200
ancak türkiye'de olabilecek hadise. ülkede taraftarlık kültürü zerre anlaşılamadığı için şaşırmıyorum açıkçası.
çok değil, dün burada borussia dortmund'un satışa çıkardığı 55 bin kombine biletin, 54 bin 916'sının yenilendiği ve kalan 84 kombineye yaklaşık 45.000 başvuru yapıldığından bahsedildi. güzide galatasaray sözlük'e göre muhtemelen buradaki kıstas; dortmund'un iyi yönetilmesi ve taraftarına iyi futbol izlettiriyor olması olsa gerek. ancak öyle değil işte. bu takım 2 yıl önce küme düşmenin eşiğinden döndü, 10 yıl önce ezeli rakibi bayern münih'ten borç alacak kadar iflasla burun buruna geldi. kısacası; hem idari hem de teknik açıdan kötü yönetildiği dönemler geçirdi.
ancak ilginçtir, burada hakettikleri şekilde övdüğümüz borussia dortmund taraftarı; takımını yalnız bırakmayı hiç akıl edemedi. westfalen her sezon doldu taştı. oysa keşke onlar da bu durumları forma/ürün almayarak, kombine yenilemeyerek, stada gelmeyerek, yayıncı kuruluşun bulunduğu dekoderi iptal ederek geçselerdi. akıl edemediler sanırım.
ingiltere'ye gidelim. en güzel örnek liverpool olsa gerek. tamı tamına 26 yıldır şampiyonluk görmüyorlar. galatasaray'ın 14 sene şampiyon olamamasından bile kötü bir durum zira liverpool son şampiyon olduğu yıl, ezeli rakibi manchester united'ın 12 şampiyonluk önündeydi. bu süre zarfında liverpool taraftarı; ezeli rakiplerinin tam 14 şampiyonluğunu ve 12 şampiyonluk geriden gelerek kendilerini geçmesini acıyla izledi.
ancak ilginçtir, burada hakettikleri şekilde övdüğümüz liverpool taraftarı; takımını yalnız bırakmayı hiç akıl edemedi. anfield her sezon doldu taştı. oysa keşke onlar da bu durumları forma/ürün almayarak, kombine yenilemeyerek, stada gelmeyerek, yayıncı kuruluşun bulunduğu dekoderi iptal ederek geçselerdi. akıl edemediler sanırım.
merak etmeyin her kulüp gibi onlar da zaman zaman yanlış transferler yaptılar. ya da diğer bir deyişle; doğru transferlere yanlış paralar ödediler. aquilani, andy caroll, balotelli ve hatta benteke gibi ama bazı arkadaşların bahsettikleri gibi şeylerin hiçbirini yapmadı o taraftarlar, akıllarına bile gelmez çünkü. onlar yine geldiler o stada. küçük bi' örnek vermek gerekirse; bi' ara ingiltere'de bilet fiyatları fahiş derecesine yükseldi; onlar da bir taraftarın yapması gerektiği gibi pankart açtılar, tezahürat yaptılar, sosyal medya'dan isyan ettiler ve fiyatları düşürdüler. taraftarlık kültürü böyle bir şey işte.
işin en acayip tarafı da şu; bu kulüp ne kadar kötü yönetilirse yönetilsin son 5 senede türkiye'deki 14 kupanın 9'unu alıp ezeli rakiplerini neredeyse ikiyle çarptı. avrupa'da 4 sene üst üste şampiyonlar ligi'ne katılma başarısı gösterirken, ezeli rakipleri kendisini star tv'den izledi. bir de bu süre zarfında birkaç kez çok derin krizler yaşadı.
bu işler böyle. iyi günleri olduğu kadar kötü günleri de var. sayıları az da olsa galatasaray'ın da yukarıda bahsettiğim dortmund ve liverpool taraftarı gibi 10-12 bin kişilik kemik bir taraftarı var. tepkisini statta, salonda, antrenman sahasında, sosyal medyada gösteren, cebindeki paranın miktarı ne olursa olsun formasını/atkısını alan ve her şartta takımının yanında olan. dip not: kastettiğim güruhun istisnalar hariç uzaktan yakında ultraslan'la alakası yoktur.
konu birilerini zengin etmemekse etmeyelim zaten ama bahsedilen tepkilerle meydanı söz konusu adamlara bırakarak olmaz o iş.
çok değil, dün burada borussia dortmund'un satışa çıkardığı 55 bin kombine biletin, 54 bin 916'sının yenilendiği ve kalan 84 kombineye yaklaşık 45.000 başvuru yapıldığından bahsedildi. güzide galatasaray sözlük'e göre muhtemelen buradaki kıstas; dortmund'un iyi yönetilmesi ve taraftarına iyi futbol izlettiriyor olması olsa gerek. ancak öyle değil işte. bu takım 2 yıl önce küme düşmenin eşiğinden döndü, 10 yıl önce ezeli rakibi bayern münih'ten borç alacak kadar iflasla burun buruna geldi. kısacası; hem idari hem de teknik açıdan kötü yönetildiği dönemler geçirdi.
ancak ilginçtir, burada hakettikleri şekilde övdüğümüz borussia dortmund taraftarı; takımını yalnız bırakmayı hiç akıl edemedi. westfalen her sezon doldu taştı. oysa keşke onlar da bu durumları forma/ürün almayarak, kombine yenilemeyerek, stada gelmeyerek, yayıncı kuruluşun bulunduğu dekoderi iptal ederek geçselerdi. akıl edemediler sanırım.
ingiltere'ye gidelim. en güzel örnek liverpool olsa gerek. tamı tamına 26 yıldır şampiyonluk görmüyorlar. galatasaray'ın 14 sene şampiyon olamamasından bile kötü bir durum zira liverpool son şampiyon olduğu yıl, ezeli rakibi manchester united'ın 12 şampiyonluk önündeydi. bu süre zarfında liverpool taraftarı; ezeli rakiplerinin tam 14 şampiyonluğunu ve 12 şampiyonluk geriden gelerek kendilerini geçmesini acıyla izledi.
ancak ilginçtir, burada hakettikleri şekilde övdüğümüz liverpool taraftarı; takımını yalnız bırakmayı hiç akıl edemedi. anfield her sezon doldu taştı. oysa keşke onlar da bu durumları forma/ürün almayarak, kombine yenilemeyerek, stada gelmeyerek, yayıncı kuruluşun bulunduğu dekoderi iptal ederek geçselerdi. akıl edemediler sanırım.
merak etmeyin her kulüp gibi onlar da zaman zaman yanlış transferler yaptılar. ya da diğer bir deyişle; doğru transferlere yanlış paralar ödediler. aquilani, andy caroll, balotelli ve hatta benteke gibi ama bazı arkadaşların bahsettikleri gibi şeylerin hiçbirini yapmadı o taraftarlar, akıllarına bile gelmez çünkü. onlar yine geldiler o stada. küçük bi' örnek vermek gerekirse; bi' ara ingiltere'de bilet fiyatları fahiş derecesine yükseldi; onlar da bir taraftarın yapması gerektiği gibi pankart açtılar, tezahürat yaptılar, sosyal medya'dan isyan ettiler ve fiyatları düşürdüler. taraftarlık kültürü böyle bir şey işte.
işin en acayip tarafı da şu; bu kulüp ne kadar kötü yönetilirse yönetilsin son 5 senede türkiye'deki 14 kupanın 9'unu alıp ezeli rakiplerini neredeyse ikiyle çarptı. avrupa'da 4 sene üst üste şampiyonlar ligi'ne katılma başarısı gösterirken, ezeli rakipleri kendisini star tv'den izledi. bir de bu süre zarfında birkaç kez çok derin krizler yaşadı.
bu işler böyle. iyi günleri olduğu kadar kötü günleri de var. sayıları az da olsa galatasaray'ın da yukarıda bahsettiğim dortmund ve liverpool taraftarı gibi 10-12 bin kişilik kemik bir taraftarı var. tepkisini statta, salonda, antrenman sahasında, sosyal medyada gösteren, cebindeki paranın miktarı ne olursa olsun formasını/atkısını alan ve her şartta takımının yanında olan. dip not: kastettiğim güruhun istisnalar hariç uzaktan yakında ultraslan'la alakası yoktur.
konu birilerini zengin etmemekse etmeyelim zaten ama bahsedilen tepkilerle meydanı söz konusu adamlara bırakarak olmaz o iş.