88
duyar kasmak vs. diyebilirsiniz. açıkçası umrumda değil.
şampiyonlar ligi final maçına bilmem kaç bin euro verip gitmek var olan parayı çok doğru bir iş için harcamak sayılmasa da karşılığında hayatın boyunca anlatacağın bir tecrübe aldığın bir etkinlik olur. galatasaray'ın 1987'de bir maç giyilen forması retro formatında 100000 euro'ya satılsa ve bunu alsan yine somut bir kazanç uğruna fazla para harcamış olursun. yerine göre mişlen yıldızlı bir restorana verilecek çok fazla para gerçekten insan için mantıklı olabilir.
demek istediğim şu, verdiğin para karşılığında hoşuna giden bir mal ya da hizmet alıyorsan paranın miktarının* önemi olmaz. bu kampanyada ise eğer bilekliğin tipini çok beğenmediyseniz elinize geçen tek kazanç "galatasaray"a para vermiş olma hissi olarak kalacak. verdiğiniz paranın karşılığında manevi tatmin hissi dışında bir haz alamayacaksınız. bu durumda gerçekten bu kampanya için 10 lira falan harcayacak biri varsa ülkede lösev gibi tohum otizm gibi güzel işler yapan vakıflar olduğunu hatırlatmak isterim. eğer bir şeye yardım yapma hissi istiyorsanız bu tip sizi dolandırmayacağından emin olduğunuz herhangi bir derneğe, vakfa yapacağınız yardımın sabri sarıoğlu'nun açacağı reyiz otel'e sermaye olmasındansa sizi manevi olarak daha çok rahatlatacağını temin ederim.
bilekliğin tipini, dokusunu, köpürtmesini sevdiyseniz zaten sizi tenzih ettiğimi bir kez daha belirteyim; keza anlayamam. ama geri kalan tüm yazarlardan zar zor kazanılan parayı kendileri için gerçek değeri olan bir işe harcamayacaklarsa bu kampanyaya değil yukarıda bahsettiğim gibi güvenilir yardım kuruluşlarına bağışlamalarını rica etme cüretini kendimde buluyorum.
şampiyonlar ligi final maçına bilmem kaç bin euro verip gitmek var olan parayı çok doğru bir iş için harcamak sayılmasa da karşılığında hayatın boyunca anlatacağın bir tecrübe aldığın bir etkinlik olur. galatasaray'ın 1987'de bir maç giyilen forması retro formatında 100000 euro'ya satılsa ve bunu alsan yine somut bir kazanç uğruna fazla para harcamış olursun. yerine göre mişlen yıldızlı bir restorana verilecek çok fazla para gerçekten insan için mantıklı olabilir.
demek istediğim şu, verdiğin para karşılığında hoşuna giden bir mal ya da hizmet alıyorsan paranın miktarının* önemi olmaz. bu kampanyada ise eğer bilekliğin tipini çok beğenmediyseniz elinize geçen tek kazanç "galatasaray"a para vermiş olma hissi olarak kalacak. verdiğiniz paranın karşılığında manevi tatmin hissi dışında bir haz alamayacaksınız. bu durumda gerçekten bu kampanya için 10 lira falan harcayacak biri varsa ülkede lösev gibi tohum otizm gibi güzel işler yapan vakıflar olduğunu hatırlatmak isterim. eğer bir şeye yardım yapma hissi istiyorsanız bu tip sizi dolandırmayacağından emin olduğunuz herhangi bir derneğe, vakfa yapacağınız yardımın sabri sarıoğlu'nun açacağı reyiz otel'e sermaye olmasındansa sizi manevi olarak daha çok rahatlatacağını temin ederim.
bilekliğin tipini, dokusunu, köpürtmesini sevdiyseniz zaten sizi tenzih ettiğimi bir kez daha belirteyim; keza anlayamam. ama geri kalan tüm yazarlardan zar zor kazanılan parayı kendileri için gerçek değeri olan bir işe harcamayacaklarsa bu kampanyaya değil yukarıda bahsettiğim gibi güvenilir yardım kuruluşlarına bağışlamalarını rica etme cüretini kendimde buluyorum.