16
asla almayacağım ve çevremdeki hiç kimseye de aldırmayacağım dandik üründür. 2 bileklik alıp kendinizi kulubün sahibi görüyorsunuz diyen, kulubün gerçek sahibi zevatın eleştirileriyle uğraşmayız en azından.
pişkinliğin bu kadarı, sen önce amerikan doları üzerinden fahiş ücret alan, taraftar protesto etti diye, resmi sosyal medya hesapları üzerinden uğruna gider yaptığın oyuncularına, sözde evlatlarına git, galatasaray zor durumda, biraz fedakarlık yap, siz evlatsınız, vefalı olun filan de önce.
derler mi? yoook. onlar evlat , galatasaray taraftarı müşteri. söz hakkı vermeye gelince aşağılanan, paraya sıkışıldığında ilk müracaat edilen yağlı kapı.
çok sevdiğim bir söz vardır: hep anamızı soruyorlar, babamız ne yapıyor diye merak eden yok?
içinde bulunduğumuz bu durumda çözüm için, galatasaray'ın kurtuluşu için tek yolun taraftar boykotu olduğunu düşünüyorum.
taraftar artık bu günahlara ortak olmayacak arkadaş, maça gitmeyecek, ürün almayacak. bu cemaatleşmiş yapıya maddi kaynak ve psikolojik destek sağlamayı keseceksin ki kurtulalım artık bunlardan. yoksa ki bu vesayetin bin yıl daha biteceği yok. sana bileklik satmaya çalışan adamlar, gs adasını sosyal tesise nasıl çeviririz de 10 kuruşa boğaz manzaralı çay içerizin derdinde. görün bunu artık yahu!
teşbihte hata olmaz, şu an içinde bulunduğumuz durumu bir örnekle açıklayacağım, aşağılama gayem yok.
sokakta dilenen bir çocuk görüyorsunuz ve sürekli ona para veriyorsunuz. çocuk açlıktan ölsün mü diye düşünüyorsunuz, sorunun esas kaynağı,o çocuğun orada neden dilendirildiğini görmüyorsunuz. siz para verdikçe, o çocuk o sokağa mahkum oluyor, çünkü sahipleri var bu işin ve para aktıkça şamar oğlanına dönen o gariban çocuk oluyor. onu dilendirenlerin dertleri keselerini doldurmak, keyif çatmak.
tuğla sattı bu kulüp yahu, tv'de canlı yayınlarda hem de, dünya aleme rezil olduk. ne değişti? böyle yapa yapa, kulüp 1 milyar tl borcun altına girdi, batacak artık.
boykot hemen şimdi!
pişkinliğin bu kadarı, sen önce amerikan doları üzerinden fahiş ücret alan, taraftar protesto etti diye, resmi sosyal medya hesapları üzerinden uğruna gider yaptığın oyuncularına, sözde evlatlarına git, galatasaray zor durumda, biraz fedakarlık yap, siz evlatsınız, vefalı olun filan de önce.
derler mi? yoook. onlar evlat , galatasaray taraftarı müşteri. söz hakkı vermeye gelince aşağılanan, paraya sıkışıldığında ilk müracaat edilen yağlı kapı.
çok sevdiğim bir söz vardır: hep anamızı soruyorlar, babamız ne yapıyor diye merak eden yok?
içinde bulunduğumuz bu durumda çözüm için, galatasaray'ın kurtuluşu için tek yolun taraftar boykotu olduğunu düşünüyorum.
taraftar artık bu günahlara ortak olmayacak arkadaş, maça gitmeyecek, ürün almayacak. bu cemaatleşmiş yapıya maddi kaynak ve psikolojik destek sağlamayı keseceksin ki kurtulalım artık bunlardan. yoksa ki bu vesayetin bin yıl daha biteceği yok. sana bileklik satmaya çalışan adamlar, gs adasını sosyal tesise nasıl çeviririz de 10 kuruşa boğaz manzaralı çay içerizin derdinde. görün bunu artık yahu!
teşbihte hata olmaz, şu an içinde bulunduğumuz durumu bir örnekle açıklayacağım, aşağılama gayem yok.
sokakta dilenen bir çocuk görüyorsunuz ve sürekli ona para veriyorsunuz. çocuk açlıktan ölsün mü diye düşünüyorsunuz, sorunun esas kaynağı,o çocuğun orada neden dilendirildiğini görmüyorsunuz. siz para verdikçe, o çocuk o sokağa mahkum oluyor, çünkü sahipleri var bu işin ve para aktıkça şamar oğlanına dönen o gariban çocuk oluyor. onu dilendirenlerin dertleri keselerini doldurmak, keyif çatmak.
tuğla sattı bu kulüp yahu, tv'de canlı yayınlarda hem de, dünya aleme rezil olduk. ne değişti? böyle yapa yapa, kulüp 1 milyar tl borcun altına girdi, batacak artık.
boykot hemen şimdi!