• 5
    yukarida da yazilmis, kurtarici degil de daha cok destek olacak projedir. simdi sunu bi kabullenmemiz lazim. su sartlarda var olan borclari uefa standartlarina indirip cezadan kurtulsak bile maalesef uzun vadede bu borclar yine tepemize binecek. dolayisiyla bizim bakis acimizi, odak noktamizi ve temel fikriyatimizi sil bastan degistirmemiz gerek. linnes, carole, tellia, bruma, sinan gumus, koray gunter gibi oyuncularin yanina sneijder muslera gibi ust segment starlari yerlestirip, adam gibi bir foervet alip bu genc kadroyu ufak oynamalarla muhafaza etmek, ve kazanacagi her turlu basari ve yasayacagi her turlu basarisizligi kabullenip kucuk oynamalarla genc ve dinamik bir takim iskeleti kurmak varken, hala selcuklar hamitler umutlar buraklar yasinler pesinde kosuyoruz. maalesef bu kafayla anlik basarilardan oteye gecemeyecegiz.

    ilk yazar oldugumda tinercilerle ilgili "guzel ve genc bir kadro kurdular, sebat ederler, iyi bir teknik direktor bulurlar ve dogru hamleler yaparlarsa stadlari da acildiginda bu kadroyla ligi domine edebilirler" minvalinda yazmistim. ve ilginctir eksi yagmuruna tutulmustum. adamlar menemen yediler, buyuk takim eskileriyle acil aciklarini kapattilar, son iki uc sezondur neredeyse aldiklari her oyuncudan yuksek verim aldilar ve kar ettiler. sabirla beklediler. hep takimi tasiyacak iyi forvet oyuncularina yoneldiler ve ilginctir o forvetleri de gayet duauk miktarlara takima kazandirdilar ve hatta va'dan inanilmaz kar ettiler. bunlarla ugrasirken hep hocalarinin arkalarinda durdular, bir yandan da oyle ya da boyle stadlarinin yapimina devam ettiler. simdi geldigimiz duruma bakalim, iki sezon once rezalet bir kadroyla bizim kupa 1 ceyrek finalimizi izlerken simdi biz rezalet bir kadroyla onlarin ligde muthis futbol oynayip sampiyonluga gidislerini izliyoruz. iki sezon once menemen yiyoruz diye aciklamalarina biz gulerken simdi bizim bileklik satmaya calismamiza onlar guluyor. ki bu surecte bu adamlarin elinde stad bile yoktu. yanlis anlamayin tinerci sevicisi falan degilim ama su geldigimiz noktada kendimizi en iyi boyle degerlendirebiliriz.

    dogru yonetim, sabir, dogru planlama, oyun felsefesi belirleme ve ona gore kadro kurma, genc oyunculara yonelme ve pazarlama acilarindan bizim yonetimin o begenmedigimiz fikodan ders almasi gerektigini dusunuyorum.

    anlatmak istedigim; nasil besiktas biraz da sansinin yardimiyla o noktalardan su anki haline hem de kisa surede geldiyse biz de bir seyleri degistirerek bu ise baslayabiliriz. ha besiktas sampiyon oldu mu? bir basarisi var mi derseniz haklisiniz, ancak menemen yiyen bir kulupten, forvetinde mario gomez'in oynadigi ve ligin en iyi ve en surekliligi olan futbolunu oynayan kulup haline gelmesi bile bizim icin buyuk bir ders olmali.

    bizi kurtaracak anlayista ancak ve ancak benzer bir planlamadir. bunu yazar oldugumdan beri soyluyorum soylemeye de devam edecegim, galatasaray genclere yonelmedigi surece, pazarlama anlayisini degistirmedigi surece, kadrosunu belli bir oyun plani cevresinde olusturup o plana ve kadroya sadik kalarak sabir gostermedigi surece biz maliyeyi duzeltsek bile yeniden bozulacak. cunku her basarisizligin cozumu olarak transferi goruyoruz. ve bugune kadar yapilan transferler ve sacilan paralara baktikca kulup iyi bile dayanmis diyoruz. futbol takimini para yutan bir kara delik halinden cikarmazsak en duzgun maliye bize bes sene dayanir. sonra yine ayni seyleri yasariz.

    sahsi dusuncelerimdir belki de yaniloyorum.

    eyyorlamam daha var ama dersim var ogrencilerim bekliyo canlarim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın