6
türk tipi ajitasyonun, amatörlüğün en simgesel örnekleri olan futbolcu topluluğunun tür ismi. eleştirmek yerine kendimden bir örnek vererek kendilerini betimlemek istiyorum.
yaklaşık 5 aydır çalışıyorum. mesai saatlerimiz fazla, çoğu zaman pazarları da tüm gün çalışıyoruz. yaptığım iş ne benim asli mesleğim, ne de yapmak istediğim bir iş. ancak hem başka iş bulamamış olmam, hem de psikolojik tedavim sırasında çok fazla sorumluluk almadan çömezlik dönemimi atlatabilme imkanı gibi çeşitli sebeplerden dolayı bu işteyim.
patronum ve ustam mutlu; kelepir fiyata bir iş gücü. yeri geldiğinde bir çırak gibi işçilerle çalışıyorum, adam gibi muhatap bulması gereken müşteri olunca karşısına çıkıyorum, getir götür işi oldu mu gidiyorum. malzeme mi eksildi hemen tedarik ediyorum. atıyorum patronun oğlu evden mi alınacak, yeni gelen işçilere çalışma izni mi çıkarılacak; hepsini yapacak adam belli.üstelik bunları hiç sesimi çıkarmadan yapıyorum. ben işe başladığımdan bu yana yaklaşık 15 kişilik olan iş yerinden 4 kişi işe girip ayrıldığını gördüm, tamamı da kendi isteğiyle ayrıldı, atılma gibi bir durum yok.
işçilerle de aram iyi. yeri geldiğinde beraber iş yapıyoruz, yeri geldiğinde onlarla patron arasında köprü oluyorum. bir ihtiyaçları olduğunda karşılamaya çalışıyorum, çocuğu hastalandığında hastahaneye koşturuyorum falan. onları terslemeden dinleyerek sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyorum.
gerçekten hasta olduğum 4 gün dışında işe gitmemezlik etmedim. mesailerde bile işteydim. sakatlık desen çoğu acemilikten defalarca elim kolum yaralandı. eldivenle çalışılmaması gereken bir alette eldiveni ve elimi kaptırdım, zor çıkardık. kırıldı mı söküldü mü çıktı mı ezildi mi hala bilmiyorum.
peki şimdi bütün bunlar beni iyi bir eleman mı yapıyor?
dalgınlık hat safhada, zaten ilaçlardan kafa bir milyon. unutkanlık desen keza aynı, kapının önündeki malzemeyi bile unuttuğum oluyor. malzemeyi tanımadığım, markaları bilmediğim için malzeme almalar hep ikişer defa oluyor. istek yok, hırs yok. kendini geliştirmek de yok. ustanın mutlak hiyerarşisi olmasa belki de yokluğunda 15 günde atölyenin ağzına da sıçardım..
ama devamlılığım iyi, fedakarlık çok, elimi kolumu feda ettim falan.. tam manasıyla evlat di mi ?
yaklaşık 5 aydır çalışıyorum. mesai saatlerimiz fazla, çoğu zaman pazarları da tüm gün çalışıyoruz. yaptığım iş ne benim asli mesleğim, ne de yapmak istediğim bir iş. ancak hem başka iş bulamamış olmam, hem de psikolojik tedavim sırasında çok fazla sorumluluk almadan çömezlik dönemimi atlatabilme imkanı gibi çeşitli sebeplerden dolayı bu işteyim.
patronum ve ustam mutlu; kelepir fiyata bir iş gücü. yeri geldiğinde bir çırak gibi işçilerle çalışıyorum, adam gibi muhatap bulması gereken müşteri olunca karşısına çıkıyorum, getir götür işi oldu mu gidiyorum. malzeme mi eksildi hemen tedarik ediyorum. atıyorum patronun oğlu evden mi alınacak, yeni gelen işçilere çalışma izni mi çıkarılacak; hepsini yapacak adam belli.üstelik bunları hiç sesimi çıkarmadan yapıyorum. ben işe başladığımdan bu yana yaklaşık 15 kişilik olan iş yerinden 4 kişi işe girip ayrıldığını gördüm, tamamı da kendi isteğiyle ayrıldı, atılma gibi bir durum yok.
işçilerle de aram iyi. yeri geldiğinde beraber iş yapıyoruz, yeri geldiğinde onlarla patron arasında köprü oluyorum. bir ihtiyaçları olduğunda karşılamaya çalışıyorum, çocuğu hastalandığında hastahaneye koşturuyorum falan. onları terslemeden dinleyerek sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyorum.
gerçekten hasta olduğum 4 gün dışında işe gitmemezlik etmedim. mesailerde bile işteydim. sakatlık desen çoğu acemilikten defalarca elim kolum yaralandı. eldivenle çalışılmaması gereken bir alette eldiveni ve elimi kaptırdım, zor çıkardık. kırıldı mı söküldü mü çıktı mı ezildi mi hala bilmiyorum.
peki şimdi bütün bunlar beni iyi bir eleman mı yapıyor?
dalgınlık hat safhada, zaten ilaçlardan kafa bir milyon. unutkanlık desen keza aynı, kapının önündeki malzemeyi bile unuttuğum oluyor. malzemeyi tanımadığım, markaları bilmediğim için malzeme almalar hep ikişer defa oluyor. istek yok, hırs yok. kendini geliştirmek de yok. ustanın mutlak hiyerarşisi olmasa belki de yokluğunda 15 günde atölyenin ağzına da sıçardım..
ama devamlılığım iyi, fedakarlık çok, elimi kolumu feda ettim falan.. tam manasıyla evlat di mi ?