4491
geleceği belli kişilerce sabote edilen kulübüm. cumhurbaskanı fenerli, başbakan fenerli, tff baskanı besiktaslı gorunumlu fenerli, tbf baskanı fenerli, spor bakanı fenerli, ülkede iktidar ile beraber parasına para katan çoğu zengin fenerli. şimdi bu ortamda maddi manevi galatasaray lehine birşey beklemek pek mantıklı değil.
galatasaray 4. yıldızı aldığında "öyle yada böyle kazandılar" , mecidiyeköydeki araziden devlet 1,5 milyar tl kar ettikten sonra "galatasaray'ın bir allahın kurusu etkisi yoktur" diyen cumhurbaşkanının, yapıldığı kanıtlanan şikeyi sanki hiç yaşanmamış gibi örtmeye çalışması ise şaşırtmıyor. sanki tarlalar hiç sürülmedi, o paralar gitmedi, telefon konuşmaları olmadı! bütün olanlar paralel örgütün uydurması. durum artık öyle bir hale geldi ki, spor programlarında şike kelimesini kullananlar, sanki suç işlemiş gibi program içinde sindiriliyor.
tff ve tbf başkanları ise taraflı tutumları ile gs taraftarını çıldırtma aşamasına getirdiler. ilgiçtir ki spor programlarında bir allahın kulu yıldırım demirören ve harun erdenay’ı eleştirmiyor. niye? çünkü devletin desteği ile oradalar ve bütün medya bunun farkında. bu ikilinin galatasaray’a yapmadığı kalmadı ancak medyada sessizlik hakim.
http://basketdergisi.com/...ftarina-katildi.html
yukarıdaki linke bakın, resimdeki galatasaraylıları bulun. ne yazık ki bulamayacaksınız.
bunların dışında çoğu kişinin farkında olmadığı şeylerden de zarar gördü galatasaray. birinci örnek sermaye arttırımı. kesinlikle haksız bir şekilde galatasaray'ın sermaye arttırımı spk tarafından engellendi, aziz yıldırım galatasaray'ı yatırımcıları soymakla suçladı. daha sonra ne oldu? fenerbahçe sermaye arttırımı yaptı, spk tabiki izin verdi. medyada ses var mı ? yok! ikinci örnek ise şampiyonlar ligi yayın geliri üzerinden yapıldı. fenerbahçe'nin şampiyonlar ligine gidemeyeceği kesin olduğu zamanlarda, şampiyonlar ligi ihalesi tarihin belki de tarihin en düşük fiyatı ile kazanıldı. böylece galatasaray normalde alabileceği gelirin belki de yarısını alabildi. üçüncü örnek ise sponsorlarla ilgili. her ne kadar dursun özbek’i günahım kadar sevmesem de, aptal olduğunu düşünmüyorum. basketbol takımı için tarihi bir anlaşma yapıldığı söyledi, daha sonra bir anda sponspor olacak firma vazgeçti. niye vazgeçti, kim vazgeçmeleri için baskıda bulundu? tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok. bunlar gibi yazılacak çok şey var. hepsini yazamayacağım ancak aklıma gelenleri yazıyorum. örneğin fatih terim’in gs en başarı olduğu dönemde inanılmaz bir maaş ile milli takıma getirilmesi ve ya gs ya milli takım restinin çekilmesi. aynı şeyi euroleague’i aldığımız sene ekrem memnun’da , ergin ataman’da yaşadı. milli takım için seçilen devşirme oyuncuların hep fenerbahçe’nin önceden anlaştığı oyunculardan olması ise kesinlikle bir tesadüf değil. bu ortamda gs türk pasaportu olan oyuncusuna 2-3 sene lisans çıkaramadı, tbf lisans çıkarmamak için tüzüğü değiştirdi. hadi bunları da geçelim. tbf kendilerinin haksız olduğunu kabul ettiği bir durumda, kazandığımız fb bayan basket maçında bizi haksız yere mağlup saydı, ne oldu? olan takımımıza oldu.
bir başka dikkatimi çeken unsur, trt'nin şifreli maç yayınları ile alakalı. bu sene, kupada sadece fenerbahçe kaldığı için bütün maçların şifresiz verileceği söylendi. ancak daha önce galatasaray taraftarı hiçbir şekilde böyle bir ayrıcalıktan yararlanmadı.
galatasaray içinde hain yok mu? var tabi. kulüp bu durumdayken,en az 2 referansla 10.000 vererek üye olmak isteyen binlerce galatasaray sevdalısı kulüpten red yedi. galatasaray adasının sosyal tesis olması kararlaştırıldı vs.
işin özü, galatasaray inanılmaz bir şekilde yıpratılmaya devam ediyor. burada amaç, galatasaray’ın maddi ve manevi olarak iflası. eğer bu konuda başarılı olunursa, elinde koz kalmayan galatasaray yönetimi, riva florya gibi değerli arazileri, yandaş firmaların eline çok daha uygun fiyatlarda vermek zorunda kalacak. taraftar kulübe desteğini çekecek. ortam kime kalacak siz tahmin edin artık.
