11837
kendisini "galatasarayın malı deniz yemeyen keriz" insanlarından biri gibi tanımlayanları gördüğüm 10 numara.
anlayamıyorum, ya sözlükte balıklar yazarlık yapmaya başladı ya da bazı yazarlarda hafıza diye bir şey yok!
kardeşlerim, sevgili kardeşlerim, size zahmet olacak ve sizin için çok çok zor olacak biliyorum ama lütfen, birazcık düşünmeye çalışın. gözünüzde büyütmeyin hemen!
düşünmek, hatırlamak çok da zor bir şey değil.
bu hollandalı, bu sünnetsiz arkadaşımız -biliyorum, sünnetsizleri sevmezsiniz- formunun en iyi olduğu dönemde, estirdiği dönemde 6 aylık maaşını alamamıştı ve bununla ilgili hiçbir şey bilmiyorduk, son zamanda öğrendik.
6 ay para alamadığı halde çok çok iyi oynuyor, takımı sırtlıyordu. şimdi içinizde bazıları cin gibi akıllı, über zeki biliyorum. gelsin bana açıklasın, bu nasıl para gözlülük? bu nasıl "amaan koy göte her türlü milyon dolarları alıyorum" insanın zihniyeti olabilir?
kötü oynayan, formunda düşüş olan her sünnetsiz futbolcu paragöz oluyor değil mi sizin gözünüzde? törkiş kebap, raki cok guzel değil mi?
bak, elbette sadece parasına bakan sünnetsiz futbolcular var. sadece parasına bakan, iş ahlakı olmayan insanlar her milletten var.
ama ben çoğunlukla bunu sünnetli futbolcularda gördüm. yıllardır kendini geliştirmeyen, profesyonel olarak top oynadığı halde göbekli göbekli gezen, sözde camianın evlatlarında para sevgisi gördüm.
"bu benim rızkım" diye söyleyip yıllarca yatan, parasını takır takır alan sünnetli arkadaşlara tanıklık ettik.
veya şöyle olsaydı derdim ki evet, bu sneijder denilen sünnetsiz parayı çok seven, para göz bir adam derdim.
misal takımın genç pırpırı bruma, tamamen bireysel yeteneğiyle, sıfırdan bir pozisyonu yaratıp kendi emeğiyle penaltı almış olsun. aynı maçta eren'in iki golü, bruma'nın da tamamen kendisinin kazandığı bir penaltı. maçın son dakikası, zaten maçı kazanıyoruz farklı şekilde.
sneijder hiçbir şey yapmamış ama bu penaltıyı direkt "çekilin kenara, ben sneijder'im, bu penaltıyı ben kullanırım" demiş olsun.
ben derdim ki; bu sneijder ne paragöz adam! bir halt yapmamış maç boyu, şimdi ise gol primi için penaltıyı kullanacak!
hah, o zaman evet bu sneijder paragöz derdiler, haklısın abi derdim. galatasarayın malı deniz, yemeyen keriz derdiler, vallahi de billahi de haklısın abi derdim.
ama şimdi haksızsınınz ve faşistsiniz.
herkese iyi geceler beyler.
edit: yazmayı unutmuşum. bu adam için mücadele etmiyor diyorlar.
sneijder galatasaraya gelmeden önce ne zaman hangi maçta bu kadar koşuyordu? 10 kilometrenin üzerinde koştuğu oluyordu. bu adam galatasaray'da koşmaya başladı ve sneijder tipi bir on numara koşmaz. koşamaz çünkü görevi o değildir.
sneijder tipi bir on numara, merkez orta sahadan daha fazla koşmaz doksan dakikada.
ama sneijder koşuyor. he tamam mücadele etmiyor. evet evet etmiyor. kendini sola hapsediyor falan.
çok iyi futbol izleyicisiniz. zevkle okuyorum sizi zevkle.
anlayamıyorum, ya sözlükte balıklar yazarlık yapmaya başladı ya da bazı yazarlarda hafıza diye bir şey yok!
kardeşlerim, sevgili kardeşlerim, size zahmet olacak ve sizin için çok çok zor olacak biliyorum ama lütfen, birazcık düşünmeye çalışın. gözünüzde büyütmeyin hemen!
düşünmek, hatırlamak çok da zor bir şey değil.
bu hollandalı, bu sünnetsiz arkadaşımız -biliyorum, sünnetsizleri sevmezsiniz- formunun en iyi olduğu dönemde, estirdiği dönemde 6 aylık maaşını alamamıştı ve bununla ilgili hiçbir şey bilmiyorduk, son zamanda öğrendik.
6 ay para alamadığı halde çok çok iyi oynuyor, takımı sırtlıyordu. şimdi içinizde bazıları cin gibi akıllı, über zeki biliyorum. gelsin bana açıklasın, bu nasıl para gözlülük? bu nasıl "amaan koy göte her türlü milyon dolarları alıyorum" insanın zihniyeti olabilir?
kötü oynayan, formunda düşüş olan her sünnetsiz futbolcu paragöz oluyor değil mi sizin gözünüzde? törkiş kebap, raki cok guzel değil mi?
bak, elbette sadece parasına bakan sünnetsiz futbolcular var. sadece parasına bakan, iş ahlakı olmayan insanlar her milletten var.
ama ben çoğunlukla bunu sünnetli futbolcularda gördüm. yıllardır kendini geliştirmeyen, profesyonel olarak top oynadığı halde göbekli göbekli gezen, sözde camianın evlatlarında para sevgisi gördüm.
"bu benim rızkım" diye söyleyip yıllarca yatan, parasını takır takır alan sünnetli arkadaşlara tanıklık ettik.
veya şöyle olsaydı derdim ki evet, bu sneijder denilen sünnetsiz parayı çok seven, para göz bir adam derdim.
misal takımın genç pırpırı bruma, tamamen bireysel yeteneğiyle, sıfırdan bir pozisyonu yaratıp kendi emeğiyle penaltı almış olsun. aynı maçta eren'in iki golü, bruma'nın da tamamen kendisinin kazandığı bir penaltı. maçın son dakikası, zaten maçı kazanıyoruz farklı şekilde.
sneijder hiçbir şey yapmamış ama bu penaltıyı direkt "çekilin kenara, ben sneijder'im, bu penaltıyı ben kullanırım" demiş olsun.
ben derdim ki; bu sneijder ne paragöz adam! bir halt yapmamış maç boyu, şimdi ise gol primi için penaltıyı kullanacak!
hah, o zaman evet bu sneijder paragöz derdiler, haklısın abi derdim. galatasarayın malı deniz, yemeyen keriz derdiler, vallahi de billahi de haklısın abi derdim.
ama şimdi haksızsınınz ve faşistsiniz.
herkese iyi geceler beyler.
edit: yazmayı unutmuşum. bu adam için mücadele etmiyor diyorlar.
sneijder galatasaraya gelmeden önce ne zaman hangi maçta bu kadar koşuyordu? 10 kilometrenin üzerinde koştuğu oluyordu. bu adam galatasaray'da koşmaya başladı ve sneijder tipi bir on numara koşmaz. koşamaz çünkü görevi o değildir.
sneijder tipi bir on numara, merkez orta sahadan daha fazla koşmaz doksan dakikada.
ama sneijder koşuyor. he tamam mücadele etmiyor. evet evet etmiyor. kendini sola hapsediyor falan.
çok iyi futbol izleyicisiniz. zevkle okuyorum sizi zevkle.