24
galatasaray yönetimi. sadece mevcut yönetimden bahsetmiyorum. futbolu adamakıllı takip etmeye başladığımdan beri bu böyle.
yıllardır transferleri kampa yetiştireceğiz yalanlarını söyler dururlar. daha bunun gerçekleştiğini görmedik. aksine her defasında adnan polat'ın diğer anlamını kastederek söylediği galatasaray'da transfer bitmez sözü akıllara geliyor.
bir de mevcut yönetimin, geçmişteki bazı yönetimlerin yaptığı gibi, transferde aceleci davranmayacağız açıklaması var. transferleri kampa yetiştiremeyecekleri barizse bunu söylüyorlar. dursun özbek yönetimi bunu bir level üste taşıyarak hoca seçiminde aceleci davranmayacağız dedi.
avrupa'nın diğer liglerinde şampiyonluğa oynayıp da teknik direktörü belli olmayan takım kalmadı. hatta bazıları şubatta açıkladılar gelecek sezonki teknik direktörlerini. aslında bunları özellikle belirtmememiz lazım. normali budur çünkü. yeni sezona hazırlanmadan önce teknik direktörünü belirlersin, ona göre de kadro planlamasını yaparsın. bizim dursun bizi öyle bir noktaya getirdi ki, kampa teknik direktör yetiştiremeyeceğiz gibi görünüyor.
yerli teknik direktör getirme ihtimalleri de var tabi. hepsi bu mentalitededir demiyorum ama örnek vermek gerekirse mustafa denizli'nin tüylerimi diken diken eden bir açıklaması vardı. martin benitez transferi başarısız olduğunda gelen bir soru üzerine, "şubatta alamadıysak, ağustosta alırız" demişti. hadi sezon içerisinde görüşmenizi zaten kimse beklemiyor ama haziran, temmuz değil de ağustos demesi fucking turkish mentality'nin güzel bir örneği. benitez'in bize itelenmeye çalışılan bir kazık olduğundan bağımsız söylüyorum bunu.
transfer dönemi üzerinden yazdım bu mentaliteyi. ne yazık ki bu düşünce tarzı sadece transferle ilgili konularla sınırlı kalmıyor. yönetimle ilgili hemen hemen her konuda bu mentalitenin izlerini görüyoruz. bana göre galatasaray'ın ve türk sporunun en büyük sorunlarından biridir. bunu aşmadan avrupada kalıcı başarı elde edebilmemiz imkansız. gerçi biz liseli dinazorlardan kurtulmadan bunu başaramayız ya neyse.
yıllardır transferleri kampa yetiştireceğiz yalanlarını söyler dururlar. daha bunun gerçekleştiğini görmedik. aksine her defasında adnan polat'ın diğer anlamını kastederek söylediği galatasaray'da transfer bitmez sözü akıllara geliyor.
bir de mevcut yönetimin, geçmişteki bazı yönetimlerin yaptığı gibi, transferde aceleci davranmayacağız açıklaması var. transferleri kampa yetiştiremeyecekleri barizse bunu söylüyorlar. dursun özbek yönetimi bunu bir level üste taşıyarak hoca seçiminde aceleci davranmayacağız dedi.
avrupa'nın diğer liglerinde şampiyonluğa oynayıp da teknik direktörü belli olmayan takım kalmadı. hatta bazıları şubatta açıkladılar gelecek sezonki teknik direktörlerini. aslında bunları özellikle belirtmememiz lazım. normali budur çünkü. yeni sezona hazırlanmadan önce teknik direktörünü belirlersin, ona göre de kadro planlamasını yaparsın. bizim dursun bizi öyle bir noktaya getirdi ki, kampa teknik direktör yetiştiremeyeceğiz gibi görünüyor.
yerli teknik direktör getirme ihtimalleri de var tabi. hepsi bu mentalitededir demiyorum ama örnek vermek gerekirse mustafa denizli'nin tüylerimi diken diken eden bir açıklaması vardı. martin benitez transferi başarısız olduğunda gelen bir soru üzerine, "şubatta alamadıysak, ağustosta alırız" demişti. hadi sezon içerisinde görüşmenizi zaten kimse beklemiyor ama haziran, temmuz değil de ağustos demesi fucking turkish mentality'nin güzel bir örneği. benitez'in bize itelenmeye çalışılan bir kazık olduğundan bağımsız söylüyorum bunu.
transfer dönemi üzerinden yazdım bu mentaliteyi. ne yazık ki bu düşünce tarzı sadece transferle ilgili konularla sınırlı kalmıyor. yönetimle ilgili hemen hemen her konuda bu mentalitenin izlerini görüyoruz. bana göre galatasaray'ın ve türk sporunun en büyük sorunlarından biridir. bunu aşmadan avrupada kalıcı başarı elde edebilmemiz imkansız. gerçi biz liseli dinazorlardan kurtulmadan bunu başaramayız ya neyse.