• 225
    karşımızda zayıf da olsa belli bir oyun düzenine sahip takım bulunca yine kaybettiğimiz bir başka maç. çoğu oyuncusu sınırlı yeteneklere sahip bu takımdan kimse bir barcelona, real madrid, bayern münih olmasını beklemiyor elbette. ama kötü bile olsa, bir oyun planı olmalı. bunu uygulayabilmek için de her futbolcunun belli bir özelliği, özelliği olmasa bile görevi olmalıdır ki en azından sahaya çıktığında birşeyler yapabilecek kadar da olsa kendini geliştirme imkanı olsun. hepsinden önemlisi biraz istek olmalı. milyonlar alıyorsunuz canla başla oynayacaksınız tavrında değilim. ama ne tuvalet pisliği temizliyorsunuz, ne demir büküyorsunuz, ya da başkasının kazandığı paraları sayıyorsunuz. askeri disipline yakın bir hayatınız, yorucu antreman ve yolculuklar arasında yaşamaya çalışıyor olsanız da yaptığınız iş bir oyun. tamamen iş gözüyle bakıyor olsanız da iplerin sizin elinizde olduğu bir, başkası için değil kendiniz için birşeyler yapabileceğiniz bir iş. mahallede taştan kale yapan çocuklar bile daha fazla istek koyuyor ortaya. gerçi oyun planı ile bunlar olayın farklı yönleri ama; ikisi hem ayrı ayrı hem de bir arada çok can sıkıcı oluyor. her türlü medya aracılığıyla 7/24 galatasaray'a boğulan, çoğu zaman eşimizden dostumuzdan öteye koyduğumuz galatasaray'ın maçını izlerken; iş koşturmacası içinde bunalıp kendini banklarından birine attığın halı sahada oynanan maçtaki heycanın onda birini bile bulamıyorsak teknik taktik analize fazla da gerek yoktur aslında.
App Store'dan indirin Google Play'den alın