1193
dünkü açıklamalarından sonra kendisine tepki gelince bu tweetleri atmış olan yorumcu/gazeteci.
https://twitter.com/...s/690134471648100352
https://twitter.com/...s/690135161837600769
21 ocak 2016 tarihli spor servisi programında "tff lisans vermesin" açıklamasını galatasaray için değil "tüm kulüpler" için söylediğini özellikle belirtmiş. cümlede galatasaray lafı bile geçmemiş. gündem galatasaray olduğu için program galatasaray üzerinden dönmüş. "tff lisans vermesin" açıklamasını mantıklı ama abartı buluyorum. bazı durumlar değişmedikçe, ülkede futbola değer katılmadıkça futbol bir adım ileriye gidemiyor. tribünler boş, zeminler kötü, hakemler kötü, her hafta oynanan 9 maçın 4-5 tanesi kalitesiz maçlar, alt liglerde neler döndüğü belirsiz, bir kesim futbolcu grubu hariç geri kalanlar zayıf futbolcular. tüm bu boktan sistemin içinde bu işin nasıl düzelebileceği konusu üzerine düşünüp fikir üreten birkaç adam var. bu adamları bir kalemde hasır altı etmemek gerekir.
mehmet demirkol benim abim, akrabam ya da arkadaşım değil. kendisi yıllardır izlediğim, görüşlerine %70 katıldığım %30 katılmadığım, konulara farklı noktalardan yaklaşabilen bir insan. dolayısıyla kendisini savunmak ya da yermek bana hiçbir şey kazandırmaz. ben düşündüklerimi, gördüklerimi yazarım. sizlerin de herhangi bir olaya, futbola, bir lafa, bir kişiye daha geniş çerçeveden bakabilmenizi isterim. ama ne yazık ki sürekli ama sürekli aynı saçma konular üzerinde dönüyorsunuz. geçen gün kendime kendime bir karar almıştım. performans dışında bir şey yazmayacaktım. çünkü olaylar ve kişiler hakkında ne anlatırsan anlat, günümüz dünyasında birçok insan dış fikirlere o kadar kapalı ki "acaba olabilir mi?" diye bile düşünmeden reddediyor. ancak "olsun ben yazayım. sonuçta bu sözlükte bir yazarım ve yazmayan yazar olmamalı. diğer yazarlar da hep akıllı insanlar. belki bir gün fark ederler ve beni anlarlar" düşüncesi ile tekrar yazmaya başladım.
mehmet demirkol galatasaray düşmanı falan değil. cumartesi günü güntekin onay güzel şeyler söyledi; "bana galatasaray düşmanı diyorlar. benim eşim galatasaraylı, benim kızım galatasaraylı, kızım ya. benim galatasaray düşmanı olmam mümkün mü?". yine güntekin onay'ın o gün belirttiği gibi insanları şu'cu bu'cu, şöyle böyle diye keskin ayrımlarla birbirinden ayırıp kalıplara koymayın. televizyonda ya da burada (sözlükte) tanımadığınız bir insanı, söylediği bir sözden veya yazdığı bir cümleden ötürü, o sözün veya cümlenin ardını arkasını düşünmeden o insanı hemen bir kalıba oturtuyorsunuz. sonra o kişiye bakarken ondan önce kendi kafanızda koyduğunuz kalıbı görüyorsunuz. hemen her gün ülkenin, dünya'nın kötü bir yer olmasından şikayet ediyoruz. ancak bunu değiştirmek için kayda değer hiçbir şey yapmıyoruz. tek yaptığımız ise; bilgi sahibi olmadan her konuda fikir sahibi olmak. bilgi sahibi olsak da o bilgiyi kendi fikrimizin, kendi ön yargılarımızın uyuştuğu kısmı ile yorumlamak. ancak yazı yazmak belli bir seviye isteyen bir şey. yani yazı yazabilen kişi aklını kullanabilen kişidir. bu yüzden bazı şeylerin değişebileceği (öz eleştiri yapmak, yanılmışım diyebilmek) konusunda ümitliyim. mehmet demirkol mu? bırakın konuşsun adam. sevmiyorsanız dinlemeyin. ama söylediği bir şey hakkında yorum yapmadan önce söylediği şeyi dinleyin ve anlayın. sonra buyurun konuşalım, tartışalım.
