1357
goygoy bir yana başarısızlığının iki ana sorumlusu vardır. yabancı sınırının kaldırılmasına yıllar boyu engel olan aziz yıldırım ve yıldırım demirören.
türk milli takımı 2013 yılı itibariyle zaten çökmüştü. daraldıkça daralan yabancı sınırlaması sebebiyle türk futbolcuların performans gelişimi tamamen durmuş ve egoları ise eleştiri kabul edemeyecek kadar yükselmişti, çünkü milli takımdaki futbolcular dört büyük takımın yıldızlarıydı. ilk çıktıkları zaman tertemiz çocuklar dediğimiz semih kaya'nın, onur kıvrak'ın son zamanlardaki eleştiriler karşısındaki tutumlarına bakın. türkiye ligi'nde sağlam adamı bile bozan bir mantalite var. bu mantalite sonucunda başarılı olmak da zaten mümkün değil.
avcı döneminde yurt dışına kendi idealizmi sayesinde giden arda turan hariç hiçbir lejyoneri olmayan, almanya'nın yetiştirip oynattığı adamlardan medet uman takımımızın kalitesi romanya'ya, macaristan'a bile pozisyon bulamadan yenilecek kadar düşmüştü, hepimiz o günleri hatırlıyoruz. resmen rezil rüsva durumdaydık. yabancı sınırının daha da daralmasını savunan zeka küpü federasyon başkanı, son çare olarak fatih terim'e sarıldı. fatih terim, ölmek üzere olan bu hastaya elektroşok yaparak hayata döndürdü. ama hasta hala komadaydı. biraz elini kolunu oynattı ama elbette ayağa kalkıp koşamadı, yani 2014 dünya kupası'na gidemedik.
euro 2016'nın eleme prosedürlerindeki değişiklik sayesinde, normal şartlarda baraj maçı bile oynayamayacağımız bir performans sonucunda doğrudan euro 2016'ya katıldık. yani bir diğer deyişle, biz tekerlekli sandalyeyle hareket edebilirken koşu yarışına katılmamıza müsaade edildi. hırvatistan ve ispanya maçlarından toplam maksimum 1 puan alabilirdik, 0 sıfır puan aldık. çek cumhuriyeti'ni yenmemiz gerekiyordu ve yendik. neticede beklenen bir performansla grup üçüncüsü olarak elendik.
fatih terim'in saçma sapan demeçler verdiği ve hak etmediği düzeyde paralar kazandığı yönündeki eleştirilere tamamen katılıyorum. ancak milli takımın başarısız olma sebebi fatih terim değil. bu takımı 3 sene önce abdullah avcı, 5 sene önce guus hiddink çalıştırdı, ikisi de başarısız oldu. eğer fatih terim, zeka küpü federasyon başkanı'na "yabancı sınırını kaldıracaksın" demeseydi, türk milli takımı başına kim geçerse geçsin yine başarısız olacaktı. adaletsiz yabancı sınırlaması nedeniyle dünyanın hiçbir yerinde kazanamayacağı paraları kazanıp, yan gelip yatan adamlara iş ahlakı öğretebilecek bir teknik direktör anasının karnından daha doğmadı çünkü.
kısacası milli takımın başarısızlığının sebebi, yıllarca yabancı sınırının kalkmaması için elinden geleni yapan aziz yıldırım ve futboldan 75 yaşındaki anneannem kadar anlayan yıldırım demirören'dir. fatih terim, bu ikilinin el birliğiyle öldürdüğü milli takımı şoklayarak hayata döndürmüştür. ama elektroşok bir ilaç değildir, uzun vadeli tedavi sağlamaz. türk futbolunun ilacı ise ancak yabancı sınırının kaldırılması ve ülke çapında bir altyapı standardizasyonu yapılmasıdır. terim onu demiş, arda bunu demiş, bunlar türk futbolundaki hastalıklı kafa yapısının sonuçları sadece.
ama sonuca değil, sebebe bakmak gerekiyor.
türk milli takımı 2013 yılı itibariyle zaten çökmüştü. daraldıkça daralan yabancı sınırlaması sebebiyle türk futbolcuların performans gelişimi tamamen durmuş ve egoları ise eleştiri kabul edemeyecek kadar yükselmişti, çünkü milli takımdaki futbolcular dört büyük takımın yıldızlarıydı. ilk çıktıkları zaman tertemiz çocuklar dediğimiz semih kaya'nın, onur kıvrak'ın son zamanlardaki eleştiriler karşısındaki tutumlarına bakın. türkiye ligi'nde sağlam adamı bile bozan bir mantalite var. bu mantalite sonucunda başarılı olmak da zaten mümkün değil.
avcı döneminde yurt dışına kendi idealizmi sayesinde giden arda turan hariç hiçbir lejyoneri olmayan, almanya'nın yetiştirip oynattığı adamlardan medet uman takımımızın kalitesi romanya'ya, macaristan'a bile pozisyon bulamadan yenilecek kadar düşmüştü, hepimiz o günleri hatırlıyoruz. resmen rezil rüsva durumdaydık. yabancı sınırının daha da daralmasını savunan zeka küpü federasyon başkanı, son çare olarak fatih terim'e sarıldı. fatih terim, ölmek üzere olan bu hastaya elektroşok yaparak hayata döndürdü. ama hasta hala komadaydı. biraz elini kolunu oynattı ama elbette ayağa kalkıp koşamadı, yani 2014 dünya kupası'na gidemedik.
euro 2016'nın eleme prosedürlerindeki değişiklik sayesinde, normal şartlarda baraj maçı bile oynayamayacağımız bir performans sonucunda doğrudan euro 2016'ya katıldık. yani bir diğer deyişle, biz tekerlekli sandalyeyle hareket edebilirken koşu yarışına katılmamıza müsaade edildi. hırvatistan ve ispanya maçlarından toplam maksimum 1 puan alabilirdik, 0 sıfır puan aldık. çek cumhuriyeti'ni yenmemiz gerekiyordu ve yendik. neticede beklenen bir performansla grup üçüncüsü olarak elendik.
fatih terim'in saçma sapan demeçler verdiği ve hak etmediği düzeyde paralar kazandığı yönündeki eleştirilere tamamen katılıyorum. ancak milli takımın başarısız olma sebebi fatih terim değil. bu takımı 3 sene önce abdullah avcı, 5 sene önce guus hiddink çalıştırdı, ikisi de başarısız oldu. eğer fatih terim, zeka küpü federasyon başkanı'na "yabancı sınırını kaldıracaksın" demeseydi, türk milli takımı başına kim geçerse geçsin yine başarısız olacaktı. adaletsiz yabancı sınırlaması nedeniyle dünyanın hiçbir yerinde kazanamayacağı paraları kazanıp, yan gelip yatan adamlara iş ahlakı öğretebilecek bir teknik direktör anasının karnından daha doğmadı çünkü.
kısacası milli takımın başarısızlığının sebebi, yıllarca yabancı sınırının kalkmaması için elinden geleni yapan aziz yıldırım ve futboldan 75 yaşındaki anneannem kadar anlayan yıldırım demirören'dir. fatih terim, bu ikilinin el birliğiyle öldürdüğü milli takımı şoklayarak hayata döndürmüştür. ama elektroşok bir ilaç değildir, uzun vadeli tedavi sağlamaz. türk futbolunun ilacı ise ancak yabancı sınırının kaldırılması ve ülke çapında bir altyapı standardizasyonu yapılmasıdır. terim onu demiş, arda bunu demiş, bunlar türk futbolundaki hastalıklı kafa yapısının sonuçları sadece.
ama sonuca değil, sebebe bakmak gerekiyor.