16
son zamanlarda tribünlerdeki truva faaliyetlerinden dolayı, genelde tribünlerle ilişkilendirilse de genelde bir grup içerisine sızan karşıt grubun temsilcilerinin yaptığı eyleme truva, kişilere ise truva atı gibi tabirler kullanılır.
son günlerde çok tutan, ayrılsak da beraberizden beri hiç dizi takip etmesem de beni ekrana çeken bir dizi var. vatanım sensin. ayrılsak da beraberizi belki abim gibi sevdiğim bu sözlükteki dayıoğlum alıştırmış olduğundan o kadar sevmişimdir, her bölümden sonra telefonlaşır "izledin mi?" diye sorardık, vatanım sensin'de ise kendimden parçalar buluyorum. askerlik, izmir, tutkulu bir aşk, vatan sevdası, o dönemlerde yaşadığım bölgede yaşanan yunan mezalimi vs.
dizide halit ergenç bir karakteri canlandırıyor, cevdet diye bir osmanlı binbaşısı, satılmış osmanlı kumandanlarına kafa tutup selanik'i savaşmadan terketmemek için tek başına mücadele ediyor ancak neredeyse tüm silah arkadaşları tek bir kurşun atmaya bile tenezzül etmeyip yunan ordusunun hediye ettiği altınları bölüşmeye çalışıyor. o esnada kendi mevkisine, itibarına ve eşine göz dikmiş bir devresi tarafından, yunan subayı ve işbirlikçi osmanlı kumandanını öldürecekken, sırtından vuruluyor ve hikaye burada başlıyor. öldü sanılıp orada bırakıldıktan sonra yunan askerleri ölmediğini anlayıp onu esir kampına götürüyor ve cevdet'e orada istihbarat örgütü tarafından bir görev biçiliyor. "hain gibi görün, oradan kurtul, ülkene dön ve yunan ordusuna başkaldırışta kuva-i milliyecileri destekle".
cevdet esir kampında türk askerini vuruyor,
ülkesine yunan üniforması ile dönüp, yunan komutanın gözüne girmek için eziyet ediyor,
karısına asla içindekileri belli etmiyor ve olabildiğince sert davranıyor,
ülkesindeki hain osmanlı kumandanının, kendisi yokken ortamdan nasıl faydalanmaya çalıştığını ve karısına nasıl salça olduğunu görüyor, hatta son bölümünn son sahnesinde, osmanlı tebaası kendisini hain ilan edip evini yakıyor ve kızı ile anasını içerde cayır cayır yanıyor.
peki ya fatih terim?
kendisi tam en üst seviyedeyken tff tarafından kıyım kıyım kıyıldı.
ünal aysal ile tartıştı, haklı haksız bir olay sonucu gönderildi.
kendisi başımızdayken tüm medyaya savaş açmıştı halbuki, canlı yayınlara bağlanıp ayar vermeler, tff'ye yüklenmeler, esip gürlemeler.
sonra ne oldu? ünal aysalla bozuştu ve gitti.
gitmem dediği tüpçü ekibiyle anlaştı,
bir dünya paraya imza attı,
galatasaray'a faydasız rakiplere faydalı formatları onayladı,
tüpçüyle yan yana fotolar, gülüşmeler.
fatih hocayı babama benzetmiştim hep, kendisi de babam gibi sert mizaçlı, otoriter, babacan, beklenilmeyen şeyler başaran ve herşeyin başı ailesine bağlı bir adam.
fatih hoca, hocam diyemiyorum çünkü artık hoca ve hocam kelimelerinin arasındaki ince çizgide maalesef diğer taraftayım.
gel yap şimdi gerekenleri,
zamanı gelince koy ttf'ye ayarını, oradaki yolsuzlukları belgeleriyle ifşa et,
karaktersizleri halkın önüne at,
de ki bir gidişim oldu sizleri üzdüm, ancak bu sizin içindi, daha güzel günlerde görüşmek içindi de,
sami yen'e gel ve imparator ol,
orada kazandığın tonla paradan dolayı sana takılan parator lakabını temizlemek için o paraları bir çuvala koyup mehmetçik vakfı'na bağışla,
al ekibine hasan şaş'ı ümit davala'yı taffarel'i,
bruma sana yine 2. babam desin,
tribünler seni görünce coşsun,
gitmemek üzere döndüm de,
sana kızgın olanlar sana sarılırken önce sinirlerinden yumruklarını sıksın ama samimiyetini görünce yumuşayıp doyasıya sarılsınlar,
hoca, dünya 3 günlük,
senin için 2'si çoktan bitti, kalan kısmı ya bir imparator gibi yaşa,
ya da ilerde dönüp çocuklarımıza "o zaman hocamız fatih terimdi" diyelim sadece.
