23
galatasaray'ımızın ne kadar büyük bir acziyet içine girdiğini gösteren, yeni tarihinin tff tarafından, fenerbahçe'nin arzuları doğrultusunda belirlendiği maç. milli maç arasında sakatlanan futbolcularımıza, bu sakatlıkların hemen ardından maçın yeni tarihinin belirlenmiş olmasına hiç değinmiyorum bile. burda başka sıkıntılar var bence.
öyle ki maç tarihinin belirlendiği toplantıya aziz efendi "teşrif" etmemiş, buna karşılık galatasaray spor kulübü başkanı tff'nin kapısına gidebilmiştir. bunu birçok kişi önemsemeyebilir ama bana göre ortada çok büyük bir psikolojik operasyon var. aziz yıldırım resmen tff'yi ve galatasaray'ı takmıyor, "ben ne dersem o olur." kafasında hareket ediyor. hadi tff, fenerbahçe gibi, aziz efendinin çiftliği olmuş, aziz ne derse onu yapıyor diyelim. peki galatasaray yönetimi böyle bir tabloda nasıl davranmalı? ne yapmalı? beşiktaş ertelenen maçlarının yeni tarihini nasıl belirledi mesela? aslında rakip takımın fenerbahçe olması da önemli değil burda. çünkü maç galatasaray'ın maçı ve galatasaray'ın evinde oynanacak. ne demiş atalar: "misafir umduğunu değil bulduğunu yer." fenerbahçe'nin ne zırvaladığı önemli değil. galatasaray ne diyor, o önemli.
galatasaray'ın şampiyonluğa oynayıp oynamamasının da hiçbir önemi yok. galatasaray'ı yöneteneler oturdukları koltuğun ağırlığını iyi bilmeli. sadece futbolun değil, türk sporunun beşiği galatasaray'dır. galatasaray'ın sahasında oynanması öngörülen bir maç ertelenmişse yeni maç tarihini galatasaray yönetimi belirlemeli, hatta dikte etmelidir. hele hele rakip takımın başkanının lütfedip de gitmediği bir toplantıya hiç müdahil bile olmadan, yeni maç tarihini bir zarfın içine koyup, tff'ye ve rakip takımın adresine postalayıp yumruğa masaya vurmalıdır.
ne olursa olsun, ne yapılırsa yapılsın bu maçta aziz efendinin ağzının payını vermek farzdır. galatasaray futbol takımı hangi durumda olursa olsun çıkıp oynayacak ve gerekeni yapacaktır diye umuyorum.
öyle ki maç tarihinin belirlendiği toplantıya aziz efendi "teşrif" etmemiş, buna karşılık galatasaray spor kulübü başkanı tff'nin kapısına gidebilmiştir. bunu birçok kişi önemsemeyebilir ama bana göre ortada çok büyük bir psikolojik operasyon var. aziz yıldırım resmen tff'yi ve galatasaray'ı takmıyor, "ben ne dersem o olur." kafasında hareket ediyor. hadi tff, fenerbahçe gibi, aziz efendinin çiftliği olmuş, aziz ne derse onu yapıyor diyelim. peki galatasaray yönetimi böyle bir tabloda nasıl davranmalı? ne yapmalı? beşiktaş ertelenen maçlarının yeni tarihini nasıl belirledi mesela? aslında rakip takımın fenerbahçe olması da önemli değil burda. çünkü maç galatasaray'ın maçı ve galatasaray'ın evinde oynanacak. ne demiş atalar: "misafir umduğunu değil bulduğunu yer." fenerbahçe'nin ne zırvaladığı önemli değil. galatasaray ne diyor, o önemli.
galatasaray'ın şampiyonluğa oynayıp oynamamasının da hiçbir önemi yok. galatasaray'ı yöneteneler oturdukları koltuğun ağırlığını iyi bilmeli. sadece futbolun değil, türk sporunun beşiği galatasaray'dır. galatasaray'ın sahasında oynanması öngörülen bir maç ertelenmişse yeni maç tarihini galatasaray yönetimi belirlemeli, hatta dikte etmelidir. hele hele rakip takımın başkanının lütfedip de gitmediği bir toplantıya hiç müdahil bile olmadan, yeni maç tarihini bir zarfın içine koyup, tff'ye ve rakip takımın adresine postalayıp yumruğa masaya vurmalıdır.
ne olursa olsun, ne yapılırsa yapılsın bu maçta aziz efendinin ağzının payını vermek farzdır. galatasaray futbol takımı hangi durumda olursa olsun çıkıp oynayacak ve gerekeni yapacaktır diye umuyorum.