• 129
    benim fikirlerim her yıl değişir. bugün çok desteklediğim bir fikri 1-2 yıl sonra, ne malmışım der ve saçma bulurum bazen. özellikle siyaset ve dini konularda, kişisel fikirlerim ise nirvanadadır. savunduğum şeyler zamanla değişir ve gelişir. facebookun anı hatırlatma olayında sürekli 2 yıl önceki halime gülerken buluyorum kendimi.

    ama bu olaydaki fikrim sabit, gram değişmedi. iyi okuyun duyar kasan yakışıklı hümanistler, size kendi hayatımdan, birebir yaşadığım bi kaç kesit anlatacağım.

    ben beşiktaşta yaşadım bir süre, o zaman zarfında da ali samiyen ve aslantepede 6 yıl kombineyle maç izledim. bir gün evimden maça formam açıkta gidemedim, yaz kış üstümde formamı kapataca bir şeyler oldu. neden? çünkü beşiktaşta yaşıyordum ve tehlikeliydi öyle veya böyle, insanları da kışkırtmanın alemi yoktu kartal heykelinin göbeğinde galatasaray formasıyla gezip. doğru yanlış tartışmıyorum, sorundan kaçınmak için yapabileceğimin en iyisi buydu.

    kaç defa eve yürürken, formam görünmezken durdurulup "içinde ne var göster ulan" diye durduruldum biliyor musunuz? onlarca kez. eşşek kadar adamım, beşiktaşta 40 yaşında adamın "içindekini göster lan" diye montumu açtırıp, benden 5-10 yaş küçük çocukların bunu görüp ana avrat sövdüğü zamanlar oldu. problem istemiyosun, evine gitmekten başka derdin yok, hatta çoğu zaman da üzgün dönerdim eve "kümeye galatasaray" dönemlerinde. bi de üstüne bu olurdu.

    bir keresinde mahalleme varmak üzereyken, anahtarımı çıkartmak için montumu açtım, tesadüf ya arkamdan geçen 4-5 beşiktaşlı beni dakikalarca kovaladı, eve giremedim lan evimi bellemesinler diye sayın duyarcılar!!! evime gitmekten tedirgin oldum! başlatmayın lan duyarınıza. kartal heykelinde benden 10 yaş büyük evli barklı olduğunu sandığım adamlar bıçak gösterdi bana. ben formam görünmesin diye montla gezdim lan bahar aylarında, daha ne yapayım orospu cocukları? diyemedim. çünkü bok yoluna gitme riskini alamadım. iki kafası güzel pezevenk beni öldürsün istemedim.

    şimdi, bunlar benim canımı cok acıttı. zaman zaman psikolojimi bozduğunu bile hissettim, dedim artık gitmeyeyim maçlara sırf şu dönüş çilesini yaşamamak için. kız arkadaşımla maça gittiğimde bile yaşadım ben bunu, anlıyor musun duyarlı dostum?

    çok net söylüyorum. bana deseler ki, sen bu adamları bıçakla, biz seni hapse atmayacağız. tek tek geri dönüp yapmazsam, adam değilim. neymiş, burak yılmaz'ın ölmesine gerek mi varmışmış. yapma ya? sen neyin nesisin oğlum, evine giden adamı 5 kişi durdurup tartaklamaya çalışıyorsun? ben sakin ve normal bir ortamda büyüdüm. kavgadan hır gürden falan uzaktım. bu katil dediğiniz adam ise belli ki normal olmayan bir ortamda büyümüş ve kendini koruma mekanizması farklı. bıçak taşıyor olması adamı zaten riskli bir kategoriye sokuyor, belki suçlu psikolojisi bile var. katil olmak zorunda bırakılan adam suçsuz demiyorum yani. ama, o gün orada zarar görmeyi hakeden birisi varsa o kişi ölen çocuk, burak yılmaz.

    birinci kişi: maçtan çıkmış, tek derdi evine gitmek, evine gidip televizyon seyrederek, belki facebookta takılarak maç kutlamak olan bir çocuk.
    ikinci kişi: 5-6 kişilik bir grup halinde, muhtemelen galatasaraylı avına çıkmış bir grubun "cengaveri".

    birinci kişi: 18 yıl hapis yatacak. sebebi ne? evine gitmek isterken saldırıya uğraması.
    ikinci kişi: öldü. sebebi ne? evine gitmek isteyen, seninle hiç bir derdi olmayan bir adama saldırması.

    hiç kusura bakmayıni burada ziyan olan tek hayat, hapise giren çocuğun hayatıdır. hiç aklında yokken, niyeti yokken, sebepsiz yere evine gitmek varken hapse gitti. bana gelip keşke bıçaklamasaydı, dayak yeseydi mi diyeceksiniz? ne malum, nereden biebilir o çocuk o bıçağı çekmezse ölen taraf olmayacağını? nereden biliyorsunuz burak denen dallamanın (evet, dallama) veya bir arkadaşının bıçak göstermediğini diğer çocuğa?

    sebepsiz yere zarar gören kişi şu an hapiste. ölen değil. ölen ölmeyi haketti mi bilmiyorum, kimse ölmeyi haketmez yaptığı bir hatadan dolayı. ama yoldan çevirip adam dövmeye kalkarsan, aldığın risklerden sadece biridir ölüm.

    gram üzülüyorsam burak'a, adam değilim. hümanistlik kasmaya gerek yok. ben hümanistliğimi "insan" olana gösteririm, hakedene gösteririm.

    elimde olsa bu ölen çocuk ve gibileri karantinaya alırım lan ben. bu ve bunun gibilerin tamamının öldüğü bir dünya düşünün, güllük gülistanlık lan. yemin ediyorum dünyada savaşlar biter. aç insan kalmaz lan dünyada.

    hak ettiğini düşündüğüm bir sonuçla, yaşamayı hak etmediği dünyadan göçüp giden bir pislik.

    duyar kasmadan önce bir şerefsizin size hayatınızı alacak kadar yakınlaştığı bir sahne yaşarsanız, çok daha iyi anlayacaksınız. sonra görürüm ben sizin duyarınızı.

    veya sizin için işi kolaylaştırayım, düşünsenize, kardeşinize, sevgilinize yolda böyle saldırıldığını. bir düşün, kız arkadaşın üst köprüden eve gidiyor, üstünde forma var diye 5 kişi saldırıyor. ne oldu, birden geçti mi hümanistliğin?
App Store'dan indirin Google Play'den alın

Güvenlik hatası! (Ref)