evet hoca,
yapar mısın truva?
siparişini verelim mi truva atı şeklinde bez posterlerin, atın kafasına senin kafanı monte ettiğimiz?
son günlerde çok tutan, ayrılsak da beraberizden beri hiç dizi takip etmesem de beni ekrana çeken bir dizi var. vatanım sensin. ayrılsak da beraberizi belki abim gibi sevdiğim bu sözlükteki dayıoğlum alıştırmış olduğundan o kadar sevmişimdir, her bölümden sonra telefonlaşır "izledin mi?" diye sorardık, vatanım sensin'de ise kendimden parçalar buluyorum. askerlik, izmir, tutkulu bir aşk, vatan sevdası, o dönemlerde yaşadığım bölgede yaşanan yunan mezalimi vs.
dizide halit ergenç bir karakteri canlandırıyor, cevdet diye bir osmanlı binbaşısı, satılmış osmanlı kumandanlarına kafa tutup selanik'i savaşmadan terketmemek için tek başına mücadele ediyor ancak neredeyse tüm silah arkadaşları tek bir kurşun atmaya bile tenezzül etmeyip yunan ordusunun hediye ettiği altınları bölüşmeye çalışıyor. o esnada kendi mevkisine, itibarına ve eşine göz dikmiş bir devresi tarafından, yunan subayı ve işbirlikçi osmanlı kumandanını öldürecekken, sırtından vuruluyor ve hikaye burada başlıyor. öldü sanılıp orada bırakıldıktan sonra yunan askerleri ölmediğini anlayıp onu esir kampına götürüyor ve cevdet'e orada istihbarat örgütü tarafından bir görev biçiliyor. "hain gibi görün, oradan kurtul, ülkene dön ve yunan ordusuna başkaldırışta kuva-i milliyecileri destekle".
cevdet esir kampında türk askerini vuruyor,
ülkesine yunan üniforması ile dönüp, yunan komutanın gözüne girmek için eziyet ediyor,
karısına asla içindekileri belli etmiyor ve olabildiğince sert davranıyor,
ülkesindeki hain osmanlı kumandanının, kendisi yokken ortamdan nasıl faydalanmaya çalıştığını ve karısına nasıl salça olduğunu görüyor, hatta son bölümünn son sahnesinde, osmanlı tebaası kendisini hain ilan edip evini yakıyor ve kızı ile anasını içerde cayır cayır yanıyor.
peki ya fatih terim?
kendisi tam en üst seviyedeyken tff tarafından kıyım kıyım kıyıldı.
ünal aysal ile tartıştı, haklı haksız bir olay sonucu gönderildi.
kendisi başımızdayken tüm medyaya savaş açmıştı halbuki, canlı yayınlara bağlanıp ayar vermeler, tff'ye yüklenmeler, esip gürlemeler.
sonra ne oldu? ünal aysalla bozuştu ve gitti.
gitmem dediği tüpçü ekibiyle anlaştı,
bir dünya paraya imza attı,
galatasaray'a faydasız rakiplere faydalı formatları onayladı,
tüpçüyle yan yana fotolar, gülüşmeler.
fatih hocayı babama benzetmiştim hep, kendisi de babam gibi sert mizaçlı, otoriter, babacan, beklenilmeyen şeyler başaran ve herşeyin başı ailesine bağlı bir adam.
fatih hoca, hocam diyemiyorum çünkü artık hoca ve hocam kelimelerinin arasındaki ince çizgide maalesef diğer taraftayım.
gel yap şimdi gerekenleri,
zamanı gelince koy ttf'ye ayarını, oradaki yolsuzlukları belgeleriyle ifşa et,
karaktersizleri halkın önüne at,
de ki bir gidişim oldu sizleri üzdüm, ancak bu sizin içindi, daha güzel günlerde görüşmek içindi de,
sami yen'e gel ve imparator ol,
orada kazandığın tonla paradan dolayı sana takılan parator lakabını temizlemek için o paraları bir çuvala koyup mehmetçik vakfı'na bağışla,
al ekibine hasan şaş'ı ümit davala'yı taffarel'i,
bruma sana yine 2. babam desin,
tribünler seni görünce coşsun,
gitmemek üzere döndüm de,
sana kızgın olanlar sana sarılırken önce sinirlerinden yumruklarını sıksın ama samimiyetini görünce yumuşayıp doyasıya sarılsınlar,
hoca, dünya 3 günlük,
senin için 2'si çoktan bitti, kalan kısmı ya bir imparator gibi yaşa,
ya da ilerde dönüp çocuklarımıza "o zaman hocamız fatih terimdi" diyelim sadece.
evet hoca,
yapar mısın truva?
siparişini verelim mi truva atı şeklinde bez posterlerin, atın kafasına senin kafanı monte ettiğimiz?
