• 78
    islam'ın doğduğu topraklarla türkiye'nin mevcut durumu kıyas edilecek olursa "müslümanlık" da bu iki ülkeden birinde sanki hiç var olmamış demektir.

    "laiklik" ölçülebilir bir kavram değildir ve bazı değerleri temsil etmektedir. hangi değerleri temsil ettiğini zaten hepimiz çok iyi biliyoruz, uzun uzun tartışmaya ve laf kalabalığı yapmanın faydalı bir iş olduğunu düşünmüyorum. bu değerler de tehlikede olduğu için galatasaray taraftarı bir reaksiyon göstermiştir, ki bu tezahürat da odur.

    aynı galatasaray taraftarı hz. muhammed karikatürlerine yönelik de bir sağduyu göstermiştir, ülkenin dini değerleri doğrudan tehdit altında olsaydı da eminim yine tepkisini ortaya koyar ve bir şeyler yapardı... bu konuyu siyasi düzlemde tartışmanın hiçbir mantığı yok, çünkü kimsenin ikna olacağı ve "hmm ok" deyip sineye çekileceği bir konu değil bu. o yüzden şu an en çok ihtiyacımız olan şey durumundaki saygı, anlayış ve empati gerçekten ön plana çıkıyor.

    gündemdeki "laiklik" meselesi kimsenin durduk yere uydurduğu bir şey değil, devlet kademesindeki üst düzey bir ismin kaldırılması şeklinde bir görüş belirttiği bir konu. bu kavram da duruma göre ülkenin tamamını, en kötü şartlarda bile net bir kısmını temsil eden bir kavram, aynı zamanda da ülkemizin kurucusu tarafından belirlenmiş kuruluş ilkelerinden biri. aynen ali sami yen'in "türk olmayan takımları yenmek" vizyonu gibi... iyi de ali sami yen bunu dediğinde 19 yaşındaymış, şimdi bu pozisyondaki biri çıkıp böyle büyük bir laf etse kim takar? kimse takmaz... o yüzden "kurucu" olmak önemlidir, "kuruluş ilkeleri" de ayrıca önem taşımaktadır. elbette %100 tutarlı bir laiklik uygulaması mümkün değildir fakat "şeriat ülkesi olacağız", "suudi arabistan olacağız" vs. diye insanların birbirini ötekileştirdiği bir ortamda tutup da "laiklik anayasada olmamalı" demek yangına benzin dökmektir. zira nasıl ki laiklik göreceli bir kavramsa şeriat da aynı şekilde ülkeden ülkeye farklı uygulanan bir sistemdir.

    lütfen birbirimize karşı saygılı olalım ve de birbirimizi sevelim. galatasaray taraftarı farklı farklı birçok bireyden oluşan tek bir vücuttur. yeri gelir "laiklik" der, yeri gelir "gezi parkı" der, yeri gelir "ey yüce peygamber ! senin hürmetine yaratildi tüm alemler cezasiz kalmaz elbet o filmler, karikatürler" der. hepsi de kendi içinde haklıdır. galatasaraylılık sağcılık, solculuk, dincilik ya da dinsizlik değildir, hakkaniyetin yanında olmaktır. duruma göre kim eziliyorsa kim mağdur ediliyorsa ona arka çıkmaktır.

    "türkiye laiktir laik kalacak" tezahüratını duyup da düşünülmesi, konuşulması gereken şey laikliğin tanımı ya da türkiye'nin siyasi ve dini tarihi değildir, insanların niçin bunu statta haykırma ihtiyacı duyduğudur. bunu da layıkıyla yapabildiğimiz vakit zaten herkesin kendi olabildiği ve özgürce yaşayabildiği mutlu bir ülkeye dönüşeceğiz diye düşünüyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın