1309
bir diktatör olsam, "türkiye'de 5 seneden fazla top oynamış hiçbir futbolcu milli takıma giremez" diye kural koyarım.
anasını sattığımın memleketinin havasından mıdır suyundan mıdır, düzgün adam sayıyla çıkıyor arkadaş. yurtdışından gelen kendi halinde adamlar bile burada bozuluyor. milyonlarca lirası olan yerli futbolcular, hayatlarında bir veya iki kez tecrübe edebilecekleri avrupa şampiyonası'nın keyfini çıkarmak yerine burhan altıntop misali prim pazarlığı yapıyor. real madrid'de "sakat olduğum için para almayacağım" diye şov yapan koskoca hamit altıntop, burada "maaş taksitlerim gecikmesin" diye olay çıkartıyor. eskişehirspor'da sözleşmesinin bitimine 6 ay kala bizimle anlaşan tarık, "kadro dışı kalırım da top oynayamam" deyip es-es'le sözleşme uzatıyor. bize transfer olup parayı vurduktan sonra "isterseniz kadro dışı bırakın, maaşım eksilecekse başka takıma gitmem" diye rest çekiyor. aç değilsin açıkta değilsin, futbol aşkıyla yanıp tutuşurken ne ara köyden indim şehire'deki himmet'e dönüştün lan?
arda efendi maçası yiyorsa kendisine tepki gösteren barça taraftarına trip yapsın. hadi bir tane ters hareket yapsın bakayım? hadi enrique'nin arkasından atıp tutsun, "hocam beni çok kırdın hıh" diye triplere girsin. kaşını bile oynatamaz, kaşını. eşek gibi topunu oynar, oyuna gir denince girer çık denince çıkar. ama türkiye'ye geldiği an bütün iş değişiyor. bütün çirkin huylarını hatırlıyor, milyonlarca euro alan profesyonellik abidesi adam gidiyor, adeta bir drama queen geliyor. "çok kırıldım, bunu hak etmedim, biz sizin için oynuyoruz sizin vereceğiniz karşılık bu mu" diye kezban tripleri atmaya başlıyor. lan arda, biz futbol endüstrisine verdiğimiz paralarla size yedi sülalenize yetecek kadar para kazandırdık. daha ne yapalım birader, elimizle mi besleyelim, koynunuza kadın mı sokalım afedersin? beğenmiyorsan bırak milli takımı falan, git gez nerede istiyorsan. ama şu hastalıklı düşünceni gencecik çocuklara yayma. sen iyi futbol oynayarak bize bir lütufta bulunmuyorsun, sadece işini yapıyorsun lan. "iyi oynayamadım çünkü fiziksel olarak formsuzum, elimden geleni yaptım ama yetmiyor" de geç, biz de sana değil seni oynatana kızalım. ama şu gariban halka trip yapma yahu, azıcık mert ol delikanlı ol.
hadi fenerli topçu zaten çirkef, karaktersiz adamdır deyip geçerdik ama bizimkilerin de bu kadar sapıtması cidden kanıma dokunuyor. "bu adamları bu kadar şımartmayın" diye çok söyledik ama florya'daki üstün zekalılara sesimizi duyuramadık maalesef. şimdi beşiktaş eskaza bir sene daha şampiyon olsun, bak gör o profesyonellik abidesi olcaylar cenk tosunlar nasıl maaş-prim pazarlığı yapacak, temiz çocuk oğuzhan takımda nasıl hizipçilik çıkaracak. kanımızda var aga, türkiye hava sahasına giren adama bir haller oluyor. anca yurtdışında herkes profesyonelse mecburen sesimizi kesip ortama uyuyoruz, yoksa en ufak fırsatını bulduğumuz anda hemen su koyuveriyoruz. arıza çıkarıyoruz.
sinan sen bunlara uyma e mi koçum? hiç bozma kendini, bakma bu aç gözlülere sen. sen podolski'den muslera'dan başkasıyla konuşma, ismi malum yiyicilerin masalarına bile oturma. seni de kendilerine benzetirler sonra kahroluruz burada.
anasını sattığımın memleketinin havasından mıdır suyundan mıdır, düzgün adam sayıyla çıkıyor arkadaş. yurtdışından gelen kendi halinde adamlar bile burada bozuluyor. milyonlarca lirası olan yerli futbolcular, hayatlarında bir veya iki kez tecrübe edebilecekleri avrupa şampiyonası'nın keyfini çıkarmak yerine burhan altıntop misali prim pazarlığı yapıyor. real madrid'de "sakat olduğum için para almayacağım" diye şov yapan koskoca hamit altıntop, burada "maaş taksitlerim gecikmesin" diye olay çıkartıyor. eskişehirspor'da sözleşmesinin bitimine 6 ay kala bizimle anlaşan tarık, "kadro dışı kalırım da top oynayamam" deyip es-es'le sözleşme uzatıyor. bize transfer olup parayı vurduktan sonra "isterseniz kadro dışı bırakın, maaşım eksilecekse başka takıma gitmem" diye rest çekiyor. aç değilsin açıkta değilsin, futbol aşkıyla yanıp tutuşurken ne ara köyden indim şehire'deki himmet'e dönüştün lan?
arda efendi maçası yiyorsa kendisine tepki gösteren barça taraftarına trip yapsın. hadi bir tane ters hareket yapsın bakayım? hadi enrique'nin arkasından atıp tutsun, "hocam beni çok kırdın hıh" diye triplere girsin. kaşını bile oynatamaz, kaşını. eşek gibi topunu oynar, oyuna gir denince girer çık denince çıkar. ama türkiye'ye geldiği an bütün iş değişiyor. bütün çirkin huylarını hatırlıyor, milyonlarca euro alan profesyonellik abidesi adam gidiyor, adeta bir drama queen geliyor. "çok kırıldım, bunu hak etmedim, biz sizin için oynuyoruz sizin vereceğiniz karşılık bu mu" diye kezban tripleri atmaya başlıyor. lan arda, biz futbol endüstrisine verdiğimiz paralarla size yedi sülalenize yetecek kadar para kazandırdık. daha ne yapalım birader, elimizle mi besleyelim, koynunuza kadın mı sokalım afedersin? beğenmiyorsan bırak milli takımı falan, git gez nerede istiyorsan. ama şu hastalıklı düşünceni gencecik çocuklara yayma. sen iyi futbol oynayarak bize bir lütufta bulunmuyorsun, sadece işini yapıyorsun lan. "iyi oynayamadım çünkü fiziksel olarak formsuzum, elimden geleni yaptım ama yetmiyor" de geç, biz de sana değil seni oynatana kızalım. ama şu gariban halka trip yapma yahu, azıcık mert ol delikanlı ol.
hadi fenerli topçu zaten çirkef, karaktersiz adamdır deyip geçerdik ama bizimkilerin de bu kadar sapıtması cidden kanıma dokunuyor. "bu adamları bu kadar şımartmayın" diye çok söyledik ama florya'daki üstün zekalılara sesimizi duyuramadık maalesef. şimdi beşiktaş eskaza bir sene daha şampiyon olsun, bak gör o profesyonellik abidesi olcaylar cenk tosunlar nasıl maaş-prim pazarlığı yapacak, temiz çocuk oğuzhan takımda nasıl hizipçilik çıkaracak. kanımızda var aga, türkiye hava sahasına giren adama bir haller oluyor. anca yurtdışında herkes profesyonelse mecburen sesimizi kesip ortama uyuyoruz, yoksa en ufak fırsatını bulduğumuz anda hemen su koyuveriyoruz. arıza çıkarıyoruz.
sinan sen bunlara uyma e mi koçum? hiç bozma kendini, bakma bu aç gözlülere sen. sen podolski'den muslera'dan başkasıyla konuşma, ismi malum yiyicilerin masalarına bile oturma. seni de kendilerine benzetirler sonra kahroluruz burada.