24
6'da 6 parolasıyla yola çıkılan serinin ilk maçıdır. sezon boyu gel gitler yaşayan takımımızın feldkamp'ın ayrılmasından sonra neler yapacağı merak konusuydu. fener zico ile iyi bir hava yakalamış, şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynamıştı. sezon başında bizden yana olan ibre fenere dönmüştü derken ankara'da umutlar tekrar yeşerdi bu maçla. lincoln o sezonki ender doğrularından birini yaptı ama bir anlamda şampiyonluğa giden yolu açtı. asıl tebrik edilecek noktaysa teknik direktör değiştirip şampiyon olan ilk takım unvanını bize getiren ruhtu. şimdilerde yerliler için söylenen yeniçeri ve hain damgası o dönem için geçerli değildi. bize şampiyonluğu getiren kral hakan şükür başta olmak üzere yerlilerin üstün performansı ve özverisiyle oldu. yeri geldiğinde 11 yerli ile oynadığımız maçlar oldu ama takımı kimse satmadı. cevat güler de o dönemin sembolü oldu hakkını yemeyelim.
bu arada o maçtan sonraki takımın kenetlenmesi tişört olarak piyasaya sürüldü. o tişörtü aldım ve hala saklıyorum. geçen memlekette bir giyeyim dedim, içine zor sığdım ama atmayacağım. 2005-2006 sezonu formamız gibi onu da saklayacağım. yıllar geçtikçe böyle şeylerin değeri artıyor, anı niteliği kazanıyor çünkü.
bu arada o maçtan sonraki takımın kenetlenmesi tişört olarak piyasaya sürüldü. o tişörtü aldım ve hala saklıyorum. geçen memlekette bir giyeyim dedim, içine zor sığdım ama atmayacağım. 2005-2006 sezonu formamız gibi onu da saklayacağım. yıllar geçtikçe böyle şeylerin değeri artıyor, anı niteliği kazanıyor çünkü.