6
üzerinden tam 14 sene geçmiş olduğunu az önce öğrenmemle göğsümün orta yerine manasız bir ağırlık oturtan maç. dün gibi hatırlıyorum o sezon maçları izlediğimiz dört duvar arasını, hemen her galatasaray maçında organize olmadan tam kadro beraber olan ekibi, victoria'nın golünü, sergen'in hüseyin'i sünnet etme çabasını, berkant'ın penaltısı sonrası komşumuzun biraz da durumla dalga geçmek üzere ayağa kalkıp "ekseni etrafında" dönerek sevinmesini falan...
o sezon maçları izlediğimiz, sezonun sonlarına doğru döner-kebap servisine başlayan mekan sahibi bölgenin en büyük taverna-restaurantınını işletiyor...
komşumuz eşinden ayrıldı, berduş bir hayat sürüyor tek başına...
o ekibin önemli parçalarından biri olan o dönemin muhtarı abimiz bir daha seçim kazanamadı...
aşk maceralarımız ise "pardon gözüme toz kaçtı" hissiyatından öteye gidememekte hala ısrarlı...
seni ne çok seviyoruz be galatasaray, ah bir bilebilsen...
çok sevdiğimiz için mi kaybediyoruz, çok kaybettiğimiz için mi böylesine seviyoruz?
biz de bunu öğrenebilsek mesela...
o sezon maçları izlediğimiz, sezonun sonlarına doğru döner-kebap servisine başlayan mekan sahibi bölgenin en büyük taverna-restaurantınını işletiyor...
komşumuz eşinden ayrıldı, berduş bir hayat sürüyor tek başına...
o ekibin önemli parçalarından biri olan o dönemin muhtarı abimiz bir daha seçim kazanamadı...
aşk maceralarımız ise "pardon gözüme toz kaçtı" hissiyatından öteye gidememekte hala ısrarlı...
seni ne çok seviyoruz be galatasaray, ah bir bilebilsen...
çok sevdiğimiz için mi kaybediyoruz, çok kaybettiğimiz için mi böylesine seviyoruz?
biz de bunu öğrenebilsek mesela...