261
bi bok sandıklarımız yazı dizisinden,
aslında biraz format dışına çıkıyorum gibi ama değil. spor, özellikle futbol camiamız içinde boyunu büyütmüştür. toplumun beyin ameliyatını neredeyse tek başına gerçekleştirmiştir. televole denen dünyanın en gereksiz, en alçakça programının tetikçisidir. gelecek nesiller, bu programı yapanların, kitlelere benimsetenlerin mezarlarına sıçacaktır. can tanrıyar adlı nöbetçi kocayla beraber halkımızın ağzına sıçmış, sıçmaya devam etmektedir. avrupa kupası final maçında bile acun'un kutularının nasıl açıldığı seyredilmiştir.
dünyanın en ballı insanı acun değilse kimdir. 100 kelimeyi geçmeyen ingilizcesiyle tüm dünyayı boş boş gezmiştir. belgeselmi çektin, kayda değer bir kayıtmı yaptın lavuk, bu garip millete gösterdiğin yegane şey brezilya plajlarındaki karıların götleri. üstüne para vermesi gerekirken zengin olmuş gezmekten. bizim çocuklarımız kerizmi hıyar. ingilizce öğrenecem, logaritma çözecem diye götleri, kafaları patlasın, sen kutu aç malı götür. nefret ediyorum bu tiplerden. nasıl, hangi fabrika üretir bu yalamaları. nedir bu yavşakların sırrı. kimi çağırsa geliyor programına. fatih terim'inden tut emre'sine arda'sına kadar hepsi geldi. sıkıysa gelmesinler, hepsi bu düzenin bir parçasıdır. çağır bakalım nihat genç'i, serdar akinan'ı, yalçın küçük'ü gelirmi.
bu adam para için zavallı insanlara böcek yedirtti, kurt yutturdu. şimdi de kutuyla konuşturuyor, ülkemiz bok içindeyken bu bokları seyrediyoruz. kazandıkları paraların bir bölümünü yardım için bağışlamaları yokmu, içimi paramparça ediyor. kalbimin ta derinliklerinden doğuranlarına binlerce küfür ediyorum. ulan toplumun ahlak bozucuları, sermayenin çanak yalayıcıları, sizin yaptığınız yardımlar, bu ülke gençliğine verdiğiniz hasarın ne kadarını karşılayabilir.
bu adam belkide bu güne kadar saydıklarımın en bokudur. sporculara, futbolculara bulaşıp onlarıda maskeli baloya alet etmeseydi aklıma bile gelmeyecekti. tesadüfen rastlarsam bir programına, bir an görme şanssızlığına uğrarsam çok utanıyorum. sanki kendisi beni görüyor sanıyorum. '' bak, beni sen bile izliyorsun'' diyecek diye ödüm kopuyor. yoksa bana ne bok boku kenefte görür hesabı uğraşmayacaktım kendisiyle. tek bir an, tesadüfen, arda'ya rastlamasaydım bu bokun programında.
aslında biraz format dışına çıkıyorum gibi ama değil. spor, özellikle futbol camiamız içinde boyunu büyütmüştür. toplumun beyin ameliyatını neredeyse tek başına gerçekleştirmiştir. televole denen dünyanın en gereksiz, en alçakça programının tetikçisidir. gelecek nesiller, bu programı yapanların, kitlelere benimsetenlerin mezarlarına sıçacaktır. can tanrıyar adlı nöbetçi kocayla beraber halkımızın ağzına sıçmış, sıçmaya devam etmektedir. avrupa kupası final maçında bile acun'un kutularının nasıl açıldığı seyredilmiştir.
dünyanın en ballı insanı acun değilse kimdir. 100 kelimeyi geçmeyen ingilizcesiyle tüm dünyayı boş boş gezmiştir. belgeselmi çektin, kayda değer bir kayıtmı yaptın lavuk, bu garip millete gösterdiğin yegane şey brezilya plajlarındaki karıların götleri. üstüne para vermesi gerekirken zengin olmuş gezmekten. bizim çocuklarımız kerizmi hıyar. ingilizce öğrenecem, logaritma çözecem diye götleri, kafaları patlasın, sen kutu aç malı götür. nefret ediyorum bu tiplerden. nasıl, hangi fabrika üretir bu yalamaları. nedir bu yavşakların sırrı. kimi çağırsa geliyor programına. fatih terim'inden tut emre'sine arda'sına kadar hepsi geldi. sıkıysa gelmesinler, hepsi bu düzenin bir parçasıdır. çağır bakalım nihat genç'i, serdar akinan'ı, yalçın küçük'ü gelirmi.
bu adam para için zavallı insanlara böcek yedirtti, kurt yutturdu. şimdi de kutuyla konuşturuyor, ülkemiz bok içindeyken bu bokları seyrediyoruz. kazandıkları paraların bir bölümünü yardım için bağışlamaları yokmu, içimi paramparça ediyor. kalbimin ta derinliklerinden doğuranlarına binlerce küfür ediyorum. ulan toplumun ahlak bozucuları, sermayenin çanak yalayıcıları, sizin yaptığınız yardımlar, bu ülke gençliğine verdiğiniz hasarın ne kadarını karşılayabilir.
bu adam belkide bu güne kadar saydıklarımın en bokudur. sporculara, futbolculara bulaşıp onlarıda maskeli baloya alet etmeseydi aklıma bile gelmeyecekti. tesadüfen rastlarsam bir programına, bir an görme şanssızlığına uğrarsam çok utanıyorum. sanki kendisi beni görüyor sanıyorum. '' bak, beni sen bile izliyorsun'' diyecek diye ödüm kopuyor. yoksa bana ne bok boku kenefte görür hesabı uğraşmayacaktım kendisiyle. tek bir an, tesadüfen, arda'ya rastlamasaydım bu bokun programında.