12009
hasan şaş'ın kendisi hakkında yaptığı açıklamaları görünce gerçekten tekrar tekrar hayretler içerisinde kalıyorum. diyor ki, wesley bizim dördüncü tercihimizdi, bunda hem maliyeti hem de yaşadığı sakatlıklar etkiliydi. fakat şu konuda bir açıklık getirmek gerekiyor, wesley 2012-2013 sezonunun ilk yarısında 3 aylık dönem haricinde hiç de uzun süreli sakatlık yaşamamış. ondan önce de real madrid'de emirates cup turnuvasında arsenal maçında yaşadığı bir sakatlık dönemi var ki bu da ona inter yolunu açan bir senaryo hazırladı.
kronik sakat konusuna hiç girmiyorum, çünkü asla sakatlık sıkıntısı çeken bir futbolcu değildi. inter'in kendisinden vazgeçmesinin ana sebebi ne bu olmayan sakatlık, ne de takımla maç kadrosuna alınmamasıydı. wesley'nin kontratı 2013 yazında bitiyordu ve aynı kontrat şartlarında inter kendisiyle yeni bir sözleşme uzatmak istemiyordu. çünkü ciddi şekilde başarısız sezonlar geçiriyorlardı ve mourinho sonrası istikrarsız sezonlar geçirmeye başlamışlardı. bu da haliyle kulübün maddi anlamda kemer sıkma politikasını gündeme getiriyordu. bir çırpıda benitez-ranieri-leonardo-gasperini-stramaccioni isimlerini sayabilirim. ve bu antrenörlerin hepsi de çok kısa zamanda çalıştılar. haliyle inter de orta vadeli bir gerileme dönemine girdi ki, şu anda bile o dönemde olduklarını söylemek tuhaf kaçmaz. eski antrenörümüz roberto mancini ile yeni yeni o ölü toprağı atmaya başlamışlardı, ama o da sezon başında çok kötü bir performans sergileyince bileti kesildi. yerine de işte de boer geldi.
wesley'e uzun süredir hayranlık besleyen ve onu ajax'tan beri yaklaşık 10 senedir ama çok ama az takip eden biri olarak diyebilirim ki, 2012 yılının ikinci yarısında kulüp yönetimi ile, başta başkan massimo moratti ile araları hiç de iyi değildi. 6 milyon euro'nun üzerindeki bir maaşla ve bu maaşa binaen hiçbir şey yapamaması ile elbette yeni kontrat görüşmelerine pek istekli olmuyorlardı. maaşında yarı yarıya bir indirim istediklerini o dönemde spor sitelerinden biliyorum. ancak elbette sneijder kalitesinde bir oyuncunun bu teklifi kabul etmeyeceği de aşikardı.
sonuçta devre arası geldi, sneijder bir şekilde o listeye 4. sıradan girdi, okula yedek sıra kontenjanından giren liseliler gibi o şansı elde etti ve şanlı galatasaray formasını giymek, o formayla destanlar yazmak ona nasip oldu.
elbette sneijder bu haliyle bile büyük bir kumardı, üzerinde oynamaya değer olmasına rağmen. fakat beni kıllandıran sneijder tercihinden ziyade, fatih terim'in bu transfer hamlesi için tercih ettiği diğer oyuncuların akıbeti. en başından, taaa 2011 yazından beri kaka'ya olan ilgisinden ve onu içten içe istediğinden haberdardık. şimdilerde fenerbahçe'nin kıçına teneke bağlayıp gönderdiği o dönemin wolfsburg futbolcusu diego'nun da o 10 numara kontenjanı için adaylar arasında olduğunu da biliyoruz. aynı zamanda yine o dönemde newcastle'da oynayan sakat hatem ben arfa'yı ve benfica'nın 25 milyon euro istediği nemanja matic'i de(ön libero oyuncusudur kendisi) o listede görmüştük. son olarak da yanılmıyorsam heerenveen'de oynayan filip djuricic'i sneijder'in üzerindeki sıradan listeye dahil etmişti. (bir de biraz goygoy üzerine dönen julian draxler ve dusan tadic isimleri vardı, ancak onlar pek ciddi değildi)
şimdi bana bu listede sneijder yerine riske girilebilecek bir adam söyleyebilir misiniz? kaka'nın nerede ne iş yaptığından haberi olan var mı? ben söyleyeyim, kaka real madrid'de zaten sakatlıklardan kurtulamamış, mourinho zoraki olarak takımdan göndermişti. brezilya'ya dönmüş, hemen ertesi sezon da amerika'ya kapağı atmıştı. şimdilerde de emekli olup pazar günleri balığa çıkan eski öğretmen tadında takılıyor. hatem ben arfa'yı o dönemler nice'de gördüm galiba, 85-90 kilo olmuş. geçen sene ciddi bir toparlama evresine girip psg'ye kapağı attı. ama o dönemden (newcastle) bu yana 15 maç üst üste oynamamış. e matic zaten 10 numara oyuncusu değil, ne alakaysa. djuricic'i sadece fm'de yıldız olarak görebildik, şimdilerde ne yapıyor bilmiyorum bilen var mı? diego zaten karşı yakada rotasyon oyuncusu olarak öyle boş beleş bir sezon geçirdi.
