383
öncelikle adettendir, yazalım - kendisi tam bir football manager efsanesidir. özellikle serinin 2002 ve devamındaki 2-3 senelik diliminde genç ve süperstar potansiyeli taşıyan hollandalı isimlerin başında gelir. takımınıza aldığınızda tek başına takımı sırtlayacağından emin olduğunuz türde bir futbolcuydu o dönemde oyunda...
gerçek hayata gelecek olursak, tanıdığım nigel de jong'u (ki iyi tanırım kendisini) kısaca maddeler halinde özetlemek isterim:
- dünya futbolunun gelmiş geçmiş en sert ve gaddar oyuncularından birisi olarak kabul edebiliriz kendisin, bunun için haklı sebeplerimiz vardır
- hazırlık maçında rakip oyuncunun ayağını kırıp eline vermişliği vardır
- kontra atak oynayan bir takım için nimet kabul edilebilecek "atak yapan oyuncudan top kazanıp ileri aktarma" hususunda uzmandır
- türk hakemlerinin tahammül sınırlarını zorlayacak kadar sert ve karta yatkın bir isimdir, azami 3-4 maç kırmızı kart cezasıyla takımı yalnız bırakabilir
- futbolu zekasıyla oynayan, futbolu bilerek oynayan bir oyuncudur, dan dun giriyor olabilir, lakin bu mizacıdır, oyunu güzel okur
- çok fit bir vücudu vardır, kas yığını diyebiliriz kendisi için, lakin bunun etkisiyle biraz hantal olabilmekte, ancak rakip kovalamayı bırakmaz
- bir hatırlatma: taraftarımız mutlu olacaktır, kendisinin de lakabı tıpkı melo'muz gibi pittbull ve bulldog'tur
- sneijder'in kankasıdır, bildiğin birbirlerine el kol şakası yapacak kadar kankasıdır
- jan olde riekerink'in yetiştirdiği bir isimdir, dolayısıyla kendisinin transferinde 1 numaralı etkinin riekerink olduğu kanatindeyim
- la galaxy'de az sayıda maçta oynamasına rağmen taraftara ve takıma kendisini kabul ettirmiş, takımın liderliğini üstlenmiştir
- bazen gereksiz kabul edilebilecek şekilde uzun pas atma hastalığı vardır, ancak bu paslarda yüksek isabet oranı sağlayabilmektedir, savunma arkasına adam kaçıran takımlarda bu özelliği çok dikkat çeker; örneğin ac milan'da bu şekilde yaptığı birkaç asist mevcuttur
- italya'ya gitmeden öncesi ve sonrası olarak 2 farklı profil çizmiştir, gitmeden önceki hali, özellikle man city transferi esnasında kendisi "dengesiz" olarak nitelenmekteydi, ancak ingiltere'den italya'ya gittikten sonra, özellikle alan bilgisi gelişmiş italyan sistemiyle birlikte artık daha dengeli olduğunu söylemek mümkün
- istesek de istemesek de kendisi dünya kupasında rakibinin göğsüne bastığı pozisyonla anılacak ve "kasap" damgası yiyecektir, ha bu bizim problemimiz mi? senelerce ismail güldüren'i rakip takımlarda izlemiş birisi olarak umurumda bile değil...
umuyorum takımımıza büyük katkı sağlar. camia üzerinde etkisi iyiden iyiye hissedilmekte olan hollanda ekolü ve total futbol eğiliminden dolayı memnunum diyebilirim. topun bizde çok daha uzun süre kaldığı ve rakibin sürekli geriye yaslanmak zorunda bırakıldığı oyun stili güçlü bir imaj.
ama gerektiğinde çekilip rakibi üstümüze çekmeyi bilmek, orta sahada defansif yönü kuvvetli de jong gibi isimlerle rakibi hazırlıksız yakalamak da gereklilik, zira bazı savunma hatlarını aşmak çok güç, karabükspor maçında bunu çok net gördük.
gerçek hayata gelecek olursak, tanıdığım nigel de jong'u (ki iyi tanırım kendisini) kısaca maddeler halinde özetlemek isterim:
- dünya futbolunun gelmiş geçmiş en sert ve gaddar oyuncularından birisi olarak kabul edebiliriz kendisin, bunun için haklı sebeplerimiz vardır
- hazırlık maçında rakip oyuncunun ayağını kırıp eline vermişliği vardır
- kontra atak oynayan bir takım için nimet kabul edilebilecek "atak yapan oyuncudan top kazanıp ileri aktarma" hususunda uzmandır
- türk hakemlerinin tahammül sınırlarını zorlayacak kadar sert ve karta yatkın bir isimdir, azami 3-4 maç kırmızı kart cezasıyla takımı yalnız bırakabilir
- futbolu zekasıyla oynayan, futbolu bilerek oynayan bir oyuncudur, dan dun giriyor olabilir, lakin bu mizacıdır, oyunu güzel okur
- çok fit bir vücudu vardır, kas yığını diyebiliriz kendisi için, lakin bunun etkisiyle biraz hantal olabilmekte, ancak rakip kovalamayı bırakmaz
- bir hatırlatma: taraftarımız mutlu olacaktır, kendisinin de lakabı tıpkı melo'muz gibi pittbull ve bulldog'tur
- sneijder'in kankasıdır, bildiğin birbirlerine el kol şakası yapacak kadar kankasıdır
- jan olde riekerink'in yetiştirdiği bir isimdir, dolayısıyla kendisinin transferinde 1 numaralı etkinin riekerink olduğu kanatindeyim
- la galaxy'de az sayıda maçta oynamasına rağmen taraftara ve takıma kendisini kabul ettirmiş, takımın liderliğini üstlenmiştir
- bazen gereksiz kabul edilebilecek şekilde uzun pas atma hastalığı vardır, ancak bu paslarda yüksek isabet oranı sağlayabilmektedir, savunma arkasına adam kaçıran takımlarda bu özelliği çok dikkat çeker; örneğin ac milan'da bu şekilde yaptığı birkaç asist mevcuttur
- italya'ya gitmeden öncesi ve sonrası olarak 2 farklı profil çizmiştir, gitmeden önceki hali, özellikle man city transferi esnasında kendisi "dengesiz" olarak nitelenmekteydi, ancak ingiltere'den italya'ya gittikten sonra, özellikle alan bilgisi gelişmiş italyan sistemiyle birlikte artık daha dengeli olduğunu söylemek mümkün
- istesek de istemesek de kendisi dünya kupasında rakibinin göğsüne bastığı pozisyonla anılacak ve "kasap" damgası yiyecektir, ha bu bizim problemimiz mi? senelerce ismail güldüren'i rakip takımlarda izlemiş birisi olarak umurumda bile değil...
umuyorum takımımıza büyük katkı sağlar. camia üzerinde etkisi iyiden iyiye hissedilmekte olan hollanda ekolü ve total futbol eğiliminden dolayı memnunum diyebilirim. topun bizde çok daha uzun süre kaldığı ve rakibin sürekli geriye yaslanmak zorunda bırakıldığı oyun stili güçlü bir imaj.
ama gerektiğinde çekilip rakibi üstümüze çekmeyi bilmek, orta sahada defansif yönü kuvvetli de jong gibi isimlerle rakibi hazırlıksız yakalamak da gereklilik, zira bazı savunma hatlarını aşmak çok güç, karabükspor maçında bunu çok net gördük.
