1548
evet, bazı yorumları fena patlıyor.
evet, çok fazla veriyi analiz ederek değil, çoğunlukla tamamen kendi futbol görüşüne ve içgüdülerine yönelik yorum yapıyor.
evet, izlanda hakkındaki yorumu tekrar geriye dönüp dalga geçilecek cinsten.
ama iş galatasaray'da teknik ekipte çalıştığı döneme gelince dur! bunun aklıyla iş yapıldı deyince iki kere dur. teknik ekipte çalıştığı, onun aklıyla iş yapıldığı dönemde ne yapmışız, nasıl başarılar elde etmişiz, neler yaşamışız bunları da konuşalım. hatta o döneme dair konuşurken o dönemden sonra yaptığı yorum üzerinden değil, dönem içerisinde yapılanlar üzerinden konuşalım. ezeli rakibimizle kıyasıya yarıştığımız dönemde, biri rakibin sahasında kazanılmak üzere 2 lig, 2 süper kupa şampiyonluğu, şampiyonlar ligi'nde çeyrek final; manchester, schalke, real madrid zaaferleri vs. böyle futbol aklına, böyle akılla iş yapılmasına can kurban! tarihimizde toplamda kaç kez böyle efsanevi dönemler yaşadık acaba?
ha elbette bunların öncüsü, projenin fikir babası hasan şaş değildir. işte dikkat çekilmesi gereken nokta burası. bir insanı tek kusurundan dolayı ya da başka işlerdeki hatalarından dolayı linç edercesine eleştirme hastalığına biz ne ara tutulduk da bu hastalığın bağımlısı olduk? dünyanın en kötü yorumcusu olsa dahi belki de yardımcı antrenör olarak muhteşem bir hoca. teknik direktör ile oyuncular arasında iletişimin üst düzeye çekilmesi adına müthiş çalışmalar yapıyor, kimbilir? ya da teknik direktöre zaman kazandıracak, daha önemli işlere vakit ayırmasını sağlayacak, elini rahatlatacak işleri yürütüyor olamaz mı?
evet, çok fazla veriyi analiz ederek değil, çoğunlukla tamamen kendi futbol görüşüne ve içgüdülerine yönelik yorum yapıyor.
evet, izlanda hakkındaki yorumu tekrar geriye dönüp dalga geçilecek cinsten.
ama iş galatasaray'da teknik ekipte çalıştığı döneme gelince dur! bunun aklıyla iş yapıldı deyince iki kere dur. teknik ekipte çalıştığı, onun aklıyla iş yapıldığı dönemde ne yapmışız, nasıl başarılar elde etmişiz, neler yaşamışız bunları da konuşalım. hatta o döneme dair konuşurken o dönemden sonra yaptığı yorum üzerinden değil, dönem içerisinde yapılanlar üzerinden konuşalım. ezeli rakibimizle kıyasıya yarıştığımız dönemde, biri rakibin sahasında kazanılmak üzere 2 lig, 2 süper kupa şampiyonluğu, şampiyonlar ligi'nde çeyrek final; manchester, schalke, real madrid zaaferleri vs. böyle futbol aklına, böyle akılla iş yapılmasına can kurban! tarihimizde toplamda kaç kez böyle efsanevi dönemler yaşadık acaba?
ha elbette bunların öncüsü, projenin fikir babası hasan şaş değildir. işte dikkat çekilmesi gereken nokta burası. bir insanı tek kusurundan dolayı ya da başka işlerdeki hatalarından dolayı linç edercesine eleştirme hastalığına biz ne ara tutulduk da bu hastalığın bağımlısı olduk? dünyanın en kötü yorumcusu olsa dahi belki de yardımcı antrenör olarak muhteşem bir hoca. teknik direktör ile oyuncular arasında iletişimin üst düzeye çekilmesi adına müthiş çalışmalar yapıyor, kimbilir? ya da teknik direktöre zaman kazandıracak, daha önemli işlere vakit ayırmasını sağlayacak, elini rahatlatacak işleri yürütüyor olamaz mı?
