168
seni sevenleri bir kez daha uzdun baba.
--- alinti ---
13 eylül 2009, metin oktay'ın aramızdan ayrılışının 18. yıldönümü.
1991 senesinden bu yana her geçen dakika daha da artan metin oktay sevgisi, bir kez daha depreşmiş durumda. peki, metin oktay'ın oyuna sevgisi? kendi kaleminden okuyalım onu da...
''yumuşacık, yusyuvarlak...
hareketli... ele-avuca sığmaz... zıp zıp zıplar, yerinde durmaz.
onunla ilk tanıştığım gün, ayakkabısının bağlarını bile kendi bağlayamayan yürümeyi yeni yeni öğrenmiş minicik bir çocuktum. o kocaman şişko gövdesiyle karşımda duruyordu. bağlarını bile bağlayamadım ayakkabımla, 'sen de nereden çıktın?' der gibi vurdum ona...
yolumun üstünde duruyordu çünkü... çekilip gitmesini istedim...
ben vururum, o gider...
o gider, ben giderim...
o ilk vuruşla birlikte, yolum da değişti, hayatım da...
yolumun üstüne çıkan koca şişkoyu kenara attım ama, yola devam edemedim.
onun peşinden koştum, ötelerde bir yerde beni bekliyordu.
gittim, bir daha vurdum.
çaresiz, kader bağlamıştı bizi... ondan ayrılamıyordum... benim en iyi arkadaşım olmuştu. yatağımın altında, benimle uyur, beni beklerdi.
onunla daha iyi arkadaşlık edebilmek için özel ayakkabılar aldım... ayakkabılarımı ve onu, odamda özenle saklar, birlikte yaşamayı hayal ettiğim o gönül cennetine gitmek için büyülü rüyalara yatardım...
onu tanıyorsunuz... o'nun adı top...
beni de tanıyorsunuz... benim adım metin oktay...''
--- alinti ---
--- alinti ---
13 eylül 2009, metin oktay'ın aramızdan ayrılışının 18. yıldönümü.
1991 senesinden bu yana her geçen dakika daha da artan metin oktay sevgisi, bir kez daha depreşmiş durumda. peki, metin oktay'ın oyuna sevgisi? kendi kaleminden okuyalım onu da...
''yumuşacık, yusyuvarlak...
hareketli... ele-avuca sığmaz... zıp zıp zıplar, yerinde durmaz.
onunla ilk tanıştığım gün, ayakkabısının bağlarını bile kendi bağlayamayan yürümeyi yeni yeni öğrenmiş minicik bir çocuktum. o kocaman şişko gövdesiyle karşımda duruyordu. bağlarını bile bağlayamadım ayakkabımla, 'sen de nereden çıktın?' der gibi vurdum ona...
yolumun üstünde duruyordu çünkü... çekilip gitmesini istedim...
ben vururum, o gider...
o gider, ben giderim...
o ilk vuruşla birlikte, yolum da değişti, hayatım da...
yolumun üstüne çıkan koca şişkoyu kenara attım ama, yola devam edemedim.
onun peşinden koştum, ötelerde bir yerde beni bekliyordu.
gittim, bir daha vurdum.
çaresiz, kader bağlamıştı bizi... ondan ayrılamıyordum... benim en iyi arkadaşım olmuştu. yatağımın altında, benimle uyur, beni beklerdi.
onunla daha iyi arkadaşlık edebilmek için özel ayakkabılar aldım... ayakkabılarımı ve onu, odamda özenle saklar, birlikte yaşamayı hayal ettiğim o gönül cennetine gitmek için büyülü rüyalara yatardım...
onu tanıyorsunuz... o'nun adı top...
beni de tanıyorsunuz... benim adım metin oktay...''
--- alinti ---