18
ülkemizin, özellikle de internet alemimizin ne kadar bomboş adam barındırdığını yüzümüze vurma görevini bu aralar devralmış olan ablamız. güzelliğini çirkinliğini bilmem, ben çok anlamam da; damacanaya bile tecavüz edilen, yazın 70 derece sıcaklığında göbeği hafif açık kıyafet giyen kızların bile sokakta "oooo" nidası ile karşılandığı bir ülkede bu kadar ilgi görmesine şaşılması hayret vericidir. bu tarz iddialı kıyafetleri, bol kozmetiği, modellik geçmişinden de kaynaklanan iddialı pozları bir kenara bırak. basenleri patlamamış, "bi gıdım" göğsü olan, ağdası falan düzgün yapılmış bir kızı hafif bir makyajdan geçirip jean+kolsuz tshirt ile ülkedeki herhangi bir x caddeye salın. caddedeki erkek popülasyonun %85'i aşık olur, %10'u peşinden yürümeye başlar, kalan %5'te yanındaki sevgilisi/eşinin başlattığı kavganın orta yerinde bulur kendini.
el ele tutuşmayı cinsel bir aktivite zanneden yığınlarla dolu, bir dolu baskının altında kıvranan insanları yabancılarla kıyaslayıp bir de abazalıkla yaftalayan, bütün seks tecrübesi görücü usulü ile evlendiği uzak akrabasıyla "git-gel"den ibaret olan insanların anayasa mahkemesi edasıyla kadın-erkek ilişkilerinde ahkam kestiği leş bir coğrafya burası. 25 yıllık hayatında otobüste fortlamaktan başka karşı cinsle temas kuramamış adamların(o da büyük şehirde yaşayıp otobüse binmiş olanlar) ekran başında gördüğü bir uzuvla bile kendinden geçmesini hor görmemek lazım.
bu topraklardaki adamların çoğu pis dillidir en hafif tabirle. ".mına koyayım"lar, "ananı s.keyim"ler havalarda uçuşur. bu çoğunluğun dışında kalanlar da bu adamları eleştirir durur. adamcağızın bütün cinsel yaşamı o iki tabirden ibaret; böğürmeyip de ne yapsın o iki aşağılık lafı. ya da 50-60 yaşındaki "tutucu" adamlar 15-16 yaşında çocuklara tecavüz eder mesela. başka dinlerin çoğunlukta olduğu ülkelerde neden olmuyor diye soruluyor. adamın 60 yaşında o tecavüz dahil yaşadığı cinsel tecrübeye elalemin oğlu 19-20 yaşında ulaşıyor. 40 sene boyunca herhangi bir borunun ağzını kapatıp basınçlı su vererek borunun patlamamasını bekleyebilmek teoride ne kadar mümkünse, bu adamların da fırsatı bulunca o işlere girmemesini beklemek o kadar mümkündür. ki fırsat dediğim de "aman benim tonton dedem" ayarındaki bir samimiyetten ibarettir.
bu paragraftan dolayı bile ülkedeki kadın hakları savunucuları tacizi hoş göstermeye çalıştığımı söyleyip bana saldırabilir. ülke öyle bir kafada işte. halbuki herkes dilediği gibi yaşayabilse zaten "doğası gereği" bu tarz iğrençiklere gerek kalmadan işi kendiliğinden çözecek ve taciz olayları kendiliğinden azalııp bitecek. cem yılmaz'ın deyimiyle "bunun dik durmasıyla uğraşan 20 milyon bilimadamı" dünyanın sırrını çözmese de bu ülke için, kendisi ve insanlık için çok güzel şeyler yapabilecek.
neyse...
sen bizim millete aldırma ablacım...
belki bir gün biz de insan gibi davranabiliriz bu konularda...
el ele tutuşmayı cinsel bir aktivite zanneden yığınlarla dolu, bir dolu baskının altında kıvranan insanları yabancılarla kıyaslayıp bir de abazalıkla yaftalayan, bütün seks tecrübesi görücü usulü ile evlendiği uzak akrabasıyla "git-gel"den ibaret olan insanların anayasa mahkemesi edasıyla kadın-erkek ilişkilerinde ahkam kestiği leş bir coğrafya burası. 25 yıllık hayatında otobüste fortlamaktan başka karşı cinsle temas kuramamış adamların(o da büyük şehirde yaşayıp otobüse binmiş olanlar) ekran başında gördüğü bir uzuvla bile kendinden geçmesini hor görmemek lazım.
bu topraklardaki adamların çoğu pis dillidir en hafif tabirle. ".mına koyayım"lar, "ananı s.keyim"ler havalarda uçuşur. bu çoğunluğun dışında kalanlar da bu adamları eleştirir durur. adamcağızın bütün cinsel yaşamı o iki tabirden ibaret; böğürmeyip de ne yapsın o iki aşağılık lafı. ya da 50-60 yaşındaki "tutucu" adamlar 15-16 yaşında çocuklara tecavüz eder mesela. başka dinlerin çoğunlukta olduğu ülkelerde neden olmuyor diye soruluyor. adamın 60 yaşında o tecavüz dahil yaşadığı cinsel tecrübeye elalemin oğlu 19-20 yaşında ulaşıyor. 40 sene boyunca herhangi bir borunun ağzını kapatıp basınçlı su vererek borunun patlamamasını bekleyebilmek teoride ne kadar mümkünse, bu adamların da fırsatı bulunca o işlere girmemesini beklemek o kadar mümkündür. ki fırsat dediğim de "aman benim tonton dedem" ayarındaki bir samimiyetten ibarettir.
bu paragraftan dolayı bile ülkedeki kadın hakları savunucuları tacizi hoş göstermeye çalıştığımı söyleyip bana saldırabilir. ülke öyle bir kafada işte. halbuki herkes dilediği gibi yaşayabilse zaten "doğası gereği" bu tarz iğrençiklere gerek kalmadan işi kendiliğinden çözecek ve taciz olayları kendiliğinden azalııp bitecek. cem yılmaz'ın deyimiyle "bunun dik durmasıyla uğraşan 20 milyon bilimadamı" dünyanın sırrını çözmese de bu ülke için, kendisi ve insanlık için çok güzel şeyler yapabilecek.
neyse...
sen bizim millete aldırma ablacım...
belki bir gün biz de insan gibi davranabiliriz bu konularda...