wesley'nin kaderi zaten bize yazılmış, bizler dışında kimse bunu anlamıyor, anlamak istemiyor. buna fatih terim de, hasan şaş da, ümit davala da dahil. hasan şaş da atıp tutuyordu, wesley bizim sistemimize uygun değil, takımın dizilişini bozuyor, mecburen sol tarafta zoraki yer buluyorduk diye. ben de sorarım sana, kaka çok mu oynayacaktı sol kanatta da, top rakipteyken rakibe basacak adam kovalayacaktı?
yollar her ne kadar zorlu, dikenli olsa da.. galatasaray'ın gerçek çocuğu wesley varsa, umut var, problem yok!
sonradan anladık ki hasan'ın problemi çok farklıymış. kenneth anderson'a verirsen 3 milyon euro'yu herkes tartışır da, wesley'e verdiğin parayı bir tek sen ve tayfan tartışırsınız zaten. sneijder gibi bir adamı da 2 milyon euro'ya, hem de 28 yaşında babayı getirebilirsiniz.
bayağı oldu gol atmayalı. daha doğrusu gol atıp da maç kazandırmayalı. gol at wesley. at da şu kepçükler sussun. evet yaşın da ilerledi, 27, 28 yaşındaki gibi asla olamayacaksın. ama yine de öldürücü tek toplar ve uzaktan attığın ayı süründüren şutlar yeter. birazcık toparlanma ile buralar yine dola boynuma entryleri ile dolar. üzülüyoruz, üzme bizi.
kronik sakat konusuna hiç girmiyorum, çünkü asla sakatlık sıkıntısı çeken bir futbolcu değildi. inter'in kendisinden vazgeçmesinin ana sebebi ne bu olmayan sakatlık, ne de takımla maç kadrosuna alınmamasıydı. wesley'nin kontratı 2013 yazında bitiyordu ve aynı kontrat şartlarında inter kendisiyle yeni bir sözleşme uzatmak istemiyordu. çünkü ciddi şekilde başarısız sezonlar geçiriyorlardı ve mourinho sonrası istikrarsız sezonlar geçirmeye başlamışlardı. bu da haliyle kulübün maddi anlamda kemer sıkma politikasını gündeme getiriyordu. bir çırpıda benitez-ranieri-leonardo-gasperini-stramaccioni isimlerini sayabilirim. ve bu antrenörlerin hepsi de çok kısa zamanda çalıştılar. haliyle inter de orta vadeli bir gerileme dönemine girdi ki, şu anda bile o dönemde olduklarını söylemek tuhaf kaçmaz. eski antrenörümüz roberto mancini ile yeni yeni o ölü toprağı atmaya başlamışlardı, ama o da sezon başında çok kötü bir performans sergileyince bileti kesildi. yerine de işte de boer geldi.
wesley'e uzun süredir hayranlık besleyen ve onu ajax'tan beri yaklaşık 10 senedir ama çok ama az takip eden biri olarak diyebilirim ki, 2012 yılının ikinci yarısında kulüp yönetimi ile, başta başkan massimo moratti ile araları hiç de iyi değildi. 6 milyon euro'nun üzerindeki bir maaşla ve bu maaşa binaen hiçbir şey yapamaması ile elbette yeni kontrat görüşmelerine pek istekli olmuyorlardı. maaşında yarı yarıya bir indirim istediklerini o dönemde spor sitelerinden biliyorum. ancak elbette sneijder kalitesinde bir oyuncunun bu teklifi kabul etmeyeceği de aşikardı.
