanı kurtarmalarından, mete kalkavan denen haysiyetsiz adamın kayserispor'a vermediği kartlarla bizden çaldığı 2 puandan falan bahsetmiyorum. oraya girdik mi zaten çıkamayız. sadece kırmızı kartları saysan beşiktaş'a dört net kırmızı kart verilmemiş. 10 haftada 4 kırmızı kart verilmemiş. verilmeyen üç kırmızı kart için kopartılan yaygara ortada, fakat biz verilmeyen dört kırmızı kart için ağzımızı açıp bir tek şey söylemiyoruz.
eğer bu durumdan memnunsanız, canınızı sıkan bir durum yoksa denecek bir şey yok arkadaşlar. haftasonunda da yıllardır olduğu gibi verirler tetikçinin birini, maç boyunca dilim dilim doğrarlar, bir sene daha "18 yıl oldu, son kadıköy galibiyeti gören çocuklar şimdi askere gidiyor, bizi yine yenemediniz, ehehehehe" geyiğine katlanırız. bizim rakibimize "bak kart göreceksin canımın içi" deyip kadıköy'de karabüksporlulara ilk itirazda takır takır kart çıkaran fırat aydınus fener'i kollar, mete kalkavan beşiktaş'ı kollar. biz kendi içimize kapanıp 20 milyon kişi riekerink'i sneijder'i tartışmaya devam ederiz.
belki bu şerefsizler yüzünden kaybettiğimiz puanlar sebebiyle şampiyonluğu kaptırırız, belki de sezonu ikinci değil üçüncü bitirdiğimiz için şampiyonlar ligi'ni kaçırırız, ama ne yapalım sağlık olsun. 21 kasım'da başlayacak olan yayın ihalesinden önce, toplu halde boykot başlatıp herkese "siz galatasaray'ı sahipsiz mi sandınız" demek, ihaleye girecek bütün firmaları en büyük müşteri kitlesini kaybetmekle tehdit etmek falan gereksiz, anlamsız işler. ne gereği var allah aşkına? sesimizi keser kurbanlık koyun gibi uslu uslu takılırız böyle.
ha, "bir de takım ne oynuyor da hakemden şikayet ediyoruz" diyenler var. umarım bir gün pek iyi çalışamadığınız bir sınava girmek zorunda kalırsınız, gözetmen de durduk yere gelir kağıdınızın üzerine oturur, "ne yapıyorsun sen" dediğiniz zaman da "sınava çalıştın mı ki itiraz ediyorsun" deyip azarlar sizi. eminim "doğru lan zaten çalışmamıştım, bir şey demeye hakkım yok" deyip sesinizi kesip sınavın bitmesini beklersiniz.
yoksa "sen benimle dalga mı geçiyorsun lan" deyip hakkınızı mı ararsınız? efendim? duyamadım?
isterseniz bir de bu sezona bakalım. 10 eylül 2016 beşiktaş karabükspor maçı. sarı kartı olan caner erkin gole giden traore'yi bariz biçimde indiriyor, hakem düdüğünü çaldığı anda hem penaltı hem de ikinci sarıdan kırmızı kart olacağı için devam diyor. elde var bir. http://www.ligtv.com.tr/...penalti-bekledigi-an
15 ekim 2016 kayserispor beşiktaş maçı. sarı kartı olan atiba nakoulma'yı yaka paça indiriyor. tartışılacak, konuşulacak tarafı olmayan açık bir pozisyon. hakemin gözüne perde iniyor. elde var iki. http://www.ligtv.com.tr/...a-kirmizi-cikmali-mi (bu maçta beşiktaş'ın penaltısı verilmiyor, sanırım bu sezon aleyhlerinde yapılan ilk ve tek hata da bu)
5 kasım 2016 beşiktaş trabzonspor maçı. oğuzhan mehmet ekici'ye iki defa dirsek atıyor, quaresma yusuf erdoğan'a dünyadaki her hakemin kırmızı kart vereceği şekilde korkunç bir müdahale yapıyor. oğuzhan'a kart mart yok, quaresma'ya lütfedip sarı kart veriliyor. maçtan sonra bütün türkiye bu rezilliği konuşuyor. elde var dört. https://twitter.com/...s/796043102893047808
daha antalyaspor maçı'nda tosic'in taban girmesiyle topu kazanıp gol atmalarından, türkiye'ye geldiğinden bu yana hiç kırmızı kart görmemiş diego angelo'nun çileden çıkıp hakeme küfür etmesiyle antalya'nın 10 kişi kalmasından, derbide bizim futbolcularımızı ikinci yarı boyunca kasap gibi biçerek 1 puanı kurtarmalarından, mete kalkavan denen haysiyetsiz adamın kayserispor'a vermediği kartlarla bizden çaldığı 2 puandan falan bahsetmiyorum. oraya girdik mi zaten çıkamayız. sadece kırmızı kartları saysan beşiktaş'a dört net kırmızı kart verilmemiş. 10 haftada 4 kırmızı kart verilmemiş. verilmeyen üç kırmızı kart için kopartılan yaygara ortada, fakat biz verilmeyen dört kırmızı kart için ağzımızı açıp bir tek şey söylemiyoruz.
eğer bu durumdan memnunsanız, canınızı sıkan bir durum yoksa denecek bir şey yok arkadaşlar. haftasonunda da yıllardır olduğu gibi verirler tetikçinin birini, maç boyunca dilim dilim doğrarlar, bir sene daha "18 yıl oldu, son kadıköy galibiyeti gören çocuklar şimdi askere gidiyor, bizi yine yenemediniz, ehehehehe" geyiğine katlanırız. bizim rakibimize "bak kart göreceksin canımın içi" deyip kadıköy'de karabüksporlulara ilk itirazda takır takır kart çıkaran fırat aydınus fener'i kollar, mete kalkavan beşiktaş'ı kollar. biz kendi içimize kapanıp 20 milyon kişi riekerink'i sneijder'i tartışmaya devam ederiz.
belki bu şerefsizler yüzünden kaybettiğimiz puanlar sebebiyle şampiyonluğu kaptırırız, belki de sezonu ikinci değil üçüncü bitirdiğimiz için şampiyonlar ligi'ni kaçırırız, ama ne yapalım sağlık olsun. 21 kasım'da başlayacak olan yayın ihalesinden önce, toplu halde boykot başlatıp herkese "siz galatasaray'ı sahipsiz mi sandınız" demek, ihaleye girecek bütün firmaları en büyük müşteri kitlesini kaybetmekle tehdit etmek falan gereksiz, anlamsız işler. ne gereği var allah aşkına? sesimizi keser kurbanlık koyun gibi uslu uslu takılırız böyle.
ha, "bir de takım ne oynuyor da hakemden şikayet ediyoruz" diyenler var. umarım bir gün pek iyi çalışamadığınız bir sınava girmek zorunda kalırsınız, gözetmen de durduk yere gelir kağıdınızın üzerine oturur, "ne yapıyorsun sen" dediğiniz zaman da "sınava çalıştın mı ki itiraz ediyorsun" deyip azarlar sizi. eminim "doğru lan zaten çalışmamıştım, bir şey demeye hakkım yok" deyip sesinizi kesip sınavın bitmesini beklersiniz.
yoksa "sen benimle dalga mı geçiyorsun lan" deyip hakkınızı mı ararsınız? efendim? duyamadım?