15
galatasaraylı olmanın en güzel yanı bu kulübün winnerlığını bilip hayaller kurabilmek.
bana da ansızın bir 17'de 17 umudu geliyor. sonra ulan barça, real yapamıyor biz mi yapacağız diyorum.
şampiyonluk yarışında en kritik rakipler küme düşme hattındaki takımlar ve büyük rakiplerine puan vermemek. çünkü rakiplerin eğer son haftalarda oynuyorsa illa ki o küme düşme hattındaki takımlara tökezler.
fikstüre bakıyorum. derbiler arena'da, gençlerbirliği, eskişehir, mersin, sivas gibi küme düşme hattındaki takımlar son haftalara kalmamış. fikstür gerçekten fener derbisini de içeren bir seriye müsait.
beşiktaş'ın fikstürü net sıkıntılı. trabzon, fener, galatasaray, başakşehir, kasımpaşa, rize maçları deplasmanda. ikinci devrede en fazla 35 puan civarı toplarlar gibi geliyor.
fener'in fikstürü önemli değil. savunmaları iyi, golcüleri formsuz olursa sürpriz puan kaybedebilirler. şampiyon olmak için fener'in ilk yarıda son dakikalarda attığı golleri atamaması gerekiyor.
bu seriyle sezon sonunda beşiktaş'ın üzerine çıkmak zor değil. 2.'lik de şampiyonlar ligi ön elemesi demek. böyle bir ilk yarı sonunda hiç de fena sonuç değil.
29. hafta gibi fener'in ensesinde olursak son haftadaki kayseri maçıyla 2005-2006 sezonu nostaljisi yaşamak gayet de olasılık dahilinde.
bütün bu duyguları kenara bırakırsak totemci yanım şunları diyor. sivas deplasmanı galatasaray için şampiyonluk alametidir. kazanamadık. 2010-2011 sezonu gibi leş gibi maçlar çıkardık ve fener yine şenol güneşle yarışıyor ve ilk yarıyı ikinci kapattı. 2010-2011 sezonunda 9. haftada kadıköy deplasmanında yine berabere kalmıştık. ilk haftasında yine sivas'la oynamıştık yanlış hatırlamıyorsam.
ulan ne karışık hisler bunlar ya, başlasın şu ikinci devre artık. keşke 10 gün üst üste ilk 10 haftayı oynayabilsek de sezon belli olsa amk. hem heyecan hem üzüntü duyuyorum beklerken, böyle bir şey yok.
bana da ansızın bir 17'de 17 umudu geliyor. sonra ulan barça, real yapamıyor biz mi yapacağız diyorum.
şampiyonluk yarışında en kritik rakipler küme düşme hattındaki takımlar ve büyük rakiplerine puan vermemek. çünkü rakiplerin eğer son haftalarda oynuyorsa illa ki o küme düşme hattındaki takımlara tökezler.
fikstüre bakıyorum. derbiler arena'da, gençlerbirliği, eskişehir, mersin, sivas gibi küme düşme hattındaki takımlar son haftalara kalmamış. fikstür gerçekten fener derbisini de içeren bir seriye müsait.
beşiktaş'ın fikstürü net sıkıntılı. trabzon, fener, galatasaray, başakşehir, kasımpaşa, rize maçları deplasmanda. ikinci devrede en fazla 35 puan civarı toplarlar gibi geliyor.
fener'in fikstürü önemli değil. savunmaları iyi, golcüleri formsuz olursa sürpriz puan kaybedebilirler. şampiyon olmak için fener'in ilk yarıda son dakikalarda attığı golleri atamaması gerekiyor.
bu seriyle sezon sonunda beşiktaş'ın üzerine çıkmak zor değil. 2.'lik de şampiyonlar ligi ön elemesi demek. böyle bir ilk yarı sonunda hiç de fena sonuç değil.
29. hafta gibi fener'in ensesinde olursak son haftadaki kayseri maçıyla 2005-2006 sezonu nostaljisi yaşamak gayet de olasılık dahilinde.
bütün bu duyguları kenara bırakırsak totemci yanım şunları diyor. sivas deplasmanı galatasaray için şampiyonluk alametidir. kazanamadık. 2010-2011 sezonu gibi leş gibi maçlar çıkardık ve fener yine şenol güneşle yarışıyor ve ilk yarıyı ikinci kapattı. 2010-2011 sezonunda 9. haftada kadıköy deplasmanında yine berabere kalmıştık. ilk haftasında yine sivas'la oynamıştık yanlış hatırlamıyorsam.
ulan ne karışık hisler bunlar ya, başlasın şu ikinci devre artık. keşke 10 gün üst üste ilk 10 haftayı oynayabilsek de sezon belli olsa amk. hem heyecan hem üzüntü duyuyorum beklerken, böyle bir şey yok.