sonuçta devre arası geldi, sneijder bir şekilde o listeye 4. sıradan girdi, okula yedek sıra kontenjanından giren liseliler gibi o şansı elde etti ve şanlı galatasaray formasını giymek, o formayla destanlar yazmak ona nasip oldu.
elbette sneijder bu haliyle bile büyük bir kumardı, üzerinde oynamaya değer olmasına rağmen. fakat beni kıllandıran sneijder tercihinden ziyade, fatih terim'in bu transfer hamlesi için tercih ettiği diğer oyuncuların akıbeti. en başından, taaa 2011 yazından beri kaka'ya olan ilgisinden ve onu içten içe istediğinden haberdardık. şimdilerde fenerbahçe'nin kıçına teneke bağlayıp gönderdiği o dönemin wolfsburg futbolcusu diego'nun da o 10 numara kontenjanı için adaylar arasında olduğunu da biliyoruz. aynı zamanda yine o dönemde newcastle'da oynayan sakat hatem ben arfa'yı ve benfica'nın 25 milyon euro istediği nemanja matic'i de(ön libero oyuncusudur kendisi) o listede görmüştük. son olarak da yanılmıyorsam heerenveen'de oynayan filip djuricic'i sneijder'in üzerindeki sıradan listeye dahil etmişti. (bir de biraz goygoy üzerine dönen julian draxler ve dusan tadic isimleri vardı, ancak onlar pek ciddi değildi)
şimdi bana bu listede sneijder yerine riske girilebilecek bir adam söyleyebilir misiniz? kaka'nın nerede ne iş yaptığından haberi olan var mı? ben söyleyeyim, kaka real madrid'de zaten sakatlıklardan kurtulamamış, mourinho zoraki olarak takımdan göndermişti. brezilya'ya dönmüş, hemen ertesi sezon da amerika'ya kapağı atmıştı. şimdilerde de emekli olup pazar günleri balığa çıkan eski öğretmen tadında takılıyor. hatem ben arfa'yı o dönemler nice'de gördüm galiba, 85-90 kilo olmuş. geçen sene ciddi bir toparlama evresine girip psg'ye kapağı attı. ama o dönemden (newcastle) bu yana 15 maç üst üste oynamamış. e matic zaten 10 numara oyuncusu değil, ne alakaysa. djuricic'i sadece fm'de yıldız olarak görebildik, şimdilerde ne yapıyor bilmiyorum bilen var mı? diego zaten karşı yakada rotasyon oyuncusu olarak öyle boş beleş bir sezon geçirdi.
wesley'nin kaderi zaten bize yazılmış, bizler dışında kimse bunu anlamıyor, anlamak istemiyor. buna fatih terim de, hasan şaş da, ümit davala da dahil. hasan şaş da atıp tutuyordu, wesley bizim sistemimize uygun değil, takımın dizilişini bozuyor, mecburen sol tarafta zoraki yer buluyorduk diye. ben de sorarım sana, kaka çok mu oynayacaktı sol kanatta da, top rakipteyken rakibe basacak adam kovalayacaktı?
yollar her ne kadar zorlu, dikenli olsa da.. galatasaray'ın gerçek çocuğu wesley varsa, umut var, problem yok!
sonradan anladık ki hasan'ın problemi çok farklıymış. kenneth anderson'a verirsen 3 milyon euro'yu herkes tartışır da, wesley'e verdiğin parayı bir tek sen ve tayfan tartışırsınız zaten. sneijder gibi bir adamı da 2 milyon euro'ya, hem de 28 yaşında babayı getirebilirsiniz.
bayağı oldu gol atmayalı. daha doğrusu gol atıp da maç kazandırmayalı. gol at wesley. at da şu kepçükler sussun. evet yaşın da ilerledi, 27, 28 yaşındaki gibi asla olamayacaksın. ama yine de öldürücü tek toplar ve uzaktan attığın ayı süründüren şutlar yeter. birazcık toparlanma ile buralar yine dola boynuma entryleri ile dolar. üzülüyoruz, üzme bizi.