1075
son iki maçtır eski performansından uzak olan, bu nedenle de kimilerince eleştirilen on numaramız.
arda turan, sezonu açtığımızdan bu yana hep kendini geliştirerek bu haftaya kadar geldi. tobol'la yapılan ilk maçı hatırlıyorum, yeni yerine henüz alışamamış zaman zaman kaybolan bir arda vardı sahada. ikinci maçta ise görüntü daha farklıydı. arda, takımı yönetme görevini üstlenmeye başladığını göstermişti. o günden sonra da, oyun içinde ağırlığını hep hissettirdi. nerdeyse her maçta asist yaparak performansını en üst seviyeye çıkardı. geçen yıl eleştirilen, 90 dakika oynayamıyor denilen arda, bu yıl çoğu maçta 90 dakika sahada yer aldı. milli takımı sırtladı, galatasaray'ı coşturdu. haftada üç maç çıkarmak her futbolcunun yapabileceği bir iş değil. yorgunluk elbette olacak, yeri geldiğinde arda dinlendirilecek. her hafta üç maç yapamaz hiçbir futbolcu. arda'dan bunu beklemek de hayalcilik olur. onun da performansı düşecek, kötü oynadığı maçlar olacak elbette. bunlar normal şeyler.
arda'nın sorunu yorgunluk değil. dün akşam izlediğim arda, sanki futbol oynamak istemediği günündeydi. kewell arda için, "futbolu çok seviyor o yüzden bu kadar başarılı" demişti. arda'yı arda yapan bu özelliğidir zaten. arda futboldan zevk alır, kendisini izleyenlere de zevk aldırır. dün akşam durum farklıydı. kameralar kendisini gösterdiğinde, hep gülerken gördüğümüz arda, dün akşam öyle değildi ne yazık ki. asıl önemli sorun da budur. potansiyeli yüksek bir futbolcumuz arda turan. önü de çok açık. rijkaard gibi bir hocanın elinde de olumlu gelişmeler gösterdi. sadece sol açık oynayan değil, ortada da en iyi şekilde görev yapabilen bir arda çıktı ortaya. böyle bir yeteneğin zihninin rahat olması gerekir. arda şu an bundan uzak görünüyor.
transfer dedikoduları mıdır yoksa kendisine yüklenen sorumlulukların baskısından mıdır bilinmez, arda'nın kafası karışık bu ara. devre arasında ısınırken boş bakışları ekrana gelen arda'nın sorunu budur. yorgunlukmuş, maç temposuymuş bunlar görünen sebepler sadece. arda'nın yorgunluğu zihninde. onun düşük performans sergilemesi de takımı direkt olarak etkiliyor. adnan polat'ın ya da rijkaard'ın arda'yla konuşup derdini dinlemesi gerekiyor. kötü oynadığı ilk maçta söylenmeye başlayan taraftar grubu, arda'nın düzelmesinin önündeki en büyük engel. en iyi şekilde destek olunup, arda'nın psikolojik olarak rahatlatılması gerekiyor. aksi takdirde bir süre daha arda'yı böyle izlemeye devam edebiliriz.
arda turan, sezonu açtığımızdan bu yana hep kendini geliştirerek bu haftaya kadar geldi. tobol'la yapılan ilk maçı hatırlıyorum, yeni yerine henüz alışamamış zaman zaman kaybolan bir arda vardı sahada. ikinci maçta ise görüntü daha farklıydı. arda, takımı yönetme görevini üstlenmeye başladığını göstermişti. o günden sonra da, oyun içinde ağırlığını hep hissettirdi. nerdeyse her maçta asist yaparak performansını en üst seviyeye çıkardı. geçen yıl eleştirilen, 90 dakika oynayamıyor denilen arda, bu yıl çoğu maçta 90 dakika sahada yer aldı. milli takımı sırtladı, galatasaray'ı coşturdu. haftada üç maç çıkarmak her futbolcunun yapabileceği bir iş değil. yorgunluk elbette olacak, yeri geldiğinde arda dinlendirilecek. her hafta üç maç yapamaz hiçbir futbolcu. arda'dan bunu beklemek de hayalcilik olur. onun da performansı düşecek, kötü oynadığı maçlar olacak elbette. bunlar normal şeyler.
arda'nın sorunu yorgunluk değil. dün akşam izlediğim arda, sanki futbol oynamak istemediği günündeydi. kewell arda için, "futbolu çok seviyor o yüzden bu kadar başarılı" demişti. arda'yı arda yapan bu özelliğidir zaten. arda futboldan zevk alır, kendisini izleyenlere de zevk aldırır. dün akşam durum farklıydı. kameralar kendisini gösterdiğinde, hep gülerken gördüğümüz arda, dün akşam öyle değildi ne yazık ki. asıl önemli sorun da budur. potansiyeli yüksek bir futbolcumuz arda turan. önü de çok açık. rijkaard gibi bir hocanın elinde de olumlu gelişmeler gösterdi. sadece sol açık oynayan değil, ortada da en iyi şekilde görev yapabilen bir arda çıktı ortaya. böyle bir yeteneğin zihninin rahat olması gerekir. arda şu an bundan uzak görünüyor.
transfer dedikoduları mıdır yoksa kendisine yüklenen sorumlulukların baskısından mıdır bilinmez, arda'nın kafası karışık bu ara. devre arasında ısınırken boş bakışları ekrana gelen arda'nın sorunu budur. yorgunlukmuş, maç temposuymuş bunlar görünen sebepler sadece. arda'nın yorgunluğu zihninde. onun düşük performans sergilemesi de takımı direkt olarak etkiliyor. adnan polat'ın ya da rijkaard'ın arda'yla konuşup derdini dinlemesi gerekiyor. kötü oynadığı ilk maçta söylenmeye başlayan taraftar grubu, arda'nın düzelmesinin önündeki en büyük engel. en iyi şekilde destek olunup, arda'nın psikolojik olarak rahatlatılması gerekiyor. aksi takdirde bir süre daha arda'yı böyle izlemeye devam edebiliriz.
