11488
30 eylül 2016 günü açıklanacak milli takım kadrosu ile birlikte türkiye'de yeni bir kaosun başrolü olacak futbolcu:
- eğer fatih terim kendisini çağırmazsa eli güçlenir, arkasına inanılmaz bir rüzgar alır, ülke "terimciler" - "ardacılar" şeklinde bölündüğünde güçlü olan taraf konumuna geçer, zira barcelona'da yardırma dönemini yaşıyor, ülkenin şuan emre mor ile birlikte ve onun önünde açık ara en önemli futbolcusu konumunda. onsuz milli takım daha güçsüz ve bunu görmemek için kör olmak lazım.
- eğer fatih terim kendisini çağırır da kendisi de bunu kabul ederse - yüzsüz ilan edilir. "sana bunları yapan - haksız yere olduğunu söylediğin halde seni cezalandıran hocanın takımına tekrar nasıl gidersin?" şeklinde karakteri sorgulanacaktır. "milli takım her şeyin üstündedir" geyiği yapmayın komik oluyor, milli takım falan eyvallah da insanın da bir karakteri, kişiliği, bir duruşu olmalı. bu duruşun da barcelona forması giyen arda da olması en doğalı.
- eğer fatih terim kendisini çağırır da kendisi milli takımı reddederse - anlamsız derecede milliyetçi kafalarca "milli takıma ihanet" ile suçlanır. kendi hissiyatını ve duygularını milli takımın üstünde tutmak suçu atfedilir, milli duyguları sorgulanır, barcelona'ya gitti götü kalktı denilir.
yani özetle "yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal" olur.
fatih terim, arda ve arkadaşlarına verdiği cezayla hem milli takımı, hem kendisini, hem de arda ve arkadaşlarını yakmıştır.
bu olayda sanıyorum başına en büyük çorap örülecek ancak nispeten suçu en az olan kişi arda...
not: arda'yı sevmem, haz etmem, barcelona'da başarılı olmasını isterim, lakin sebebi arda değil türk futboludur. ancak arda'yı sevmesem de milli takımın euro 2016 zamanında yaşadığı kaosta arda'nın haksız olduğunu düşünmüyorum, zira;
- adam üstüne basa basa diyor ki "aldığımız prim değildi problem, primin eşit dağıtılmasıydı. orası milli takım ve 1 ekmek yiyorsak herkese 1 dilim olmalı, ona 2 ona 1 buna yarım olmamalı, ben arkadaşlarımın hakkını aradım" diyor... bence gayet mantıklı... ha hiç prim olmasa zaten problem kalmayacak da?
- eğer fatih terim kendisini çağırmazsa eli güçlenir, arkasına inanılmaz bir rüzgar alır, ülke "terimciler" - "ardacılar" şeklinde bölündüğünde güçlü olan taraf konumuna geçer, zira barcelona'da yardırma dönemini yaşıyor, ülkenin şuan emre mor ile birlikte ve onun önünde açık ara en önemli futbolcusu konumunda. onsuz milli takım daha güçsüz ve bunu görmemek için kör olmak lazım.
- eğer fatih terim kendisini çağırır da kendisi de bunu kabul ederse - yüzsüz ilan edilir. "sana bunları yapan - haksız yere olduğunu söylediğin halde seni cezalandıran hocanın takımına tekrar nasıl gidersin?" şeklinde karakteri sorgulanacaktır. "milli takım her şeyin üstündedir" geyiği yapmayın komik oluyor, milli takım falan eyvallah da insanın da bir karakteri, kişiliği, bir duruşu olmalı. bu duruşun da barcelona forması giyen arda da olması en doğalı.
- eğer fatih terim kendisini çağırır da kendisi milli takımı reddederse - anlamsız derecede milliyetçi kafalarca "milli takıma ihanet" ile suçlanır. kendi hissiyatını ve duygularını milli takımın üstünde tutmak suçu atfedilir, milli duyguları sorgulanır, barcelona'ya gitti götü kalktı denilir.
yani özetle "yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal" olur.
fatih terim, arda ve arkadaşlarına verdiği cezayla hem milli takımı, hem kendisini, hem de arda ve arkadaşlarını yakmıştır.
bu olayda sanıyorum başına en büyük çorap örülecek ancak nispeten suçu en az olan kişi arda...
not: arda'yı sevmem, haz etmem, barcelona'da başarılı olmasını isterim, lakin sebebi arda değil türk futboludur. ancak arda'yı sevmesem de milli takımın euro 2016 zamanında yaşadığı kaosta arda'nın haksız olduğunu düşünmüyorum, zira;
- adam üstüne basa basa diyor ki "aldığımız prim değildi problem, primin eşit dağıtılmasıydı. orası milli takım ve 1 ekmek yiyorsak herkese 1 dilim olmalı, ona 2 ona 1 buna yarım olmamalı, ben arkadaşlarımın hakkını aradım" diyor... bence gayet mantıklı... ha hiç prim olmasa zaten problem kalmayacak da?