11100
(bkz: wesley sneijder/#1970754)
doğru ve ya yanlış. katılırız ve katılmayız bunlar farklı şeyler. ancak bana göre haddini aşan bir röportaj yaptı. ve açıkçası bu röportajı okuduktan sonra aklıma gelen ilk şey şu oldu "ya yönetim gidecek, ya da sniejder." sneijder'in bazı şartlar koymasına varım hatta koymalı. buraya gelirken ona bazı sözler verildi. muhtemelen bir nevi psg projesinin içine gireceğini düşünüyordu. ya da gomes bazı şartlar koyuyor. bunların hepsine tamamım. ama bir röportajda böyle açıklamaları ben kabul edemem. (sakın gitsin dediğimi zannetmeyin. herkes hata yapar ve çok büyük bir ayıp olmadığı sürece her türlü problem iletişim ile çözülebilir. benim dediğim ve önerim başka.)
şimdi ailem sporun içinde çok zaman geçirmiş insanlara sahip. annem ve babam en az 40 senesini sporla geçirmiş. birazdan düşüncesini aktaracağım eniştem da keza 40 senesini spora vermiş, aynı zamanda beşiktaş divan kurulu üyesidir. yani sporcunun kafasını iyi anlarlar. benden çok daha iyi alt metin okurlar.
yönetim ve vizyon temalı başlığı okuduğum an direkt "bu adam gitmeyi planlıyor. hatta anlaşmış bile olabilir." cevabını aldım. eniştemden bu kadar net ve direkt bir cevabı alınca düşüncem daha da netleşti. ya bir iki ay içerisinde çoğu insan istifa edecek ve ya pasifize olacak. ya da sneijder gidecek. benim öngörüm budur dostlar.
edit:
demek ben anlatamıyorum. ben konuşur, yazarım. yorumcu bu yorumları yapar. genel kurul üyeleri bu yorumu yapar. sneijder'de yapar. ya da selçuk'ta. konu bu değil. ama gidip bu düşüncelerini zehir zemberek açıklamalarla bir gazeteye veremezsin. verdiği açıklamalarda çok fazla yönetimsel hadise var. sonucunda sneijder bu takımın sözleşmeli oyuncusu. çok ilgiliyse, ki ilgili olması bana göre zaten elzem olan bir şey, kulüp içindeki yetkililerle görüşmesi gerekir. kendi alanı hakkında konuştuklarına gram laf etmiyorum. ama kendi işini aşan konularda halka açıp konuşup kurumunu insanların önüne atamaz. gidersin ulaşabildiğin (ki nedense bizim topçular yönetim kuruluyla direkt temas ediyor.) yetkililerle sana izin verildiği ölçüde sertlikle konuşursun. isteklerini söylersin. olmuyorsa da kurum değiştirirsin.
büyük bir şirkettin bir departmanında çalışın. sonra gidin basına yönetim ile ilgili konuşun. bakın size ne yapıyorlar.
dediğim gibi yollar ayrılsın falan da demiyorum. sporcu esnettiğin çizgilerin kadar davranır. bu adamlar salak değil. iletişimle çözülecek hadiseler bunlar.
doğru ve ya yanlış. katılırız ve katılmayız bunlar farklı şeyler. ancak bana göre haddini aşan bir röportaj yaptı. ve açıkçası bu röportajı okuduktan sonra aklıma gelen ilk şey şu oldu "ya yönetim gidecek, ya da sniejder." sneijder'in bazı şartlar koymasına varım hatta koymalı. buraya gelirken ona bazı sözler verildi. muhtemelen bir nevi psg projesinin içine gireceğini düşünüyordu. ya da gomes bazı şartlar koyuyor. bunların hepsine tamamım. ama bir röportajda böyle açıklamaları ben kabul edemem. (sakın gitsin dediğimi zannetmeyin. herkes hata yapar ve çok büyük bir ayıp olmadığı sürece her türlü problem iletişim ile çözülebilir. benim dediğim ve önerim başka.)
şimdi ailem sporun içinde çok zaman geçirmiş insanlara sahip. annem ve babam en az 40 senesini sporla geçirmiş. birazdan düşüncesini aktaracağım eniştem da keza 40 senesini spora vermiş, aynı zamanda beşiktaş divan kurulu üyesidir. yani sporcunun kafasını iyi anlarlar. benden çok daha iyi alt metin okurlar.
yönetim ve vizyon temalı başlığı okuduğum an direkt "bu adam gitmeyi planlıyor. hatta anlaşmış bile olabilir." cevabını aldım. eniştemden bu kadar net ve direkt bir cevabı alınca düşüncem daha da netleşti. ya bir iki ay içerisinde çoğu insan istifa edecek ve ya pasifize olacak. ya da sneijder gidecek. benim öngörüm budur dostlar.
edit:
demek ben anlatamıyorum. ben konuşur, yazarım. yorumcu bu yorumları yapar. genel kurul üyeleri bu yorumu yapar. sneijder'de yapar. ya da selçuk'ta. konu bu değil. ama gidip bu düşüncelerini zehir zemberek açıklamalarla bir gazeteye veremezsin. verdiği açıklamalarda çok fazla yönetimsel hadise var. sonucunda sneijder bu takımın sözleşmeli oyuncusu. çok ilgiliyse, ki ilgili olması bana göre zaten elzem olan bir şey, kulüp içindeki yetkililerle görüşmesi gerekir. kendi alanı hakkında konuştuklarına gram laf etmiyorum. ama kendi işini aşan konularda halka açıp konuşup kurumunu insanların önüne atamaz. gidersin ulaşabildiğin (ki nedense bizim topçular yönetim kuruluyla direkt temas ediyor.) yetkililerle sana izin verildiği ölçüde sertlikle konuşursun. isteklerini söylersin. olmuyorsa da kurum değiştirirsin.
büyük bir şirkettin bir departmanında çalışın. sonra gidin basına yönetim ile ilgili konuşun. bakın size ne yapıyorlar.
dediğim gibi yollar ayrılsın falan da demiyorum. sporcu esnettiğin çizgilerin kadar davranır. bu adamlar salak değil. iletişimle çözülecek hadiseler bunlar.