galatasaray 4. yıldızı aldığında "öyle yada böyle kazandılar" , mecidiyeköydeki araziden devlet 1,5 milyar tl kar ettikten sonra "galatasaray'ın bir allahın kurusu etkisi yoktur" diyen cumhurbaşkanının, yapıldığı kanıtlanan şikeyi sanki hiç yaşanmamış gibi örtmeye çalışması ise şaşırtmıyor. sanki tarlalar hiç sürülmedi, o paralar gitmedi, telefon konuşmaları olmadı! bütün olanlar paralel örgütün uydurması. durum artık öyle bir hale geldi ki, spor programlarında şike kelimesini kullananlar, sanki suç işlemiş gibi program içinde sindiriliyor.
tff ve tbf başkanları ise taraflı tutumları ile gs taraftarını çıldırtma aşamasına getirdiler. ilgiçtir ki spor programlarında bir allahın kulu yıldırım demirören ve harun erdenay’ı eleştirmiyor. niye? çünkü devletin desteği ile oradalar ve bütün medya bunun farkında. bu ikilinin galatasaray’a yapmadığı kalmadı ancak medyada sessizlik hakim.
http://basketdergisi.com/...ftarina-katildi.html
yukarıdaki linke bakın, resimdeki galatasaraylıları bulun. ne yazık ki bulamayacaksınız.
bunların dışında çoğu kişinin farkında olmadığı şeylerden de zarar gördü galatasaray. birinci örnek sermaye arttırımı. kesinlikle haksız bir şekilde galatasaray'ın sermaye arttırımı spk tarafından engellendi, aziz yıldırım galatasaray'ı yatırımcıları soymakla suçladı. daha sonra ne oldu? fenerbahçe sermaye arttırımı yaptı, spk tabiki izin verdi. medyada ses var mı ? yok! ikinci örnek ise şampiyonlar ligi yayın geliri üzerinden yapıldı. fenerbahçe'nin şampiyonlar ligine gidemeyeceği kesin olduğu zamanlarda, şampiyonlar ligi ihalesi tarihin belki de tarihin en düşük fiyatı ile kazanıldı. böylece galatasaray normalde alabileceği gelirin belki de yarısını alabildi. üçüncü örnek ise sponsorlarla ilgili. her ne kadar dursun özbek’i günahım kadar sevmesem de, aptal olduğunu düşünmüyorum. basketbol takımı için tarihi bir anlaşma yapıldığı söyledi, daha sonra bir anda sponspor olacak firma vazgeçti. niye vazgeçti, kim vazgeçmeleri için baskıda bulundu? tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok. bunlar gibi yazılacak çok şey var. hepsini yazamayacağım ancak aklıma gelenleri yazıyorum. örneğin fatih terim’in gs en başarı olduğu dönemde inanılmaz bir maaş ile milli takıma getirilmesi ve ya gs ya milli takım restinin çekilmesi. aynı şeyi euroleague’i aldığımız sene ekrem memnun’da , ergin ataman’da yaşadı. milli takım için seçilen devşirme oyuncuların hep fenerbahçe’nin önceden anlaştığı oyunculardan olması ise kesinlikle bir tesadüf değil. bu ortamda gs türk pasaportu olan oyuncusuna 2-3 sene lisans çıkaramadı, tbf lisans çıkarmamak için tüzüğü değiştirdi. hadi bunları da geçelim. tbf kendilerinin haksız olduğunu kabul ettiği bir durumda, kazandığımız fb bayan basket maçında bizi haksız yere mağlup saydı, ne oldu? olan takımımıza oldu.
bir başka dikkatimi çeken unsur, trt'nin şifreli maç yayınları ile alakalı. bu sene, kupada sadece fenerbahçe kaldığı için bütün maçların şifresiz verileceği söylendi. ancak daha önce galatasaray taraftarı hiçbir şekilde böyle bir ayrıcalıktan yararlanmadı.
galatasaray içinde hain yok mu? var tabi. kulüp bu durumdayken,en az 2 referansla 10.000 vererek üye olmak isteyen binlerce galatasaray sevdalısı kulüpten red yedi. galatasaray adasının sosyal tesis olması kararlaştırıldı vs.
işin özü, galatasaray inanılmaz bir şekilde yıpratılmaya devam ediyor. burada amaç, galatasaray’ın maddi ve manevi olarak iflası. eğer bu konuda başarılı olunursa, elinde koz kalmayan galatasaray yönetimi, riva florya gibi değerli arazileri, yandaş firmaların eline çok daha uygun fiyatlarda vermek zorunda kalacak. taraftar kulübe desteğini çekecek. ortam kime kalacak siz tahmin edin artık.