63
bu adam hakkında yeni moda da "kışkırtıcı" yorumlar yazdığını iddia edip manipülatör imasında bulunmak.
yahu milli takımın kazandığı sıradan bir hazırlık maçından sonra kel alaka başlıkların altına "adaletin olduğu yerdedir.", "adaletin olduğu yerde olacaktır.", "adaletin olduğu yerin sahibidir.", "sana gelmediğim gün adaletin olmadığı gündür gülüm." minvalinde yorumlar yazanların başlığına "adaletin olduğu yerde, galatasaray sözlükte yazandır. yazadur koçum, aslanım, yiğidim." yazanlar, bu adamın yazdıklarını kışkırtıcı ve kasıtlı buluyorlarmış. ne güzel istanbul be! "vatanın, milletin, ülkenin, devletin tek milli takımının kazandığı maç sonrasında imalı imalı yorumlar giriliyor." deyip biz de "kışkıralım" o halde? benim bunu yapmam ne kadar saçma ve gereksiz ise bu yazara yöneltilenler de o kadar saçma.
işin ilginç yanı tobias rieper'a giydirenler, yazdığı yorumların altına kendince cevap yazanlar, linç etmeye kalkanlar da itham ettikleri üslubu kendilerine rehber edinmiş yazarlar. hamza hamzaoğlu, fatih terim, selçuk inan, sabri sarıoğlu, semih kaya, burak yılmaz, ultraslan, kısmen albayrak, çokça bilal kısa vs. mevzubahis yazarların tabir-i caizse uyanır uyanmaz düşüncesinde ve nefretinde olup mütemadiyen bu başlıkları, çoğunlukla format sınırlarının dışına çıkarak, olabilecek en sert üslupla ziyaret etmekteler.
sözgelimi sen her puan kaybı, her kötü oyun sonrasında tutup hamza hamzaoğlu'nun bir sözünü yazarsan adam da tutar sana onun döneminde yaşadağımız fakat şu an yaşamamızın imkansız olduğu şeyleri hatırlatır. senin hamza hamzaoğlu'nun kendince olumsuz gördüğün tavır, hareket ve sözlerinden sürekli bahsetmen ve nefretini kusman ne kadar kışkırtıcı ise bu adamın kendince olumlu bulduğu şeyleri yazması, şimdiki olumsuzluklarla kıyaslaması o kadar kışkırtıcı.
sözlükte her gün onlarca örneğine şahit olduğumuz vak'a sebep gösterilerek ceza alması da zannımca biraz "tribünlerden etkilenmek". adam trolllük yapmıyor, hakaret etmiyor, şahsi nefretini kusmuyor. birtakım yazarlara, "sözlüğü kullanma amacı yukarıda örnek verdiğim başlıklarda nefret kusmak olmuş." denilmiyorsa hoşunuza gitmeyen yorumlar yazan yazarları lince kalkışmak da saçma.
ha evet, yazdıklarını yazanlara da ceza verilsin. farklı düşünmekle övünüp bu hususta ahkam kesenler bundan bile rahatsız.
yahu milli takımın kazandığı sıradan bir hazırlık maçından sonra kel alaka başlıkların altına "adaletin olduğu yerdedir.", "adaletin olduğu yerde olacaktır.", "adaletin olduğu yerin sahibidir.", "sana gelmediğim gün adaletin olmadığı gündür gülüm." minvalinde yorumlar yazanların başlığına "adaletin olduğu yerde, galatasaray sözlükte yazandır. yazadur koçum, aslanım, yiğidim." yazanlar, bu adamın yazdıklarını kışkırtıcı ve kasıtlı buluyorlarmış. ne güzel istanbul be! "vatanın, milletin, ülkenin, devletin tek milli takımının kazandığı maç sonrasında imalı imalı yorumlar giriliyor." deyip biz de "kışkıralım" o halde? benim bunu yapmam ne kadar saçma ve gereksiz ise bu yazara yöneltilenler de o kadar saçma.
işin ilginç yanı tobias rieper'a giydirenler, yazdığı yorumların altına kendince cevap yazanlar, linç etmeye kalkanlar da itham ettikleri üslubu kendilerine rehber edinmiş yazarlar. hamza hamzaoğlu, fatih terim, selçuk inan, sabri sarıoğlu, semih kaya, burak yılmaz, ultraslan, kısmen albayrak, çokça bilal kısa vs. mevzubahis yazarların tabir-i caizse uyanır uyanmaz düşüncesinde ve nefretinde olup mütemadiyen bu başlıkları, çoğunlukla format sınırlarının dışına çıkarak, olabilecek en sert üslupla ziyaret etmekteler.
sözgelimi sen her puan kaybı, her kötü oyun sonrasında tutup hamza hamzaoğlu'nun bir sözünü yazarsan adam da tutar sana onun döneminde yaşadağımız fakat şu an yaşamamızın imkansız olduğu şeyleri hatırlatır. senin hamza hamzaoğlu'nun kendince olumsuz gördüğün tavır, hareket ve sözlerinden sürekli bahsetmen ve nefretini kusman ne kadar kışkırtıcı ise bu adamın kendince olumlu bulduğu şeyleri yazması, şimdiki olumsuzluklarla kıyaslaması o kadar kışkırtıcı.
sözlükte her gün onlarca örneğine şahit olduğumuz vak'a sebep gösterilerek ceza alması da zannımca biraz "tribünlerden etkilenmek". adam trolllük yapmıyor, hakaret etmiyor, şahsi nefretini kusmuyor. birtakım yazarlara, "sözlüğü kullanma amacı yukarıda örnek verdiğim başlıklarda nefret kusmak olmuş." denilmiyorsa hoşunuza gitmeyen yorumlar yazan yazarları lince kalkışmak da saçma.
ha evet, yazdıklarını yazanlara da ceza verilsin. farklı düşünmekle övünüp bu hususta ahkam kesenler bundan bile rahatsız.