saygılar.
https://twitter.com/...s/690134471648100352
https://twitter.com/...s/690135161837600769
21 ocak 2016 tarihli spor servisi programında "tff lisans vermesin" açıklamasını galatasaray için değil "tüm kulüpler" için söylediğini özellikle belirtmiş. cümlede galatasaray lafı bile geçmemiş. gündem galatasaray olduğu için program galatasaray üzerinden dönmüş. "tff lisans vermesin" açıklamasını mantıklı ama abartı buluyorum. bazı durumlar değişmedikçe, ülkede futbola değer katılmadıkça futbol bir adım ileriye gidemiyor. tribünler boş, zeminler kötü, hakemler kötü, her hafta oynanan 9 maçın 4-5 tanesi kalitesiz maçlar, alt liglerde neler döndüğü belirsiz, bir kesim futbolcu grubu hariç geri kalanlar zayıf futbolcular. tüm bu boktan sistemin içinde bu işin nasıl düzelebileceği konusu üzerine düşünüp fikir üreten birkaç adam var. bu adamları bir kalemde hasır altı etmemek gerekir.
mehmet demirkol benim abim, akrabam ya da arkadaşım değil. kendisi yıllardır izlediğim, görüşlerine %70 katıldığım %30 katılmadığım, konulara farklı noktalardan yaklaşabilen bir insan. dolayısıyla kendisini savunmak ya da yermek bana hiçbir şey kazandırmaz. ben düşündüklerimi, gördüklerimi yazarım. sizlerin de herhangi bir olaya, futbola, bir lafa, bir kişiye daha geniş çerçeveden bakabilmenizi isterim. ama ne yazık ki sürekli ama sürekli aynı saçma konular üzerinde dönüyorsunuz. geçen gün kendime kendime bir karar almıştım. performans dışında bir şey yazmayacaktım. çünkü olaylar ve kişiler hakkında ne anlatırsan anlat, günümüz dünyasında birçok insan dış fikirlere o kadar kapalı ki "acaba olabilir mi?" diye bile düşünmeden reddediyor. ancak "olsun ben yazayım. sonuçta bu sözlükte bir yazarım ve yazmayan yazar olmamalı. diğer yazarlar da hep akıllı insanlar. belki bir gün fark ederler ve beni anlarlar" düşüncesi ile tekrar yazmaya başladım.
mehmet demirkol galatasaray düşmanı falan değil. cumartesi günü güntekin onay güzel şeyler söyledi; "bana galatasaray düşmanı diyorlar. benim eşim galatasaraylı, benim kızım galatasaraylı, kızım ya. benim galatasaray düşmanı olmam mümkün mü?". yine güntekin onay'ın o gün belirttiği gibi insanları şu'cu bu'cu, şöyle böyle diye keskin ayrımlarla birbirinden ayırıp kalıplara koymayın. televizyonda ya da burada (sözlükte) tanımadığınız bir insanı, söylediği bir sözden veya yazdığı bir cümleden ötürü, o sözün veya cümlenin ardını arkasını düşünmeden o insanı hemen bir kalıba oturtuyorsunuz. sonra o kişiye bakarken ondan önce kendi kafanızda koyduğunuz kalıbı görüyorsunuz. hemen her gün ülkenin, dünya'nın kötü bir yer olmasından şikayet ediyoruz. ancak bunu değiştirmek için kayda değer hiçbir şey yapmıyoruz. tek yaptığımız ise; bilgi sahibi olmadan her konuda fikir sahibi olmak. bilgi sahibi olsak da o bilgiyi kendi fikrimizin, kendi ön yargılarımızın uyuştuğu kısmı ile yorumlamak. ancak yazı yazmak belli bir seviye isteyen bir şey. yani yazı yazabilen kişi aklını kullanabilen kişidir. bu yüzden bazı şeylerin değişebileceği (öz eleştiri yapmak, yanılmışım diyebilmek) konusunda ümitliyim. mehmet demirkol mu? bırakın konuşsun adam. sevmiyorsanız dinlemeyin. ama söylediği bir şey hakkında yorum yapmadan önce söylediği şeyi dinleyin ve anlayın. sonra buyurun konuşalım, tartışalım.
saygılar.