Kariyer Sonu2641
kondisyondan anlıyordur, anlamıyordur; bilmem ama oyuncularıyla iyi geçinmek, onların gönüllerini yapmak için yaz kampı boyunca yatmadığını ve sene içi kas sakatlıklarına neden olmadığını biliyorum. hamza'nın elini mi bağladık ya, o da alsaymış aynı kondisyonerleri. akhisarlı yardımcılarını hatır işi diye yanında tutacağına en azından terim'den örnek alıp scott piri'yi getirseymiş.
herhalde riekerink'in meşhur "go to the ball"unun tersi olan "don't go to the ball" taktiğini uygulatıyordu evlatlarımıza. isterse muslera'yı forvet oynatsın, sen tutman gereken adam gole giderken gesi bağlarında yarini yitirmişçesine dolaşamazsın. hocana trip atacağım diye topu bırakmanın sneijder'in sol bek oynatılmasıyla hiçbir alakası olamaz. sen işini yapmazsan ortada prandelli'nin taktiğinin önemi kalmıyor.
selçuk adam gittikten sonra "galatasaray hücum oynar ama prandelli bunu idrak edemediyse demek ki :8" diye açıklamalar yapıyordu utanmadan. bu ayıptır beyler, balıkesir maçını da başakşehir maçını da dortmund maçını da hep beraber izledik. hadi dortmund'u geçtim, başakşehir ve balkes için bu maçlarda selçuk tam performans oynadı ama prandelli'nin feci taktiksel hatalarından dolayı verimsiz oldu diyorsanız izlediğinizi anlamamışsınız demektir.
bir futbolcu takımı için elinden geleni yapar, taktik doğruluğu yanlışlığı o zaman konuşulur. sneijder muhtemelen hiç sevmediği denizli için elinden geleni yaptı. yanından geçen toplara dokunmamazlık yapmadı. bu durumda denizli'nin taktiksel yetersizliğini istediğin kadar konuş. bunlar prandelli için geçerli değildi. en büyük ve affedilmez hatası ise prandelli'nin evlatlara yaranma uğruna sneijder'i yedek bırakması oldu ki benim gözümde o an tamamen bitmişti.
düzeltme: çok iyi bir hocaydı demiyorum. sabotaj yapıldığı sürece iyi ya da kötü hoca olmasının önemi yok diyorum. en güzel örnek geçen sene oyuncuları tarafından gönderilen mourinho.
herhalde riekerink'in meşhur "go to the ball"unun tersi olan "don't go to the ball" taktiğini uygulatıyordu evlatlarımıza. isterse muslera'yı forvet oynatsın, sen tutman gereken adam gole giderken gesi bağlarında yarini yitirmişçesine dolaşamazsın. hocana trip atacağım diye topu bırakmanın sneijder'in sol bek oynatılmasıyla hiçbir alakası olamaz. sen işini yapmazsan ortada prandelli'nin taktiğinin önemi kalmıyor.
selçuk adam gittikten sonra "galatasaray hücum oynar ama prandelli bunu idrak edemediyse demek ki :8" diye açıklamalar yapıyordu utanmadan. bu ayıptır beyler, balıkesir maçını da başakşehir maçını da dortmund maçını da hep beraber izledik. hadi dortmund'u geçtim, başakşehir ve balkes için bu maçlarda selçuk tam performans oynadı ama prandelli'nin feci taktiksel hatalarından dolayı verimsiz oldu diyorsanız izlediğinizi anlamamışsınız demektir.
bir futbolcu takımı için elinden geleni yapar, taktik doğruluğu yanlışlığı o zaman konuşulur. sneijder muhtemelen hiç sevmediği denizli için elinden geleni yaptı. yanından geçen toplara dokunmamazlık yapmadı. bu durumda denizli'nin taktiksel yetersizliğini istediğin kadar konuş. bunlar prandelli için geçerli değildi. en büyük ve affedilmez hatası ise prandelli'nin evlatlara yaranma uğruna sneijder'i yedek bırakması oldu ki benim gözümde o an tamamen bitmişti.
düzeltme: çok iyi bir hocaydı demiyorum. sabotaj yapıldığı sürece iyi ya da kötü hoca olmasının önemi yok diyorum. en güzel örnek geçen sene oyuncuları tarafından gönderilen mourinho.
